GÖKMEN Emniyetten çıktıktan sonra mahalleye gelmiştim. Eve geçmeden, birer çay içeriz düşüncesiyle babamın kahveye uğradım. Ağacın altındaki masaya oturmuş, yanda tavla oynayan iki kişiyle sohbet ediyordu. “Hoş geldin evlat.” “Kolay gelsin baba. İki çay alıp geliyorum.” Tezgahın başına geçip iki çay doldurdum. Çayını uzatıp ben de karşısına oturdum. Nöbete kalmadığım akşamlarda muhakkak karşılıklı birer çay içerdik dükkanda. Bir alışkanlığa dönüşmüştü artık. “Nöbet var demiştin sanki?” “Son dakika değiştik arkadaşla. Yarın akşam bir işi varmış. Onun yerine ben de yarın akşam kalacağım.” “Anladım. Oyalanma o zaman çok.” “Oyalanmam.” Çayımdan bir yudum aldım. “Hadi eve geç sen,” dedi babam. Bir yandan da mahalleyi kesiyordu. Normalde benimle oturmaktan keyif alan adamın ne diye kur

