|19|

2400 Words
Gözleri yavaşça kapandığında kendini uykunun tatlı kollarına bıraktı. Ne kadar zaman geçti bilmiyordu ama baş ucunda bir gürültü kopup omzundan dürtülene kadar gayet rahat bir şekilde yatıyordu. Gözlerini açtığında baş ucunda itişip kakışan Lukas ve Burak ikilisini gördü. -"Ne yapıyorsunuz? Sizin ne işiniz var benim odamda?" dedi şaşkınca. Ancak ikisi ona bakmak yerine birbirlerine ölümcül bakışlar atıyordu. -"Burak ne oldu?" Burak sonunda patronuna baktı. -"Saatlerdir size ulaşmaya çalışıyorum Beren Hanım. Aramalarıma cevap vermeyince sizi görmek istedim ancak Lukas bey ve korumaları engel olmak istedi." Lukas'a baktı. -"Neden korumamın bana ulaşmasına engel oluyorsun bay Morosini." dedi mesafeli bir ses tonuyla. -"Müsait olup olmadığını bilmediğim için." -"Şimdi müsaitim gördüğün üzere. Çıkabilirsin." Lukas'ın sert bakışları altında dik dik baksa da sonunda kazandı Beren. İsteksiz bir şekilde odada çıkan Lukas'ın ardından Beren Burağa baktı. -"Sen neden beni aradın?" -"Ferit bey size ulaşamamış. Şevket bey beni aradı sizi kontrol etmem, güvenliğinizden emin olmam için. Ancak Bay Morosini engel olmaya kalktı." -"Ben ararım onu. Bu yaşananlar aramızda kalacak Burak. Şevket beye bu durumu iletmeni istemiyorum." Burak usulca başını salladı. -"Emredersiniz Beren Hanım." Burak odadan çıkarken Beren çoktan telefonunu eline aldı. Ekranda bir çok cevapsız arama mevcuttu. Ateş, babası, Burak ve son olarak Aras. Önce babasını aradı. Birkaç çalıştan sonra açıldı telefon. -"Alo Beren. Neredesin sen? Saatlerdir telefonuma bakmıyorsun?" Bir an saatler önce yaptığı şeyler gözünün önünden geçti. Utanç vericiydi. -"Yol yorgunu uyuyakalmışım." Babasının derin bir nefes alıp verdiğini duyunca beklemeye başladı. Zira adamın kendisine sinirlendiğimi ama sakinleşmeye çalıştığını anlayabiliyordu. -"Tamam babacığım sen dinlen. Sonra tekrar konuşuruz ama telefonunu yanından ayırma aradığımda sana ulaşabileyim tamam mı?" Kabul etmeme gibi bir lüksü yoktu zaten. -"Tamam ayırmam. Görüşürüz." Babasından gelen görüşürüz kelimesinden sonra telefonu kapattı. Elini yüzünü yıkadı ve üstünü değiştirdi. Mini mavi, askılı zaten bir elbise giyip saçlarını düzleştirdikten sonra çantasını ve telefonunu alarak odadan çıktı. Kapıda bekleyn korumaları görünce irkilsede onları görmezden geliyor koridor sonuna yürümeye başladı. Asansörün önünde beklerken arkasından gelen birinin varlığını hissetti. Ancak önemsemedi. Ta ki Lukas'ın dibine kadar girip kulağına fısıldadığını duyana kadar. -"Ne o kaçıyor musunuz Beren Hanım?" dedi imalı bir gülüşle. Başını geriye atıp ona baktı. Oldukça dibinde durduğu için yüzlerinin birbirine çok yakın olduğunu sonradan fark etti. -"Hayır. Ben genelde kaçmam. Kaçırılırım." dedi açık açık laf sokarak. -"Kaçırılmaya değer bir güzelliktesiniz." -"Öyleyimdir. Güzellik başa bela olabiliyor. Mesela yakın zamanda bir fuhuş baronu tarafından kaçırılmıştım. Sırf güzel olduğum için." Lukas gamzeleri görünecek kadar derinden güldü. -"Demek ki çok arzulamış sizi. Seksi bir duruşunuz var. Her erkeğin arzuladığı bir kadınsınız." Beren onun iltifatları karşısında sıcaklamaya başladı. Böyle şeyler söylememeliydi. -"Her erkeğin arzulamasına ihtiyacım yok." -"Ben deli gibi arzuluyorum ama." dedi boğuk bir ses tonuyla. -"Arzulamaya devam et Lukas Morosini." -"Arzulamadığım bir an yok zaten." Beren cevap vermedi. İkili arasındaki sessizlik asansöre binip aşağıya inene kadar devam etti. Asansör çıkışında Lukas nereye gittiğini sorsa da cevap vermedi. Beren ise Burak ve yanındaki korumaları alıp dışarı çıktı. Önce Burakla yemek yedi ardından bir barda bir kadeh içki içip tekrar otele geldi. Lobide kendisine odaya kadar eşlik eden o asistanı görünce hemen ona doğru yürüdü. Kendisi de zaten bunu bekliyormuş gibi anında gülümseyerek hazırola geçti. -"İyi geceler Beren Hanım." -"İyi geceler. Lukas Bey odasında mı?" -"Hayır maalesef. Kendisi dışarıda." Beren önce durdu. Düşündü. Zaten isteğinin olmadı için onun olmasına gerek yoktu. -"Peki. O halde ricamı sizden isteyeceğim." -"Tabi ki." İşte kilit istek. -"Alda'yı odama istiyorum." dediğinde kızın yüzündeki gülümsemenin bir an sekteye uğradığını gördü. -"Anlamadım. Alda kim?" Beren gülümseyerek ona yaklaştı. Zira Burağın duymasını istemiyordu. -"Bence sen kim olduğunu çok iyi biliyorsun. Anladığından adım kadar eminim küçük kız. Alda 15 dk içinde odamda istiyorum. Patronuna söyle isteğimi. De ki ona eğer 15 dk içinde Alda odama gelmezse başka bir otele gideceğim." Arkasını dönüp havalı havalı asansöre doğru yürüdü. Arkasında Burak vardı. -"Adamlarımız nerede?" -"Mekanın içindeler Beren Hanım.Bazıları otel dışında yerlere yerleştirdim. Bazıları otel içinde müşteri kılığında. Yalnız bir şey fark etmişler." Beren ona döndü -"Nedir?" -"Otel fuhuş yuvası Beren Hanım. Yani Lukas bey gibi bir adamın haberi olmadan fuhuş yapılması imkansız." dediginde gülerek ona imayla bakınca Burak anladı. -"Ne? Nasıl yani? İş yaptığınız adam bir fuhuş baronu mu?" Başını salladı. -"Siz birde bu ülkeye kaçırıldınız bir fuhuş baronu yüzünden." derken Beren'in o imayla bakışları devam edince Burağın jeton ancak düştü. -"Yoksa sizi kaçıran adam mı bu?" -"Ta kendisi?" derken asansör geldi. Beraber boş asansöre binip yukarı çıkarken Burak hala şaşkındı. -"Sizi kaçıran adamla iş mi yapıyorsunuz?" -"Mecburum." -"Neden? Bakın emredin kafasına sıkayım o itin. Sizi tehdit ediyorsa boyun eğmeyin. Gerekeni yaparım." Burağın canı pahasına onu koruması yüreğini sızlattı. Kardeşi gibi koruyan korumaları vardı. Onun kolunu tutup sıktı. -"Tehdit yok. İntikam var. Yapılan herşeyin bedeli ödenecek Burak. Sadece zamanı var. Şimdi senden istediğim susman. Kimseye birşey söyleme. Kimse dediğim Aras ve babam. Şimdilik kimse bilmeyecek." -"Emredersiniz Beren Hanım." İkili sonunda yukarı çıktıklarında Burak onu odasına kadar götürdü ve Lukas'ın korumalarının cins bakışları eşliğinde tekrar asansöre binip indi ve çevre kontrolü yapmaya gitti. Odasına daha yeni girmiş Beren ise çalan telefonunu açmaya çalışmakla meşguldü. Telefonu buldu ve ekrandaki tanımadığı numarayı açtı. -"Efendim." -"Alda'yı istiyormuşsun." dedi Lukas. -"Evet." -"Neden?" -"Canım öyle istiyor." dedi sinirli bir ses tonuyla. -"Öyle mi? Gecelik parasını ödersen tabi gönderirim." dedi Lukas'ta onun gibi bilmiş bir tavırla. -"Sen ne kadar adi bir adamsın ya. Sırf onu görmem için para mı istiyorsun?" -"Evet. Onlar gece çalışan kızlar. Şuan sana gönderirsem işine engel olacaksın." Beren aklına gelenle sinsice güldü ancak Lukas göremedi. -"İyi. Bu gece odama gönder işini yapsın o halde." Lukas aldığı yanıtla bir an duraksadı. O ne demek öyle? -"Anlamadım? İşini yapsın derken? O gelen müşterileri memnun eder işi bu." -"İyi ya gelsin beni de mutlu etsin o halde." Dedi keyifli bir ses tonuyla. -"Beni sinirlendirmeye başlıyorsun Beren." -"Aaa o neden?" -"Alda'nın eskort olduğunu biliyorsun değil mi?" -"Evet." -"O zaman neden ısrarla olana gelmesini ve seni mutlu etmesini istiyorsun? Onun işinin tam olarak ne olduğunu bence sen hala anlayamadın?" Beren onu sinir ettiği için aşırı derecede keyiflendi. Gülmemek için kendini zor tuttu. -"Sana birşey itiraf edeyim mi Lukas?" dedi gizemli bir ses tonuyla. -"Söyle." Ve bombayı patlattı. -"Ben erkeklerden hoşlanmıyorum." Lukas duraksadı. -"Anlamadım." -"Yani senin anlayacağın dilde söylemek gerekirse lezbiyenim. Erkeklerden hoşlanmıyorum. Yani benim için Alda'nın gelmesi inan çok iyi olacak. Şimdi hemen onu bana gönder. Ücreti neyse Burağa söyle o seninle hesabı halleder." -"Beren dur-" Onun konuşmasına fırsat vermeden telefonu suratına kapattı. -"Şimdi kudur bakalım Lukas." O sırada Lukas gece kulübünde sinirden dört dönüyordu. O konuşmanın üstüne çok kalamadı. Jet gibi hızla mekanda çıkıp otele doğru yol aldı. Çok uzun bir yol yoktu o yüzden neredeyde on dakikada otele geldiğinde adamına Alda'yı alıp gelmesini söyledi ve kendisi asansöre yöneldi. -"Nasıl erkeklerden hoşlanmıyor bu kız? Öğlen neredeyse sevişme raddesine gelmişken nasıl hoşlanmaz?" Asansör geldiğinde yanındaki diğer korumalarla beraber bindi ve kendi katına geldi çok kısa sürede. Koridora çıktığında hızla yolu arşınladı ve o tanıdığı kapıyı alacaklı gibi çaldı. O sırada Beren tekli kotukta oturmuş dinlenirken kapının gürültüyle çalmasına sırıttı. -"İşte geldi benim eğlencem." Yüzündeki gülümsemeyi silip ciddi bir yüz ifadesiyle kapıyı açtı. Ancak açar açmaz içeriye paldır küldür dalmasını beklemiyordu. İçeri bir hışımla girip Beren'i azıcık içeriyr doğru iteledi ve ardında kalan kapıyı gürültüyle kapattı. -"Ne oluyor? Ne bu kafana göre odama girmeler falan? Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Lukas yürüdüğü yolu tekrar geri gelip Beren'in tam karşısında dikildi. Kollarından kavrayıp duvara yasladığında kendi bedenini de Beren'e bastırdı. -"Telefonda söylediğin saçmalıkta neydi?" Beren onun sinirini bildiği için daha da sinir etmek amacıyla güldü. -"İnsanların tercihlerine saygı duymak zorundasın Lukas Morosini." -"Sikerim tercihini de saygısını da. Bana hemen bunu açıkla. Ne demek lezbiyenim ben." -"Bunun neresini açıklamamı bekliyorsun inan bilmiyorum ama dediğim gibi tercihlerim kadınlardan yana." -"Sabah öyle değildi ama? Kollarımda kıvranıyordun daha fazlası için." Dedi çatık kaşlarıyla. Sinirle aldığı nefesini Beren'in yüzüne doğru bırakıyordu. -"Bedenimin tepkisine engel olamamam benim suçum değil. Ayrıca yediğim barın Afrodizyaklı olmasından kaynaklıydı o durumda olmam. Yoksa asla seninle birlikte olma derecesine kadar gelmezdim bunu sende iyi biliyorsun." -"Bilmiyorum ben öyle birşey. Afrodizyaklı o bardan yemeseydin bile benimle bu kadar yakınlaşma derecesine kadar gelirdin. Sende biliyorsun aramızdaki çekimi." Beren tam konuşacaktı ki Lukas ondan önce davrandı. Sağ elini kaldırıp işaret parmağını ona doğru salladı. -"Sakın inkar etme. İnanmam. Görüyorum. Aramızda engellenemez bir çekim var. Sen bana karşı koymaya çalışıyorsun ama boşuna günün sonunda yine benim olacaksın. Bunu unutma sakın." Beren'in çenesinden tutup kendine çekti ve kısa bir öpücük kondurup geri çekildi. -"Lezbiyenim diye beni kandırdın. İlk başta anlamadım ama şimdi yakından bakınca gözlerindeki o şeytanlığı gördüm. Hepsi bir yalan." Beren güldü ancak cevap vermedi. Yaptığı o numara çokta uzun sürmedi. Keşke biraz daha sürseydi de eğlenseydi birazcık. Lukas tekrar konuştu. -"Alda'yı gönderiyorum bu gece sana. Bu gecelik benden olsun. Tadını çıkar." Göz kırpıp keyifle odadan ayrılırken Beren arkasından sırıtarak baktı. -"Bu defa hemen çaktı numaramı eğlencem kısa sürdü. Sandığım kadar salak değilmişsin Morosini. Neyse başka oyunlara artık." Kalkıp üzerini değiştirdi. Pijama takımlarını giyip makyajını sildiğinde artık tamamen herşeyden arınmış hissetti. Köşedeki makinadan kendisine kahve yapıp balkona çıkıyordu ki kapısı tekrar çaldı. Kahvesinin sehpaya bırakıp gülümseyerek kapıya doğru yürüdü. Açtığında karşısında mini elbiselerini giyip ağır bir makyaj yapmış bir Alda ile karşılaştı. Ve onun arkasında cellat gibi dikilen Lukas. Beren ona bakmadı. Gözleri Alda'daydı. Kendisine bilgi verilmediği, yine bir adama gideceğini sanıyordu. Kıyafetlerinden belli oluyordu. Beren ile yüz yüze geldiği anda yüzünün aldığı o şaşkınlık ifadesi Beren'i eğlendirdi. -"Beren?" -"Aldaaa. Bugün ki müşterin benim. Gel içeri çabuk." Diyip onu kolundan tuttuğu gibi odaya çektiğinde kapıyı kapatamadan Lukas güçlü kollarıyla engel oldu. -"Ne istiyorsun?" dedi bezgin bir tavırla. -"Seni diyorum kabul etmiyorsun." -"Asla olmayacak şeyler istersen anca böyle hayal kurarsın. Ne istiyorsun?" -"Beni içeri davet etmeyecek misin?" -"Hayır. Senden uzak durmak istediğim halde seni neden odama alayım?" -"Belki sabah yaptığımız şeyin devamını yaparız?" dediğinde hatırladıkları ile yüzü kıpkırmızı oldu. İsyeyerek yapamadığını şey yüzünden bu herifin diline düşmüş olmak canını fena halde sıkıyordu. -"Bir daha bu konuyla alakalı ağzından tek kelime duyarsam senin o beynini dağıtırım Lukas haberin olsun. Unut. Şimdi defol git kapımdan." Lukas sırıttı. -"Ölsem de unutmam. Hem burası benim dairem. İstediğim gibi gelir giderim." -"Ben gidene kadar bu oda benim. O kalın kafan almıyorsa tek kurşunla hallederim sıkıntı değil. Şimdi kapımdan uza." Kapıyı siddetle suratına çarptığında Lukas son kelimede takılı kaldı. -"Uza mı? O ne demek öyle?" Kendi kendine söylenirken bir yandan odasına doğru yürüdü. Anlaşılan bu gece onunla daha fazla uğraşamayacaktı. O esnada Beren odasına doğru yürüdü. İçeri girdiğinde Alda'yı odanın içinde dolanırken buldu. Gülümseyerek yanına yaklaşıp durdu. -"Nasılsınız Alda hanım? Uzun zaman oldu görüşmeyeli." Alda muzipce güldü. -"Kaçmasaydınız daha çok görüşebilirdik Beren Hanım. Ama maalesef bizi bırakıp gittiniz." -"Kaçmasaydım daha güçlü geri dönemezdim. Lukas'ı peşimde deli gibi dolandıramazdım." Alda'nın gözleri büyüdü. -"Ne? Lukas senin peşinde mi?" Sonra kaşları merakla çatıldı. -"Hem senin ne işin var burada? Adamlar kapıda. Üstelik Lukas mısafır gibi davranıyor. Neler oluyor?" Alda'yı kolundan tutup oturttu ve ona baştan sonra bazı kısımları es geçerek bugüne kadar olanları anlattı. Lukas'ın peşinde olduğunu, bir şans istediğini, işleri, herşeyi. Alda şaşkınlıkla dinledi Beren'i. Lukas'ın bir kız peşinde koşup bu kadar şey yapacağı görülmüş şey değildi doğrusu. Bir abla edasıyla Beren'in kolundan tutup kendine çekti ve göğsüne yasladı kafasını. -"Bebeğim inan bana onu savunuyor gibi düşünme sakın ama ilk defa bir kızın peşinden koştuğunu görüyorum Lukas'ın." -"Olabilir." dedi umursamazca. -"Bence söylediklerinde samimi. Onu bu yaşına kadar tanırım. Babasının zamanlarında da yanındaydım ve biliyorum. Hiçbir zaman bir kız peşinde koşmadı. İstediklerini alan bir adam Lukas ama zorlayarak değil." Beren anında itiraz etti. -"Ama bana karşı zorba, baskıcı. İstediklerini yaptırmak için tehdit ediyor. İş konusunda, buraya gelme konusunda sürekli bunu yaptı. Onu babama söylemedim. Söyleseydim beni buraya göndermez onu da öldürürdü." -"Neden yapmadın peki?" -"Çünkü bana yaptığının bedelini ödemesini istiyorum. Hala çok kızgınım, öfkeliyim." -"Bebeğim sana hiç zarar verdi mi?" dedi aniden Alda. Berense durdu. Düşündü. Onu banyoya zorlamak dışında hiçbir kaba kuvveti olmamıştı. -"Hayır. Şiddet uygulamadı." -"Uygulamaz da zaten." Alda'nın Lukas'ı savunması Beren'in moralini bozdu. -"Nereden biliyorsun? Farkında mısın o seni adamlara pazarlayan bir adam." Alda başından öptü Beren'in. Hala göğsünde yatırıyordu onu. -"Çünkü Lukas'ı tanıyorum. Benden bir yaş küçük. Ben buraya geldiğim zamanlarda o da benim gibi ergendi. Kızlara şiddet uygulanmasından nefret eder asla izin vermezdi. 2 yıl önce yine bir gece bir müşterinin yanındaydım. O gece sırf zevk uğruna beni feci şekilde dövdü. Sabahta üstünü başını giyinip kaçtı gitti. Beni odada o halde bulduklarında Lukas'a haber vermişler. O beni götürüp tedavi ettirdi ve bana bunu yapan pisliği bulup o aletini bir daha kullanmaması için güzel bir işkence yaptı. Yani açıkça söylemek istemiyorum ama sen anladın." Yani erkekliğini kökünden kesmişti. Beren şaşırmadı. O da bu dünyada olduğu için alışkındı böyle koparıp keşkelere. -"Şiddet uygulamıyor ama sizi çalıştırıyor." -"Bebeğim şunu anlamalısın. Biz burada zorla tutulmuyoruz. Kendi isteğimizle çalışıyor paramızı kazanıyoruz. Lukas bize seçenek sundu babasından sonra. Sana ilk geldiğinde de söylemiştim. Babası zorladı ve ama kendisi devraldığında bize seçenek sundu. İsterseniz kalın isterseniz gidin dedi ama biz kaldık." Beren gözlerini devirdi. -"Bana onu savunup durma lütfen." -"Hayır sadece onun gerçek yüzünü görmeni istiyorum. O iyi biri Beren. Şartlar onu böyle olmaya zorlamış olabilir. Sende bu dünya içindesin. Sende herkese karşı kaskatı acımaz değil misin? Yada baban." dediğinde Beren bir an buz kesti sandı. Zira babasının yaptığı o kötülüğü hala taşıyordu ruhunda. Hemen kendini topladı Alda'ya belli etmedi. -"Onun gerçek yüzü kötü." dedi inandığı tezi savunarak. -"Değil. Olmadığını zamanla göreceksin. Ona biraz yumuşak ol ne kadar romantik ve iyi bir adam olduğunu göreceksin." -"Ama-" -"Şşttt şimdilik bu konuyu y kapatalım. Cidden çok açım ve uykum var." Beren aniden başını kaldırdı onun göğsünden. -"Ne uyuması ya. Daha beni mutlu edeceksin sen. " -"Anlamadım ne?" Lukas'la aralarında geçen lezbiyen muhabbetini anlatıp iki kız kahkahalara boğuldu. Ardından kapıdaki adamlara yemek siparişi verdiler. Yemekler geldiğinde ikisi sohbet ederek pizzalarını yiyip karınlarını duyurdular. Uyku vakti gelince de Beren valizden gecelikleri çıkardı. Ona kendi geceliğinden verdi. Alda kıyafetle geldiği için geceleri lazım olmazdı. O yüzden gecelik giymek garip geldi bir an. Eline aldığı askılı saten kavun içi rengindeki gecelige baktı. -"Vaov. Çok seksi. Sen böyle mi yatıyorsun geceleri?" Beren güldü. -"Evet. Kendimi daha mutlu ve bakımlı hissediyorum böyle." Alda kıkırdadı. -"Aşağıda birde sana pijama verdim ben." -"Yıllar sonra ilk defa pijama giydim ve inanılmaz rahatsız edici geldi Alda." -"Bu seksi şeylerden sonra emin ol bizim pijamalar sana zulüm gelir." İki kız gülerek üzerlerine değiştirdi. Kendine mor geceliği çıkardı ve giydi. Yatağa yatıp yine sohbet ve gülme eşliğinde saatlerde eğlenip ardından yorgunca uyuyakaldılar. Sabah ilk uyanan Beren oldu. Gözlerini açtığında birkaç saniye idrak edemedi ancak sonrasında beline sarılmış Alda'nın kolunu görünce anladı. Onu uyandırmadan kolunu kenara çekip yataktan kalktı. Odadan çıkıp salona doğru dönmüştü ki iri yari bir bedene çarptı. Korkuyla çığlık atacaktı ki ağzı kapandı. Korkuyla gözleri kapandı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD