"Nasilsin aslanim korkuttun bizi" Yavuz kardeşine sarılmak istesede kendine engel oldu.
"İyiyim Yavuz ağa korkulacak birşey yoktur geleceğini bilsem daha erken vuruldum yaa " dedi alay ederek abisini ozlesede bir yanı ona çok kızgındi hala Leyla'yi birakip gittiği icin.
" Allah korusun" dediler Leyla ve Zeynep aynı anda. Sonra birbirlerine bakıp tebessüm ettiler.
"Saçmala istersen Yağız benimde asabımı bozma" dedi Yavuz kızarak. Bir anda ortalık gerginleşince Yağiz duruma el attı.
"Hem yengem bana bakar iki gune eski halime dönerim" dedi yengem kelimesini bastirarak soylemisti.
Yavuz Leyla ile göz göze geldi " Bakar yengen sana iyi olana kadar da bırakmaz " dedi Yavuz da imalı imalı.
Leyla onun imasi uzerine gözlerini devirdi. " Geçmiş olsun kardeşim" dedi Tahir ortamin havasıni yumasatmak icin.
Yağiz kafasini sallayip "yok yok ben kesin cenneteyim valla bu ladar sevildiğimi bilmiyordum sağol kardeşim " dedi.
Aradan 1 saat geçmişti bu surede Yavuz Zeynep ile tanişmişti havadan sudan sohbet etmişlerdi.
Tahir dayısı ile Antep'e döneceklerdi. Doktorla görüşmüsler. Eve göturmek istedoğini bastıra bastıra söylemisti. Behram ağa.
Doktor her ne kadar riskli desede Behram ağa oğlunu burda bırakmak istemedi. En sonunda doktor da pes edip yarın haataneden çıkmasınin daha uygun olabileceğini belirtip konuyu kapatmış idi.
Behram ağa ve Tahir izin isteyip ayaklandilar yolları da uzundu malum Hakan da onlarla birlikte "geçmis olsun " deyip çıkti.
Yavuz, Leyla ve Zeynep kaldı odada. Leyla amcası gider gitmez Yavuz ile aynı ortamda durmak istemedi yeterince sabretmişti.
Yağız'a dönüp " bremin biz Zeynep ile çay alacağız birşey istermisin dışardan " dedi.
Yağız kafasıni hayir anlamında sallayıp " Yok Leylim siz gidin bizde biraz abim ile sohbet edelim" dedi.
Konuşacakları çok şey vardı. Kafasını yıllardır kemiren soruların cevabını almalı idi. Cam dan dışariya bakan Yavuz kardeşinin konuşmak istemesi üzerine " Olur" deyip yatağin yanindaki sandalyeye oturdu.
Zeynep Leyla'nin sormayacağini bildigi icin " Yavuz abi sen birşey ister kimisin yada cay ister misin getirelim mi ? Diye sordu.
Yavuz Leyla' ya bakti once yüzüne bile bakmiyordu daha sonra Zeynep' e dönüp" Sağol bacım size afiyet olsun " dedi.
Leyla ile birlikte odadan ayrılıp kafeteryaya gittiler.
Kizlar çaylarıni aldılar ve oturma yerine geçip oturdular. Zeynep daha fazla dayanamadi " Leyla iyi misin nasil hissediyorsun " dedi.
Leyla kafasıni gökyüzüne kaldirip bakti karanlik çökmüş ay ışığı ve yıldızlar gökyüzünü aydınlatıyor idi.
"Nasıl miyim boyle uzerime koca koca binalar yıkılmiş da ben altinda kalmiş gibiyim. İçim paramparca ama ben dim dik durmak zorundayim gibi hissediyorum" Zeynep dostuna üzgün üzgün baktı.
Zeynep'in gözlerine çevirdi bakışlarını Leyla " Zeynep şu kalbim bile bana ihanet ediyor. Onu gördüğüm an öyle bir çarpiyor ki sanki kalbim ağzımda atiyor." Dedi gözlerinden yaşlar akmaya başladı.
Zeynep de dostu ile birlikte ağlıyor idi "Leyla acını belki anlayamam ama içimde hissediyorum " dedi.
"Yüreğim kuş olup onun ellerine konmak istiyor, burnumun direği sızlıyor, kokusu buram buram hasret kokuyor, ayaklarim gidip sarılmamak icin zor direniyor, Bu nasil bir özlemdir ki ne kadar kırgın kızgın olursam olayım yollarim hep ona çıkıyor ve sevgim bir gun bile azalmadan gun gectikce çoğalıyor.Firat gibi sel olup onun yüreğine akasim geliyor. Ve ben inan ki ne yapacağımı zerre bilmiyorum."
Sevmek bu kadar zor ise Zeynep uzak durmak kimseyi sevmek istemiyordu.
Dostunun ellerini tutup " sen gördüğüm en güçlü kadinsin. Ve biliyormusun sevda sana cok yakışıyor."
Leyla yalandan tebessum edip " Sevmek yetse idi Ferhat dağları delmek zorunda kalmaz Şirin de ölmezdi" Dedi.
"Leylam canim dostum kötü düşünme bak yukarda en doğrusu Yavuz abi ile herşeyi konuşman yoksa bu dert seni yer bitirir. En azından tüm o beynini kemiren sorulara cevap bulursun" dedi Zeynep.
Onlar kendi aralarında dertleşirken Yavuz ve Yağiz da yukari da geçmişin hesabini görüyorlar idi.
"Nasıl kıydın be Abi, neden bıraktın gittin Leyla'yi?" Diye sordu Yağiz.
Yavuz bıkkın bir nefes verip " Gitmek zorunda idim gittim Yağız öyle olması gerekiyordu" dedi.
" Abi bak beni çileden çıkarma" derken sınirlenmemek için kendini sıkıyordu Yağız karşısındaki sonucta abisi idi.
"Ulan tamam sevmiyorsun , mecburen evlendin ama evlendiğin gün kızı yüz üstü bırakıp gitmek nedir, Bu adamliğa sığarmı?"
Yavuz sabır dedi içinden herkeze yargılamak kolay geliyordu. Kimsede bir bildiği vardır demiyordu.
"Bak sen bunu sebepsiz yapacak bir adam değilsin, ne olduda sen gittin kendini sürgün ettin? Anlamıyorum abi sen ne zaman bu kadar gaddar kotu oldun?" Yağiz sorularını ard arda sıraladı.
Yavuz alnını ovdu burnundan soludu herkez kendisini suçluyordu hiçbir sen hissediyosun demiyordu sabrının sonuna geliyordu .
"Yağız napsaydim beni sevmeyen zor durda olan bir kadını karım diyip koynuma mı alsaydım he, lan başkasını seviyordu. Eğer gitmeseydim durmuycaklardı. Zergül Sultan tutturdu bu evlilik bu saatden sonra gerçek olacak diye" dedi.
Burnunu sıktı camın önüne geçip pencereyi açtı ve temiz havayı içine çekti. Yağız duyduklarına inanamıyordu babannesi böyle birşeyi asıl isterdi. Abisinin konuşmasını bitirmesini bekliyordu.
" Yağiz ben şerefsizmiyim adi bir adam mıyım beni sevmeyen kadına elimi süreyim kadınım yapayım. Hadi ben karaktersiz herifin tekiyim peki ya o kaldırabilirmiydi daha içinde yanan bir ateş varken benim karım olmayı he" diye sordu.
Yorulmuştu artık suçlanmaktan kötü adam olmaktan biride kendisini anlasın istedi ve Yağız'a herşeyi anlatmaya karar verdi.
" Hadi ben beni sevene kadar beklerdim peki aşiret durur muydu iki gune cocuk cocuk diyip gelip gidip huzurumuzu bozacaklardi. Leyla kendini suçlayacaktı ben ona dokunduğum an gururundan kendini öldürürdü ömür boyu onun kocası değil nefreti olurdum" dedi sonlara doğru sesi yorgun çıkmıştı.
" Abi bunların hepsinin üstesinden gelirdik ya kim senin karşında konuşabilirdi ki" dedi ve doğruyu öğrenmek istedi abisi bu bahanelere sığınacak adam değildi haklı olduğu gerçekler olsa da başka birşey vardı hissediyordu.
" Abi, abim ya sevep o çarşıda seni beraber gördüğumüz kiz mı?" Diye sordu.
" Ne kızı ne saçmalıyorsun Yağız yine" böyle saçma sapan bir soru da nerden çıkmıstı şimdi.
"O kız ıste abi seni beraber gördüğümüz kız" dedi.
Yavuz ya sabir çekiyordu birde başına kız çıkmiştı.
" Abi sen o kız için mi gittin Leyla'yı bırakıp hadı artık gerceği söyle aşiretti ailelerdi deme artık bana" dedi.
Yavuz kardeşine sinirlendi başlardı nöyle işin içine onun hayatında tek bir kadına yer vardı oda kehribar gözlüsü idi.
" Lan ne kızından bahsediyorsun sen ben anlamadım kı o kadar salak salak konuşup canımı sıkma benim" öfkesi gözlerinden taşıyordu.
Yağız miye bu kadar sinirlendiğini anlamadi.
" Abi niye gittin o zaman niye benim tanıdıgım Yavuz Miroğlu savaşır herkez ile ama gitmezdi" dedi.
Yavuz daha fazla tutamadı kendini " Lan Allah beni kahretsin ki, ben onu deli gibi seviyorumdum. Hemde ilk gordüğüm andan beri beni sevmeyen kadini deli gibi seviyordum" Elini yumruk yapip kalbine vurdu gözlerini kardeşinden ayırmadan konuşmaya devam etti.
" Şu lanet et parçası deli gibi atiyor onun icin ve ben engel olamiyorum, tutup içime saklamak istiyordum onu, öyle bir saklamak istiyordum ki kimse ona zarar vermesin diye koruyup kollamak istiyordum, günlerim gecelerim dua etmekle geçiyordu, birini bulup sever mi diye korkuyordum, korktuğun ne ise yaşarmişsın bilemedim o başkasını sevdi ben ise onu " Dedi gözünden ilk defa bir damla yaş aktı.
" Şimdi anladın mı niye gittim he için rahatladı mı kendimden kaçtım yapacaklarımdan kaçtım koruyamamaktan gücümün yetmemesinden korkup kaçtım anladın mı?" Dedi.
Arkasıni dönüp cama yaklaşıp cebinden sigara ve çakmağinı çikarip bir dal sigara yakti. İçine pesi peşine çekti zehirini yinede kalbinde ki yangın sönmedi.
Yağiz abisini ilk defa böyle görüyordu. Abisi ilk defa bu kadar güçsüz ve çaresizdi.
Ve hakliydi kendisini abisinin yerine koydu oda olsa aynisini yapardi kimse kendisini sevmeyen bir kadınla ömür geçirmek istemezdi.
Abisine üzüldü içi yandı neler çekmişti tek başına kimseye birşey demeden.
Yüzüne gerçekten baksalar Yavuz'un ne kadar acı çektiğini goreceklerdi oysa ki, ama kimse Yavuz'a halin nedir demedi çocuktu abi ol kardeşlerine sahip cık dendi. Büyüdü ağa olacaksın işlerin başına geç dendi. Adımızı temizleyeceksin Leyla ile evlen dendi. Hiç kimse ister misin diye bile sormadı ona.
" Abi ben çok özür dilerim acını goremediğim için. Sen acı çekerken yanında olamadığım için" dedi
Yavuz sigara üstüne sigara yaktı. Hastanede olması bile engel olmadı içmesine gözyaşlarını sildi. Sigarasını söndürüp kardeşine doğru döndü.
" Boşver oglum geçti gitti işte. Kaderimiz böyle imiş yapacak birşey yok kapandi bitti benim için sende kapat bu konuyu" dedi.
" Abi sen ne dersen de, ben senin Leyla'yı bu kadar sevdiğini anlamadım neler yaşamişsin "dedi.
Sonra aklına birden gelen ile " dur dur bir dakika ya o zaman sen hep Leyla'yı seviyordun o kızı değil" dedi.
Yavuz anlamaz gözlerle kardeşine baktı "Hangi kiz " diye sordu.
" Ya hani üniversite sınavına girdiğimiz yaz vardi ya" Yavuz eee der gibi baktı. Yağız devam etti.
"Leyla' lar da gelmişti o yaz biz annemler ile çarşiya indik. Kuyumcularin olduğu ara sokak varya sen orda bir kızla konuşuyordun senin omuzlarinda kumral saçlı bir kizdı yuzunu tam net göremedik. Sen kıza gülüyordun biz Leyla ile onu senin sevgilin sandık" dedi Yavuz duyduğu sozler ile neye uğradiğını şaşırdı.
" Nasil ya Leyla benim sevgilim mi sandı? şaşkın bir şekilde sordu soruyordu. Yağiz evet diye kafasıni salladı yine.
"Lan o Berdan'in kiz kardeşi jiyan idi, onunla konuşuyorduk biz " Yağiz'dı şimdi şaşıran da yani abisi Leyla' yi seviyordu o dertli aşık halleri Leyla için miydi.
"Yağız peki Leyla napti görünce " merakla sordu. Yağız'ın vereceği cevap belki umudu olurdu...
Bölüm sonu dream bana 1500 kelime veriyor bunu aşamadik hala nedense kusura bakmayin....