İsyanın Ayak Sesleri

982 Words

Midyat, taş avluların gölgesinde bir yası sımsıkı sarıyordu. Rüzgâr, kuru hışırtısıyla tozları savuruyor, yaslı sedirlerin üzerine bir keder perdesi çekiyordu. Berdan, konağı terk ettiğinden beri sokaklarda bir hayalet gibi dolaşıyordu; yirmi iki yaşında, yüreği bir sevgilinin ihaneti ve abisinin ölümüyle paramparça. Eylül’ün Ferit’le evlendiğini öğrenmesi, ruhunu bir bıçakla oymuştu; töre, bu bıçağın sapıydı. Artık ne Boston’ın soğuk kampüsleri ne de Midyat’ın taşlı yolları ona bir sığınak sunuyordu. Ama içinde bir kıvılcım yanıyordu: töreden intikam alma arzusu, bir yemin gibi filizlenmeye başlamıştı. Berdan, geceyi bir harabede geçirmişti; Midyat’ın kenarındaki yıkık bir konak, onun öfkesine tanıklık etmişti. Gözleri, uykusuzluktan kan çanağıydı, ama zihni durmaksızın çalışıyordu. Töre

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD