“Belen lütfen dur ne olur” dedi. Sözlerinde tahrik olmuş bir ifade yoktu. Resmen sesinin canı yanıyordu.
Tam o sırada gözlerini benden ayırıp oturduğu yatakta arkasını döndü. Yatağın üzerindeki ince pikeyi alıp başı yerde bir şekilde önümde durdu. Gözü sadece pikedeydi. Pikeyi açıp üzerime attı. Üzerimi kapatıp gözlerime baktı. Pike üzerime örtülünce çıplak olduğum halimden daha çok üşüdüm.
“Ama neden” dedim.
Alnıma yaklaşıp kokumu içine çeke çeke öptü.
“Ben seni çok seviyorum ama bunu yapmayalım ne olur sürekli daha ileriye gitmek istiyorum ve bunun sonu gelmeyecek çok daha kötü durumlar olmadan bırakmalıyız” dedi yanağımı okşarken yüzünü bana doğru eğmiş gözlerimin içine bakıyordu.
“Sanma ki bunları yapmayalım dedim diye seni sevmiyorum ya da istemiyorum “ dedi.
“Ben istiyorum lütfen” dedim dudaklarımı yanağı ve dudakları arasında sürtmeye devam ederken.
Adrenalinden gözlerim kapanmış kalbim beynimde atıyordu. Pikenin üzerinden kollarıma sarmıştı kollarını.
“Belen ne olur “ dedi fısıldayarak. Nefesi dudağımın üstüne düşerken dudaklarına uzandım. Yumuşak başlayan öpüşmemizi ben giderek ilerletirken o hala kendine hakim olmaya çalışıyordu.
Ben üzerine gittikçe o kendini geri çekiyordu. Ben üzerimdeki pikeden kurtulmaya çalıştıkça o daha çok üzerimi örtüyordu.
En sonunda kaybettiğimi anladım. Yutkunarak dudaklarımı ayırdım. Yerde olan gözlerim sadece onun üzerindeki tişörte bakabiliyordu yüzüne bakamıyordum. Yanağıma dokundu. Bu sıcaklığa bu dokunuşuna o kadar ihtiyacım vardı ki.
“Belen yüzüme bak” dedi.
Kafamı hayır anlamında iki yana salladım.
“Belen yüzüme bak “ dedi tekrar ederek. Yanağımdaki eli çenemi sıkıp yukarı kaldırdı. O yüzümü kaldırmış olsada ben çocuk gibi hala yere bakıyordum.
“Küstün mü bana” dedi.
Cevap vermedim küsmemiştim aslında söylediklerinde o kadar haklıydı ki sürekli daha ileri gitmek istiyordum. Bende istiyordum o da o zaman bizi durduran şey neydi.
“Ne olur yapma böyle” dedi yumuşacık sesi ile. Başımı diğer yana çevirdim. Aslında küsme değildi bu belki de bu kadar hazırlanıp geldiğim için aramızda bir şeyler olsun istiyordum ya da daha ileri gitmek istiyordum.
Sıkıntılı bir nefes verip odada bir o yana bir bu yana gitmeye başladı. Bende üzerimdeki pikeyi yatağın üzerine atıp yerdeki sweatime uzandım.
Karşı dolabın üzerindeki aynadan yansıyan görüntüme baktığımda karşı konulacak gibi değildim ama o istemiyordu. Sweat elimde giymek için beklerken arkasını döndü.
“Ya beni an-“ dedi. Devamını getirememişti. Gözleri bu sefer asansörde baktığı gibi bakıyordu.
Nefes alış verişi sıklaşırken gözlerini benden ayırmıyordu.
Sözlerinin devamını duymak için yüzüne bakarken bir anda sırtımı duvara çarpılmış bir şekilde buldum kendimi.
“Bende insanım ama“ dedi ve beni duvara yapıştırdı. Kollarım yukarda ellerinin arasında hapis olarak kalırken boynumdaki dudakları aklımı kaçırmama neden olacaktı. Dudaklarının sıcaklığını dili alınca artık nefes alamaz oldum. Gözlerimin içine baktı. Yanağı yanağımda kulağıma eğildi.
“Yalvarırım bana engel ol “
“Asla olmayacam” dedim fısıltıyla.
Yukarıdan bıraktığı kollarımı boynuna dolayıp onu kendime çektim. Saçlarını okşarken dudaklarını resmen yemek istiyordum. Ne kadar öpersem öpeyim bu bana yetmiyordu.
O sırada bacaklarımı iki yana ayırıp beni kucağına aldı. Ayaklarımı sırtından beline doladım.
“Bana engel ol belen lütfen” dedi fısıltı ile.
“Olmayacağım “ dedim. Ayaklarımı yere indirdim. Kolundan çekip yatağa doğru giderken o onun gözleri fal taşı gibi açılmış beni izliyordu.
“Hayır o kadar da değil” dedi elini çekmeye çalışırken.
“O kadar” dedim.
Yanımda yatağa oturdu. Sağ eli ile saçımı yüzümden çekti. Yüzümü okşarken bakışlarındaki hayranlığı görüyordum.
“O kadar güzelsin ki bir gün ölsem ve başka bir evrende yeniden gelsem yine de seni unutmam” dedi yanağımdaki gamzemi okşarken.
“Özellikle bu gamzeni barış manço diyor ya gamzedeyim deva bulmam diye aynen öyle deva da bulamıyorum senin aşkına” dedi.
“Ben burdayım “ dedim avuç içini öperken.
“Sen sadece burda değilsin belen “ dedi.
Tişörtünün altlarından tutup çekince ne yaptığına anlam vermeye çalışıyordum. Tişört kafasından çıkarken gözlerim yine o muhteşem vücudunda kalmıştı.
“Burdasın” dedi parmağı ile kalbinin üstünü gösterirken. Kalbinin üstündeki yazıyı görmem ile şok olmuştum. Tam kalbinin üstünde belen yazıyordu.
“Mustafa bu ne” dedim.
“Sen” dedi gülerek.
Şaşkınlıktan ağzım kapanmıyordu. Ellerim ile yazının üstünü okşarken gerçekten dövme yaptırdığını inanamıyordum.
“Neden yaptın” dedim.
“Ya sen bu dünyadaki en romantik kız falan mısın?” Dedi dalga geçer gibi gülerek. O an şaşkınlığım geçip biraz kendime geldim.
“Ya dalga geçme şok oldum”
“Neden” dedi .
“Bi- bilmiyorum “ dedim.
Kalbinin üstünde benim adım yazıyordu.
“Kalbinin üzerine adımı yazdırmışsın” dedim.
“Burası geçen öptüğün yer öptüğün her yere izini bıraktığın her yere senin adını yazacağım “ dedi.
“Hı” dedim sinsi bir gülüşle yatakta onu ittirip yatağa yatırınca her yerini öpmeye başlamıştım. Omzunu göğsünü kollarını.
“Belen dur ne yapıyorsun” dedi yatakta kaçmaya çalışırken hem kahkaha atıyor hem de benimle boğuşuyordu. En sonunda gücüm yetmemişti.
Ellerimi yatağın başında birleştirip üzerime geldiğinde nefes nefese birbirimize bakıyorduk. Tam istediğim pozisyonda buydu.
“Seni çok seviyorum “ dedi alnımdan öperken.
“Bende seni çok seviyorum “ dedim.
Gözlerim beklenti içinde ona bakıyordu.
“İstiyor musun” dedi.
Kafa salladım.
“Bunu yapmak zorunda değilsin” dedi.
“İstiyorum “ dedim.
İstiyordum ama ne yapacağımı asla bilmiyordum.
Gözlerimdeki tereddütü farkedince kaşları kalktı.
“Ne oldu peki” dedi.
“Şey ben istiyorum ama” dedim.
Yutkunup yavru kedi gibi gözlerine bakmaya devam ediyordum. Çocuğu kolundan tutup yatağa çekerken iyiydi ne yapacağımı biliyor muydum acaba?
“Ama?” Dedi.
“Aması şey işte” diye kıvranmaya devam ediyordum. Yatakta ben altta o üstteyken zaten mantıklı düşünemiyordum.
“Ben istiyorum ama nasıl yapılır bilmiyorum “ dedim.
“Ne nasıl yapılır bilmiyorsun” dedi gülerek.
“Ama sen benimle dalga geçiyorsun” dedim.
“Tamam dalga geçmeyeceğim. Sen kendini bana bırak istemediğin yerde dur de anlaştık mı” dedi.
“Hı hı anlaştık” dedim içimde bir çocuk sevinci vardı sanki. Konu s*x tutku ya da daha basit bir şey değildi. Benim istediğim şey kalbimin bir bütün olduğu gibi bedenimin de bir bütün olmasıydı. Her şeyin ilkini onunla yaşamak istiyordum.
Ellerimi yukarıdan aşağıya doğru okşayarak yüzüme geldi. Yüzümü avuçlarının içine alıp kendine doğru çekerken kendimi yatağa ve ona bırakmanın rahatlaması vardı üzerimde.
Yumuşacık dudaklarından çıkan dili bizim öpüşmemizi biraz daha ileriye götürmüştü.
Öpücükleri dudaklarımdan kulağıma ordan da boynuma inmişti. Saç diplerim diken diken olurken ruhumun hatta kalbimin yerinden hopladığını hissediyordum. Boynumdaki öpücüklerine omzumda devam eden mustafa ileri gitmek istese de ben korkacağım için korkuyordu.
Elimi sütyenin askısına attım. Askıyı omuzlarımdan yanlara doğru indirirken bir an nefesim kesilecek sandım. Bir elini başımın yanına koymuş yastıktan destek alıyordu. Göğsüm hızla inip kalkarken askıları indirdim.
“Ben” yutkundum.
Yüzüne bakamıyordum utancımdan. Gözlerimi kapattım devamını nasıl söylerim bilmiyordum. Gözlerimin üstünde dudaklarını hissettim. Nefesi titriyordu. Gözlerimi öpünce çenesi burnuma dayanmış bir şekilde kaldı.
“Ben sadece sana ait olmak istiyorum mustafa” dedim.
“Ben senin olmak istiyorum “