3. Bölüm MEZUNİYET

1000 Words
" Ben sende sevmeyi öğrendim, Sen bana yalnızlığı vaad ettin " İSTANBUL Yazardan. Kötü gün nihayet gelip çatmıştı, genç kız korktuğu hapishane'den bozma o eve dönmek istemiyordu.. Üvey babasının dayakları eziyetleri canından bezdirmişti Zeynep'i.. Öyle anlar olmuştu ki intihar etmek bile istemişti ama annesinin emaneti kardeşlerine kıyamıyordu. Hem okuyor, hem çalışıyor, hem de ev işlerini kendisi yapıyor idi üvey babasına yük olmamak için ihtiyaçlarını çalıştığı para ile alıyor kalanıyla da kardeşlerinin bakımını ve evin ihtiyaçlarını karşılıyordu. Ama üniversite sınavını kazanıp İstanbul'a gitmesi gerektiğini duyunca üvey babası kıyameti koparmıştı amcası ve amcasının oğlu Kadir destek olmuşlardı Zeynep'e .. Yıllardır da hep destek oluyorlardı sahip çıkmışlardı . Amcası Zeynep'in kardeşlerinide alıp kendi evine götürmüştü ve Zeynep'e okulunu bitirene kadar bakabileceğini söylemiş Zeynep'in de ihtiyaçlarını karşılayacağını teklif edince üvey babası üniversiteye gitmesine izin vermişti. Ve o gün Zeynep in kurtuluşu olmuştu.. Kadir abisi her şeyiyle ilgilenmiş kalabileceği güzel bir yurt bile ayarlamıştı... Kadir Zeynep'in amcasının en büyük oğluydu 3 kardeşler idi. İki oğlan bir kız Zeynep ve Zeynep'in kardeşleri Dilek ve Melek ile 6 kardeş olmuşlardı. Zeynep üniversitenin ilk günü hayatını değiştirecek 2 insan ile tanışmıştı, biri deli dolu kalbide yüzü gibi tertemiz aşiret kızı Yaren, diğeri ise gönlü ve yüreği yaralı olmasına rağmen yüzünde tebessüm eksik olmayan bir o kadar da ciddi yetim Senem.... Onları bir araya getiren ve birbirlerine bağlayan kaderleriydi. Günler içerisinde çok güzel dostluk kurmuşlar ayrılmaz 3'lu haline gelmişlerdi. Bir hafta sonra Yaren'in ısrarı üzerine iki genç kızda Yaren'in müstakil evine taşınmışlar yeni hayatlarına ilk adımı atmışlar idi.. Zeynep bu durumu önce Kadir abisine anlatmış onunda onayını almıştı. Yine bu süreçte desteğini esirgememişti Kadir.. Büyük minnet borçluydu bu güzel yürekli genç adama . Amcalarının üvey kızı olmasına rağmen öz yeğenlerinden Zeynep'i hic ayırmamışlar cok sevmişlerdi... Ellerinde doğmustu Zeynep ismini Kadir koymuş öz kardesi gibi sahiplenip benimsemişti. Her düştüğünde, başı her sıkıştığında yardımamına koşmuş elinden tutup hayata daha sıkı tutunmasına sebep olmus idi. Zaman boyle akıp gitmişti.... Üniversitede bitmiş mezun olmuş mesleğini eline almış cevval bir avukat olmuştu. Yeniden o hapishane ye dönecekti hiç istemiyordu lakin mecburdu ama bu defa daha güçlü ve cesurdu. Oysa ki şu 4 yılda nede guzel zamanları olmuştu. Yureğindeki sıkıntı ile geceyi sabah etmis bütün gece doğru düzgün uyuyamamıştı. Saatine baktı saat 8 di. Düşüncelerinden sıyrılıp yatakdan kalktı önce perdeyi ve camı açtı odayı havalandırmak için sonra banyoya gitti rutin işlerini hallettikten sonra odaya geri döndü. Once yatağinin çarsaflarını değiştirdi ve yeni nevresimler geçirip düzeltti sonra dolabın önüne gitti. Üstüne siyah bir tisort ile altına siyah bir esofman çıkarıp giydi saçlarını at kuyruğu yapıp bağladı makyaj yapmadı sadece nemlendirici krem sürdü. Kirlileri sepete atıp odadan çıktı. Mutfağa geçmeden kızların odalarına baktı ikiside uyuyordu. Kapılarını sessizce kapatıp Mutfağa geçti. Öncelikle çay suyunu koydu telefonundan guzel bir şarkı açtı hem şarkıya eşlik edip hem kahvaltılıkları masaya koydu. Domates, salatalıkları doğradı guzel bir kahvaltı masası hazırladı bu arada çay da demlenmiş herşey hazırdı. Bir tek eksik Leyla'nın kapıya diktiği korumanın getireceği ekmek ve simitler kalmıştı. Her sabah Aziz abileri taze taze getirirdi simitleri ve ekmeği . Şu 4 yıl içinde kızların ve Yaren'in koruyucu meleği olmuştu. Zil çaldı Zeynep kapiya bakmak için mutfakdan çıkıp dış kapıya geldi kapıyı açtı. Beklenen ekmek ve simitler gelmişti. " Günaydın zeynep bacım ekmekleri getirdim " Zeynep tebessüm ederek " Günaydın Aziz abi teşekkür ederim çay hazır içermisin? Diye sordu. Aziz " valla bir çayını alırım zahmet olmaz ise " dedi. Zeynep güldü " Ne zahmeti abi kahvaltı yaptın mı yapmadıysan yanında birşeylerde getireyim mi ?" Aziz de tebessum ile " sagol bacım kahvaltmımı yaptım ben size afiyet olsun" dedi ve yerine geçti. Zeynep kapıyı yarı açık bırakıp içeri mutfağa geçti. Çay bardağı aldı eline dolaptan doldurup tepsiye koydu. Yanına da dünden yapmış oldukları kurabiyeleden koydu. Tepsiyi eline alip kapıya doğru gitti Azizeli dolu gelen kadını görünce hemen gidip Zeynep'in elinde ki tepsiyi alıp " sağolasin bacim ne zahmet ettin sen gec içeri ben çay bitince tepsiyi getiririm " dedi. " Ne zahmeti abi fiyet olsun " dedi kapıyı kapatıp içeriye geri girdi zeynep. Mutfaga gideceği sırada kızları merdivenlerden inerken gördü kızlar önce birbirlerine bakip dil uzattılar sonra Zeynep'e baktılar. Hergün birbirleri ile böyle uğraşırlardı arada Zeynep kalırdı ANTEP Leyla şirkete gitmek için evden çıktı kapıda onu bekleyen Adem'e gülümsedi ''Günaydın bremin (kardeşim) nasılsın bugün''. Adem başı ile selamına karşılık verip '' iyiyim yenge sen nasılsın ''. Leyla kaşlarını çattı '' Adem yıllardır sana bir bana yenge dememeyi, birde kapımı açmamayı öğretemedim napacağız biz senle''. Adem Leyla'nın sitemine gülerek karşılık verdi. Napabilirdi ki giderken abisi Leyla'yı kendisine emanet etmişti. Leyla arabaya binince kendisi de şöför koltuğuna geçti , şirkete doğru yola çıktılar. Ev şehir merkezinden biraz uzak olduğu için sabah 1 saat erken kalkıp yola çıkıyorlardı. Adem radyo'yu açtı Leyla'nın müzik dinlemeyi sevdiğini biliyordu. Radyoda çalan şarkının her bir sözü her bir kelimesi Leyla'nın yüreğini yakıp kavuruyordu. Uğruna delirdiği sevdası geldi gözünün önüne... Aklım başımda değilki Sebebini bilmiyorum Bize nazar değdi inan Adın gibi biliyorum Yar yine bana haram geceler Senin için ağlıyorum. Yine bana haram geceler Senin için ağlıyorum.... Yanıyorum yanıyorum Yanıýorum ahh yanıyorum Yar yine bana haram geceler Senin için ağlıyorum, Yine bana haram geceler Senin için ağlıyoruk Gözlerine mazi geldi Leyla düğün günü gelinlinliği hala üzerinde iken Yavuz'un tek bir söz söylemeden, veda bile etmeden açıklamada bulunmadan Antep'den gittiğini öğrendiğinde hayal kırıklığı ve acı ile Yaren'in kucağına yığılıp kalmıştı. Sonra ki günlerde acısı ile baş edemez iken babasının ani vefatı ile baş edemeyip sinir krizi geçirmiş delirme noktasına gelmişti. Leyal hanım neye yanacağını şaşırmıştı. Yüreği kocasının acısı ile yanarken kızının hali kadıncığazı paramparça etmişti. Ne Behram ağa, ne Yağız,nede Yaren toparlayabilmişti Leyla'yı. Ne yemek yiyor nede kimse ile konuşuyordu. Yaren'in odasında cam'ın önünde gündüzü gece, geceyi gündüz ediyor boş boş konağın kapısına bakıyordu. En son çareyi Gaziantep psikiyatri kliniğine yatırmak da buldular. Leyla 1 yıl burda tedavi gördükten sonra toparlandı. Hastanede kaldığı dönemde en büyük destekçisi Yaren ve Yağız olmuştu. Leyla'yı yeniden toparlayıp hayata bağlamışlardı, onlarda olmasa Leyla acısı ile ölürdü. Behram ağa yaşananlardan sonra Yavuz'a Antep'e gelmeyi yasaklamıştı. Kim yardım yataklık ederse düşmanım bilirim diyede tüm Antep'e haber salmıştı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD