Doğruca dudaklarıma yöneldi içinde ki kafeste tuttuğu aslanı gün yüzüne çıkarmıştı. İnlediğini duymak beni daha da tahrik ediyordu. Zevk aldığımı anlaması için inledim."Sikeyim, beni öldürüyorsun." diye solunduğunda ağzı dudaklarıma yine kapandı. Kendimi tutamayarak inledim. Çok ani ve hızlıydı. Dudakları çenemde boynuma inerek öptü. Fısıldadım "Evet seni öldürüyorum ve sen yine bende hayat buluyorsun." Dişlerini sürtüyordu, ısırıyordu. Başımdan tutarak yüzümü yüzüne yaklaştırdı, bacağımı kendine dayayarak kalçamı okşadı. Bacaklarımın arasına gömülürken kalçalarımda duran elleri ritim tutmak istercesine hareket etti. Kalçamı ona uyarak hareket ettirdim. İleri ve geri... Aradaki kumaşlara rağmen cüssesini ve heybetini hissediyorum. Kendimden geçer gibi hissettiğimde dudaklarımı aralayarak derin bir soluk aldım.
"Madem istiyorsun, bu haldeyken boşalayım deme!" dedi cüretkâr bir sesle. Dudaklarımdan ayırdığı dudaklarını çene hattım boyunca ilerletip kulak mememi ıslatarak dişlemişti. Refleks olarak başımı ayan eğip ondan kaçınmıştım ama bedenimin üzerine eğilip uyarı yapar gibi dişlemişti. Kanatırcasına alt dudağımı dişliyordum. "İstiyorsan kendini tutmalısın." Zar zor başımı sallayabilmiştim.
Belimden tutup beni kucakladığında ne olduğunu anlamadan bacaklarımı beline sarmıştım bile. Ayağa kalkmış ve beni sıkıca bedenine bastırarak sarmıştı. Gömlek omuzlarımdan kayıp düşerken gömlek düğmelerini açıyordum. Dudaklarımdan uzaklaşıp kamaranın içine inerken başımı bir yere çarpmayayım diye göğsüne bastırdı. Bir kaç basamak indikten sonra teknenin altındaki kamaradaydık. Heryer ahşaptandı ama benim ilgimi çeken odanın yarısını kaplayan büyük yatak olmuştu. Elini belime koyduğunda ona döndüm. Çenemden tutmuş yine dudaklarıma kapanırken yarım kalmış işimi hallettim tüm düğmeleri açıp gömleğini üzerinden sıyırıp ayaklarımızın altına düşmesine izin verdim. Ani bir hareketle elini karnıma koyup beni yatağa ittirdi.
"İstiyorsun... Ama bir kez daha düşün." demişti ama başımı olumsuz anlamda sallamıştım. Bu adamı istiyordum. Ona dokunmayı öpmeyi istiyordum. Daha fazlasını istiyordum. Sözler anlamı yitirdiğinde bakışlarımız konuşmaya başlamıştı. Kemerinin metal aksamını açıp fermuarını indirdi. Bir tek ağzımda akan salyalarım eksik bir şekilde onu izledim. Onu ben soyardım diye düşünüyordum ama önümde soyunmasıda oldukça mükemmel bir görsel şölendi.
Dirseklerimi yatağa yaslayıp doğrulurken gözlerim aşağılarına kaymaya başlamıştı. "Sakın gözlerini gözlerimden kaçırma." dedi. "Yoksa her şey başlamadan biter Emelie."