DENİZ Deli gibi gülme isteği geldi. İçtiğim çay genzime sıçrarken boğulma tehlikesi atlattım. Ben ne saçma sapan bir rüyanın içine düşmüştüm yahu? Tamam, kabus görmekten de yorulmuştum ama bu rüya da çok saçmaydı. “Hoşuna gitti bakıyorum.” Elimdeki bardaktaki çayı suratına doğru çarptım. Yana kaçıp sıcak çaydan kurtulurken hala sakindi. Bu adamın nasıl sağlam sinir uçları vardı arkadaş? Hiçbir şey sarsmıyordu duruşunu. Koluma uzanıp bileğimi sıkınca hatırladığım sızıyla birlikte bir rüyanın içinde olmadığımı yeniden idrak ettim. Ciddi ciddi yaşıyordum yani bu anı? Bir an kulaklarım uğuldadı. Evlenmek mi? “Sen neye güveniyorsun bu kadar ya! Kimsin oğlum sen?” “Oğlum? Senden kaç büyüğüm! Ne oğlu?” “Kaç?” dedim inadına! “30’dun dimi! 7 yaş var güzelim.” “Karta kaçmışsın gel evlen

