69. BÖLÜM BİR KAHVE MESELESİ

1500 Words
Leyla odadan çıkarken gözünün ucuyla bir bakış atıp kapıyı kapattı. İçerde kendi ile mücadele veren bir adet Yavuz Miroğlu bırakarak. Ohh canına değsindi onun yüzünden Leyla az mı acı çekmişti birazda Yavuz ağa kıvransın dursundu. Leyla aşağıya inip oturma odasına girdiğinde amcası Behram ağanın geldiğini gördü. Yade Zergül ile oturmuş sohbet ediyorlardı. " Hoşgeldin amcam varmı bir isteğiniz mutfağa imiyorum " diyerek birsey isteyip istemediklerini sordu. Behram ağa sabaha göre yeğenini daha iyi ve güler yüzlü görünce keyiflendi. Bu sırada odaya Azade hanım ve Leyal hanım girerken arkalarından da Yavuz tesrif etti. "Leylamm nasılsın kızım " diye sordu Leyal hanım gitmişti ama aklı da kızında kalmıştı. " İyiyim annem hoşgeldiniz " Leyal hanım kızının gerçekten iyi olduğunu gorünce mutlu oldu. Azade hanımda sırtını sıvazladı. " Amcamlara sordum size de sorayım mutfağa iniyorum birşey ister misiniz?" Arkadan Yavuz'un gür sesi doldu kulaklarına. " Leyla hanım sana zahmet kahve yapda içelim zahmet olmazsa" diyen Yavuz'a ters ters baktı Leyla lakin büyüklerin yanında kavga etmek istemediği için ses etmedi. " Emredersiniz ağam nasıl içersiniz kahvenizi " derken bile Yavuz'u sözleri ile dövüyordu resmen. " Orta şekerli fena olmaz hani. Yalnız sen yapacaksın Sultan abla veya kızlar değil hanımağam senin elinden kahve içmeyeli uzun zaman oldu " dedi Yavuz. Eh Leyla kıvırtarak yürüyüp onu zorlar mıydı oda böyle acısını çıkarırdı. " Emrin baş göz üstüne ağam" tam yanından geçecekken Yavuz kolundan hafif bir şekilde tuttu ve kulağına doğru eğilip " Hiç kaşını gözünü eğme bol köpüklü olsun yoksa içmem " dedi ve Leyla'yı iyice sinir küpü etmişti. Kolunu kurtaran kadın odadan bir hışım çıktı merdivenlerden söylene söylene indi. " Zıkkım iç bol köpüklü olacakmış birde sanki hizmetçisi var önünde ağa bozuntusu" Yaren şaşkınlıkla izliyor ve dinliyordu Leyla'yı. Bugün hastası az olduğu için işi erken bitmis oda eve erken gelmişti. " Leyloş'um kim kızdırdı seni yine " diyen Yaren ile Leyla korkup irkildi. Damağını kaldıran kadın sert bakışlarını görümcesine çevirdi. " Allah iyiliğini vermeye senin aklımı aldın. Ay beni kim kızdırabilir senin öküz olan o abin. Köpüklü kahve istedi beyefendi benim elllerimden" diyerek isyan etti. Yaren kahkaha attı " Ooo işin zor Leyloş'um Yavuz abimi bilirsin her kahveyi beğenmez Allah kolaylık versin gazan mübarek olsun" " Bana bak görümce görmeyim seni ömrümce, benim canımı sıkma kahve niyetine seni pişiririm " diyerek Yaren'i korkutan Leyla mutfağa girdi. Sultan hanım ve kızlar yorgunluklarını demledikleri çay ile gidermeye çalışıyorlardı. " Leyla geldin mi kızım yapayım mı kahveni " dedi oturduğu yerden kalkmaya çalışan kadını durdurdu Leyla. "Hiç rahatsız olma abla ben yapacağım zaten kahve Yavuz ağa kahve istedi bizimkilerede yaparım sen rahat ol " dedi sonunda gözlerini devirerek. Kızlar kıkırdarken Sultan hanımda tülbentin altından güldü. " Abla senin bu kıkırdak kızları evlendirsek mi ? " Diyerek kızların gülen yüzlerinin düşmesine sebep oldu. " Ya Leyla abla ama yaaa aşk olsun bir kusur mu işledik bizi konaktan gönderiyorsun" dedi Sevda. Gülme sırası Leyla'da idi eee onlar onun haline gülermiydi böyle muma çevirirdi işte adamı. " Kız ben sizi hiç verirmiyim siz benim canlarımsınız. Azcık nabzınızı yokladım bakalım evlenmek istiyormusunuz diye " dedi. Aralarında hiçbir zaman patron çalısan ilişkisi olmamıştı. Onlar Miroğlu konağında kocaman bir aile idiler. Leyla yaptığı kahveyi hazırladığı fincanlara döktü. Suları da fincanların yanına koydu çifte kavrulmuş lokumlarıda küçük lokumluklara koydu ve tepsiye bıraktı. Artık yukarı çıkabilirdi. Hazır olan tepsiyi eline aldı yavas adımlar ile merdivenleri çıktı oturma odasının önüne gelince kapı kulpunu kolu ile indirip ayağı ile de kapıyı açtı. Kahveleri önce Yade Zergül' den başlayıp ikram etmeye başladı. En son sıra Yavuz'a geldiğinde Yavuz kendisine uzatılan kahveye bakıp yüzünü buruşturdu " Bu kahve hiç güzel değil köpüksüz olmuş sen bunu götür yenisini yap getir " deyince Leyla da artık şarteller atmıştı. Tepside duran kahveyi bilerek ve isteyerek Yavuz'un üzerine döktü. Yavuz can havki inile ayağa kalktı. Azade hanım ve Leyal hanım yandı diye telaşlanırken Leyla kahveyi döken kendisi değilmiş gibi hiç umursamadı. Yavuz gülen kadının yüzüne doğru yaklaşıp" Ulan!!! zalım hiçmi için acımadı dökerken , lazım ula lazım orası bana vicdansız " dedi. " Ah çok pardon bir yerin yandı mı kusura bakma elimden kaydı" derken bile yapmacıkdı. Hiç uzülmeden ferah ferah konuşmaya devam etti " Bana hiçde lazım değil o yüzden umrumda bile değil" dedi. " Yaren Adem'e söyle yukarıya gelsin belli bu konakta can güvenliğimiz yerinde değil" söylenerek oturma odasını terk etti Yavuz. " Abi pansumana ihtiyacın varsa yengem gelsin" diye bağıran Yaren'e Leyla ters ters bakarken Yavuz konağı inleten sesi ile cevap verdi. " İstemezzz " diye kükredi Yavuz Miroğlu. Yaren kahkaha atarak Adem'i çağırmak için odadan çıkarken. Yade Zergül ve Behram ağa bunlar oldu bakışı attılar birbirlerine. Nihayet kendi dillerinden konuşmaya başlamışlardı. Miroğlu konağını eğlenceli günler bekliyordu. Tahir şirket deki odasında otel projesine dalmış iken kapısı çalındı kafasını kaldırmadan " gir " diye seslendi. Babası Mehmet bey içeri girip " Müsait miydin evlat gelebilirmiyim ?" Diye sordu. Tahir babasını şirkette görünce şaşırdı geleceğini hiç söylememişti. Hemen ayağa kalktı bu topraklarda büyüklere saygı en önemli değer idi. " Tabi buyur baba müsaidim sabah geleceğini söylemedin " dedi. Mehmet bey odada bulunan tekli koltuğa geçip oturdu. Tahir'e de eli ile karşı ki koltuğu işaret edip oturmasını istedi. Tahir babasının karşısına oturdu. Meraklı gözleri babasının çehresinde geziniyordu neden geldiğini anlamaya çalısıyordu. Mehmet bey oğlunu fazla bekletmeden söze girdi. Söyleyecekleri burda konuşulacak konu değildi lakin oğlu bir türlü müsait olamıyordu. " Oğlum ananla birşeyler konuşmuşsun bana anlattı bir iki gündür senle konuşmak istiyorum lakin bir türlü fırsat bulamadım evlat " Tahir geliş sebebini şimdi anlamıştı . Annesi Fatma hanım'a Senem'i anlatmış evlenmek istediğini bildirmişti. Belli ki oda babası ile konuşmuştu. Konuşmanın devamını merak ediyordu. " Oğlum ben bu kızı araştırdım. Kimsesiz yetim bir kız benim sevdaya saygım sonsuz. Seni de anlıyorum geri kafalı bir adam değilim" dedi durdu kelimelerini seçmeye çalışıyordu. Birazdan söyleyecekleri oğlunun hiç hoşuna gitmeyecekti. Senem de bu sırada odadan çıkmış Tahir'in yanına gelmişti. Kapının önüne geldiğinde ister istemez içerde ki seslere kulak misafiri oldu. " Bu kız bizim ailemize uygun değildir oğlum. Bir ailesi yok nerden geldiği soyu sopu belli değil. Özünde iyi biridir birşey diyemem lakin ben ne üdüğü belli olmayan bir kızı evime gelin diye almam . Seninde getirmene müsade etmem yol yakın iken bu sevdadan vazgeç. Ne senin canın yansın nede o zavallı kızın daha fazla ümitlenmeden bitir bu işi" Mehmet bey kararlı bir şekilde gelmiş kati bir dil ile de oğlunu uyarmıştı. Bilmediği ise şu sözlerinden sonra oğlunu kaybedecek olması idi. ( Şarkısını burda açıp okuyun derim ) Senem duyduğu her sözde beynine bir kurşun yemis gibi oldu. Kimsesizliği bir kez daha baş gösterip yüzüne sert bir şekilde vurulmuştu. Yetim diye istenmeyen gelin adayı olmuştu. Kalbi sızım sızım sızlarken hızla odanın önünden uzaklaşıp odasına gitti canı o kadar çok yanıyordu ki gözü hiçbirşeyi görmüyor kulakları ise hiçbirşey duymuyordu. Mehmet beyin ağır sözleri kulaklarında yankılanıyordu. Hayatı boyunca hep kimsesizliği ile vurulmuştu, birgün onları bulduğunda asla affetmeyecek hesap soracaktı. Ailesizliği sırtına vurulan bir kamburdu bir türlü kurtulamıyordu. Masanın üzerinde duran telefonunu ve askıda duran çantasını ve montunu alıp hızlı adımlar ile asansöre doğru ilerledi gözünden yaşlar yağmur misali akıyordu. Tahir'in asıstanı " İyi misiniz Senem hanım birşey mi oldu " diye sordu lakin karşısında ki kadından bir cevap alamadı. Senem asansöre binip hızlıca şirketten çıkıp ilk gelen taksiyi çevirdi ve gideceği adresi söyledi. Yolda giderken kimsesizliği ile imtihan edildiği her an gözünün önünden bir film şeridi gibi akıp geçmişti. Yetim hanede iken , yurtda iken , okul hayatında iken yüzüne hep kimsesizliği vurulmuştu. Üniversitede rahat etmesinin en büyük sebebi hayatına giren 3 kadın olmuş onların sayesinde hasret kaldığı aile özlemini gidermişti. Ve 4 yıl sonra kimsesizliği ile bugün yine yüzleşmek zorunda kalmıştı. İçindeki ateşin nede acının bir tarifi yoktu. Öyle bir yanıyordu ki hergün biraz daha Senem'i yok ediyordu. Yol bitmiş Leyla ile kaldıkları eve gelmişti. Taksiye beklemesini söyleyip eve girdi. Odasına çıkıp dolabın üzerinde duran valizi aldı içini açıp dolaptan eline aldığı kıyafetleri hızlıca valize koymaya başladı. Bunu yaparken geçmişte ki kötü olan anısı tekrar zihninde canlandı. Oysa ki yıllar önce yaşanmış bir olaydı. Ve Senem'in kabuk bağlayan yarasını kanatan Mehmet bey'in kullandığı kelimelerdi. Yıllar öncesinde yetimhanede iken bir aileye evlatlık verilmiş idi. Birgün bu ailenin büyük fertleri gelmiş yemek masasında Senem'i gördüklerinde çok sinirlenmişler idi. Kimsesizliğinden dem vurup geri götürmelerini ,hırlımı hırsız mı olup olmadığını bilmeden neden aldıklarını , üstelik birde kendi masalarına neden oturttuklarını , gidip mutfakda çalışanlar ile yemek yemesi gerektiğini yüzüne vurduklarında o küçük çocuk hali ile psikolojik şiddete uğradığında kaderine lanet etmişti Senem. Evlatlık alan aile ertesi gün Senem'i geri götürüp yurda teslim etmişti. Senem daha fazla ayakta kalmaya dayanamayarak dızlerinin üzerine olduğu yere çöktü ve hıçkırarak ağlamaya başladı. " Neden Allahım neden, ne günahım vardı benim. Kime ne kötülük ettimde beni ailesizliğimden vuruyorlar. Ben mi istedim böyle olmasını neden insanlar bu kadar kötü" diyerek isyan ediyordu. Yorulmuştu artık Senem her defasında aynı müameleyi görmekten, aynı sözleri duymaktan yorulmuştu. İçi dışına çıkana kadar ağladı sonra gözyaşlarını silip valizini toparladı. Lanetli kaderi nere gitse peşinden gelecekti hiçbir zaman değişmeyecekti yetim Senem , kimsesiz Senem, ne üdüğü bilinmeyen Senem olarak kalacaktı. Valizin fermuarını çekip yatakdan indirdi. Odada goz gezdirdi hızlıca merdivenleri inip son kes dönüp baktı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD