Avlunun Yankıları

1118 Words

Midyat’ın taş avluları, sabahın ilk ışıklarıyla uyanıyordu, ama konağın gölgeleri hâlâ gecenin sırlarını saklıyordu. Zeytin ağaçlarının dalları, rüzgârla usulca sallanırken, çınarın gölgesi taş döşemelere bir umut gibi yayılıyordu. Eylül ve Berdan, Leyla’nın dönüşüyle açığa çıkan gerçekle töre’nin zincirlerini kırmış, Hacı Mahmut’un yalanlarını gömmüş ve konağı özgürleştirmişti. Ama bu zafer, konağın taşlarıyla sınırlı kalmamıştı; Midyat’ın dar sokaklarından Türkiye’nin dört bir yanına, hatta sınır ötesine yankılanıyordu. Defter, masada bir hatıra gibi dururken, avlular onların aşkına, kahkahalarına ve yeni bir başlangıca tanıklık ediyordu. Eylül, konağın avlusunda, çınarın gölgesinde bir sedire uzanmış, ayakkabılarını çıkarmış, ayaklarını taşlara değdiriyordu. Elbisesinin eteği dizlerini

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD