ilk hikayem yanlışım , hatalarım , kusurlarım olabilir affınıza sığınıyorum. Desteğinize yorum ve oylarıniza talibim inşallah beğenirsiniz...
" Hani bir damla gözyaşıma kıyamazdın ya,
Bu şehir sular altında sen nerdesin...."
( Şiiradam)
Bölûm Şarkısı: Haram Geceler
5 yıl önce Leyla'dan
Bir insan hayatını nasıl mı karartır benim gibi. Sevdiğini zannettim hepsi birer oyunmuş , yüreğim öyle yaralıydı ki, sahte sözlerine inandım . Hayatımın en büyük pişmanlığı oldu.
Evli bir adamı ayartan kadın konumuna düşürdü beni, Bütün ailemin başını önüne eğdirdim , dedikodular tüm Antep'e yayıldı. Miroğullarının kızı evli adamı ayartmıs yuva yıkan kadın olmus diye. Babam duyunca dedikoduları dayanamadı hasta kalbi bu acıya dayanamadı.
Ambulans babamı alıp giderken arkasından olduğum yere yığılıp kaldım, benim koca çınar'ım yıkılmaz dağım benim yüzümden yıkılmıştı.
Kolumda bir el hissettim, kafamı kaldırıp elin sahibine çeviremiyordum. Kokusundan anlamıştım onun olduğunu, yüzüne bakacak yüzüm yoktu.
Gurursuz yanım durmadı canım o kadar çok
yanıyordu ki, yüzsüzlük edip kafamı kaldırıp ağlayan gözlerimle yüzüne baktım.
Ben beterim zannederken o benden de beterdi. Saçı başı dağılmış gözleri kızarmışdı. Halini sormaya, ne oldu demeye sana demeye cesaret edemedim ağzımı açıp. Gözlerimden yaşlar süzüldü. Bir yanda babamın acısı diğer yanda o sevdiğim adam . Yavuz'un o hali canımı yakmıştı.
Kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı beni kendine çekip öyle sıkı sarıldı ki varlığını hissetirir gibi.
İlk defa kimseyi umursamadan sarılmıstı bana , sığındım onun o güvenli, huzur veren göğsüne. Kolları sığınağım oldu bir çocuk gibi koydum kafamı sert göğsüne. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki, çıkan ses huzur veren bir melodi gibiydi.
" Yıkılmanın zamanı değil Leyle kaldır kafanı ve dik dur babamızın bize ihtiyacı var" Sesi öyle huzur vericiydi ki susmasın istedim. İlk defa babama amca değil de baba dedi çünkü babamı amcası olarak değilde babasıymış gibi severdi. Kendi babası ile anlaşamaz iken babamla baba oğul gibi idiler.
Birbirimizden ayrılıp hemen arabasına binerek hastaneye gittik. Babamın kalp damarı tıkalı imiş anjiyo yapacaklarını söyleyip ameliyata almışlar.
Babam ameliyathane de iken bekleme salonuna gititiğimde Yade ( Babanne) min bana doğru geldiğini fark ettim. Hemen kafamı eğdim nasıl bakardım yüzüne oğlunu hastanelik etmiştim.
Yadem ummadiğim birşey yapıp elimden tutarak beni bekleme alanında sandeyeye oturtup başımı dizlerine yatırdı ve saçlarımı okşamaya başladı. Kendimden öyle utandım ki yer yarılsada içine girsem dedim. Bem ailemin başını önüne eğerken onlar bana sahip çıkıp şefkat gösteriyorlar idi. Nasıl utanmazdım bu iyiliğin karşısında nasıl ezilmezdim?.
Annemin geldiğini gördüğümde ayağa kalkmak istedim ama gücüm yoktu. Annem bir hışımla gelip kolumdan tutup kaldırdı ve sarsarak " Bula bula o adamı mı buldun ?" dedi ve Ameliyathaneyi göstererek " Baban ölüyor mutlu musun senin şımarıklığın yüzünden ne hallere geldik. Ben bunca yıl sana hiçmi birsey veremedim sen mi birşey alamadin" dedi hayal kırıklığı ile baktım anneme " Ben böyle olsun iste.... demeye kalmadan yüzüme inen tokatla yere düşmem bir oldu.
" Sen hala konuşuyormusun ? Senin gibi kızım olacağına hiç olmasaydı " dediği an ölmek istedim hıçkırıklarım tüm koridorda yankılandı.
" Gelin sen ne edersin acını böylemi çıkarıcığın. Ben ne ediciğim acımı kimden çıkarıcığim? O zaman bende elime silah alıp çıkayım önüme geleni vurayım" dedi Yadem. O sırada Yavuz hızla geldi.
" Napıyorsun yenge acı var eyvallah ama oda istemezdi böyle olsun hangimiz bile bilirdik ki, böyke kahbece bir oyun oynanacağını " Yavuz da kendini suçluyordu herşey hepsi benim aptallığım yüzünden di.
Yine kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı beni kolunun altına aldı. Yine sığınağim , sığındığım liman oldu. Bu adam benim kaderimdi hissediyirdum. Devam etti konuşmaya.
" Görmüyormusun halini oda en az senin kadar bizim kadar üzgün birini suçlayacak isen bizi, beni suçla koruyamadik çünkü. Sahip çıkamadık suçlu varsa oda biziz , benim " dedi ve beni de alıp dışarıya götürdü. Bir banka oturttu akan gözyaşlarımı silip başıma öpücük kondurdu biraz ilerimizdeki markete gitti.
İlk defa annem bana el kaldırmıştı canımı yaktı mı haketmiştim çünkü. Daha fazlasını da hakediyordum ama bilemezdim ki intikam uğruna beni harcayacaklarını.
Yavuz elinde iki pet şise su ile geldi birini açıp eline döktü ve çocukmuşum gibi yüzümü yıkadı. Ne kadar ben yaparim desem de izin vermedi. Bebek gibi davrandi bana her zaman böyle idi. Her düstüğümde gelir elimi tutar gözyaşlarımı siler yüzümü yıkardı. Beni de ona aşık eden bu merhametli yanı değilmiydi zaten.
" Çok canın acıyor mu? " Onun bana bu kadar merhamet göstermesi beni kendine daha fazla bağlıyordu. Oysa ki onun başka bir sevdiği vardı ama bana öyle bir bakıyordu ki istemesemde ona kapılıp gidiyordum.
"Acımıyor" dedim şefkat akan kara gözlerine bakarken.
Ben şimdi bu adama nasıl aşık olmayayım merhametine kurban olduğum nasıl sevmeyeyim.
Kendimi biraz daha toparlayınca içeri geçtik annem yengem ike yanyana oturuyordu. Gözüne gözükmek istemedim Yavuz'un arkasına gectim. Lakin anne yüreği hissetmişti sanki geldiğimi, kafasını kaldırıp bana baktı göz göze geldik.
Bakışlarımı kaçırdım hemen Yade'min yanına gidecek iken ayağa kalkıp önümü kesti.
" Leyla'm ben özür dilerim annem affet beni bir anlık sinirle oldu elim kırılsa da vurmasa idim" Hem ağlıyor hemde vurduğu yanağa öpücükler konduruyordu.
Dayanamadım bende ağlamaya başladım "Asıl ben özür dilerim annem affer beni böyle olsun yemim ederim ki istemedim ben bilmiyordum kandırdı beni " dedim ve hıçkırarak anneme sarıldım.
Annem tüm şevkati ike kucakldı sarıp sarmaladı beni " Tamam kuzum geçti senin suçun yok " dedi ikimizde ağlıyor yine teselliyi birbirimizde buluyorduk. Biraz daha öyle kalıp yerlerimize oturduk.
Zaman ilerliyordu bizim ise gözümüzde yaş dilimizde sadece dua vardı. Yavuz ve Yağız ileri geri gidip volta atıyordu. Annem , yengem ve Yade'm namaz kılıp dua etmeye gittiler. Ben ise Yaren'in omzuna başımı koymuş yaşanılanları hazmetmeye çalışıyordum.
Yavuz'un telefonu hiç susmuyordu eminim ki o adamı yaşadığına pişman edecekti sürekli emirler verip kapatıyordu. Biliyordum er yada geç o adamı bulup hayatını zindana çevirecekti. Gözlerinde safi bir öfke vardi ki görmemek imkansızdı. Bazen o bakışlarından ben bile ürküp korkuyordum.
Ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor çıktı hemen ayağa kalktık Yavuz bizden önce doktorun karşısına dikildi.
" Amcam nasıl doktor? Bana iyi olduğunu söyle lütfen" dedi Doktor bakışlarıni hepimizin üzerinde gezdirdi en son Yavuz'da durdu.
" Berwan bey hastanemize geldiğinde kalbinde ki iki damarı tıkalı idi. Acilen ameliyata almamız gerekiyordu yoksa ikinci bir atak daha geçirebilirdi. Tam zamanında getirmişsiniz biraz daha gecikme olsa imiş daha kötü sonuçlar ile karşılaşabilirdik "