Bölüm 3

1700 Words
Kazağımın kollarına asıldım. İnsan denizini yararak bana doğru yaklaşan Addy'i izliyordum. Addy yakışıklı yüzüne kondurduğu sevimli gülümsemesiyle yanıma geldiğinde "hey partiye geleceğini düşünmemiştim" dedi. Gülümserken omuzlarımı kaldırıp "bende düşünmemiştim ama çok ısrarcı bir oda arkadaşım var" dedim. Addy arkasını dönüp Daizy'in erkek arkadaşıyla takıldığı yere baktı. "Evet oda arkadaşın tam bir parti kızı ama dikkat etmesi gerekiyor" diyerek bana döndüğünde endişelenmiştim. Daizy'in olduğu yere bakarak "bir sorun mu var" dedim. Omuz silken Addy "takıldığı insanlar çok tekin değil" dediğinde, Daizy'in yanındaki çocuğu inceledim. Kaşında piercing olan çocuk yakışıklıydı ama konuşurken yaptığı el kol hareketleri ve Daizy'i herkesin içinde öpüp orasını burasını okşaması iticiydi. Partilerde bu olağan şeylerdi ama çocuğun hareketleri Daizy'i aşağılar gibiydi. Daizy için endişelenirken "sence uyarmalı mıyım?" dediğimde Addy gülerek "şuan o uyarıyı yapsan da seni alamaz yarın ayıkınca konuşursun" dedi. Ona hak verdim. Bu ortam birinin erkek arkadaşı hakkında uyarmak için iyi bir ortam değildi. Birbirimize bakarken aramızda sessizlik oluştu. Yeşil gözlerindeki dikkatli bakıştan çekinerek gözlerimi kaçırdım. Etrafımı incelemeye başladım. Herkes birbirini çok yakından tanıyor gibi sohbet ediyordu. Bu kendimi yabancı hissetmeme sebep oldu. Yanımdan geçen biri elime bir bardak içki tutuşturup gözden kaybolduğunda şaşkınlıkla çocuğun arkasından baktım. Şaşkınlığıma gülen Addy elimdeki bardağı alıp ilerideki çöp kutusuna atmaya gitmişti. Addy yanıma tekrar geldiğinde "Bir partide asla yapmaman gereken şey içinde ne olduğunu bilmediğin bir içki içmektir" dedi. gülerek "biliyorum" dediğimde Addy gözlerini irice açıp "gerçekten biliyor musun? Yoksa bu şirin kıyafetinin altında bir parti kızı mı saklanıyor?" diyerek dalga geçtiğinde kahkaha attım. Addy bu kıyafetin altında nasıl bir Lena'nın saklı olduğunu bilse ne yapardı merak ediyordum. "Tamam ilk defa bir partiye geliyorum yakaladın beni" diyerek yalan söyledim. Addy gülerek "emin ol fazla bir şey kaçırmadın" diyerek ileride içki içen gurubu gösterirken "sarhoş ergenler" dedi. diğer tarafta sigara içenleri göstererek "keşler" dedikten sonra Daizy'in olduğu grubu göstererek "birbirini yiyen çiftler" diyerek bana baktı. Yüzünü buruştururken "yani hiçbir şey kaçırmadın" dediğinde onun tatlılığına gülümsedim. Kötü hissetmemem için elinden geleni yapıyordu. Bu onu daha da sevimli hale getiriyordu. Addy kesinlikle herkesin arkadaşlık etmek isteyeceği türden biriydi. Olduğum yerde kıpırdanırken "Peki sen hangi gruba giriyorsun?" dedim. Addy tüm dişlerini göstererek sırıttı. Yanıma yaklaşıp kulağıma eğilirken "Tatlı kızlar bu gruplardan kurtaran kahraman ben oluyorum" dedi. Ah lanet yanaklarım bana yine ihanet etti. Addy ile resmen flört ediyorduk ve kalbim şimdiden kontrolünü kaybetmişti. Yan yana durup kalabalığı izlemeye devam ederlerken bir süre sonra sıkılmıştım. Addy yüksek sesli müzikten sesini duyurabilmek için tekrar kulağıma eğilip "dışarı çıkmak ister misin?" dediğinde hızlı bir şekilde kafamı öne arkaya salladım. İşte şimdi gerçekten kahramanım olmuştu. Addy omzuma kolunu atıp beni kapıya doğru yönlendirdi. Omzumun üstündeki elinin sıcaklığı ve bana yakın olan bedeninden yayılan sıcaklık kalbimi hoplatmaya yetmişti. Kızaran yüzümü yatıştırmak için soğuk elimi yanağıma bastırdım. Addy'in dikkatini çekmediğimi umuyordum. Bu konularda ne kadar tecrübesiz olduğumu belli edip rezil olmak istemiyordum. Yirmi bir yaşına kadar hiçbir erkekle ikili ilişki yaşamamak bu zamanda görülen bir şey değildi. Babamı çok sevmesem bu konuda onun kıçını bir iki posta tekmeleyebilirdim. Hayır tekmeleyemezdim. Babamın kıçını tekmeleyebilecek kimseyi tanımıyordum. Çünkü kendisi enine ve boyuna oldukça iri bir adamdı. Bahçeye çıktığımızda burada da çiftler vardı. Partinin kalabalığından sıkılıp daha sakin bir yer tercih edenler bahçedeydi. Yani herkesin içinde sevişmek istemeyenlerin çoğu bahçenin kuytu köşelerine dağılmıştı. Addy bana yol göstererek "bu taraf daha sakindir" dediğinde arka bahçeye doğru ilerledik. Addy'in dediği gibi daha sakindi. Bahçedeki çimlerde oturan birkaç kişi vardı ama onlarda Addy ve benim gibi gürültü ve kalabalıktan sıkılıp sohbet etmeye çıkan öğrencilerdi. Addy havuzun diğer tarafında onlardan uzak bir yere geçerek çimlere oturduğunda yanına oturdum. Bacaklarımı toplayıp bağdaş kurarken kafamı eğmiş elimle çimleri koparıyordum. İlk defa tanıdığım bir çocukla ne konuşacağımdan emin olmadığım için sessizliği tercih etmiştim. Addy'in beni izlediğini hissedebiliyordum. Bu olasıydı. Alanını söyledikten sonra insan davranışlarını çok fazla analiz ettiğinde şüpheleniyordum. Ondan hoşlanmış olduğumu da anlamış olmalıydı. Hala yanımda olduğuna göre sanırım bu iyiydi. Addy beni bir süre daha izlemeye devam etti ve sonra gülerek "ee sessiz sinema mı oynayacağız" dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım. Sokak lambalarının ışığında Addy'in yeşil gözleri koyu bir hal almış parlıyordu. Gülerken yanağında oluşan çukurluklar ona ayrı bir tatlılık katıyordu. Onu uzun süre onu incelerken Addy boğazını temizledi. "Ah" diyerek omuz silkip "bilmem istersen oynarız" diyerek gülümsediğimde Addy kahkaha atmıştı. Ağzım açık halde onun yakışıklılığını izledim. Gülerken yanağının çevresinde oluşan kırışıklıkları, gözleri kısılınca yeşil gözlerini çevreleyen siyah kirpiklerini beğeniyle süzdüm. Kendimi çok fazla açık ettiğimi düşünüyordum. Addy gözlerime baktığında gülümsemesi soldu. Gözlerimdeki hayranlığı görmüş olmalıydı. Bu beni daha da utandırsa da o beni utandıracak daha fazla şey yapmadan boğazını temizleyip "peki Lena artık sana Li diyebilir miyim?"dedi. Addy bana doğru eğildiğinde dudağımı yalayarak "diyebilirsin" dedim. Addy geri çekilerek "tamam o zaman sende bana Ad de" dedikten sonra ayağa kalkıp "hadi oynayalım" dediğinde onun ciddi olduğunu anladım. Ağzım açık Addy'e bakarken "sen ciddisin" dedikten sonra bize bakan olup olmadığını kontrol ettim. "Tabi ki ciddiyim" diyen Addy "başlıyorum" diyerek ilk filmini anlatmaya başlamıştı. Eliyle iki işareti yapan Addy'i "iki kelime" diyerek cevapladığımda Addy tekrar iki işareti yapınca "ikinciyi anlatıyorsun" dedim. Addy kafasıyla onayladığında kollarımı bacaklarıma sararak onu izlemeye başladım. Addy kaşlarını garip bir şekilde çattıktan sonra eğilip zıplayarak karnını kaşıyıp garip sesler çıkarmaya başladığında kahkahalarla gülmeye başladım. Maymun taklidi yapmaya çalışan Addy olduğu yerde zıplayıp kendi etrafında dönerek sesler çıkartıyor bahçedekilerin de dikkatini çekiyordu. Diğer grupta onları gülerek izlerken kahkahalarımın eşliğinde "maymun" diye bağırdım. Taklit yapmayı bırakan Addy iki elini yumruk yapıp baş parmaklarını kaldırarak beni onayladıktan sonra kelimeyi türetmemi işaret ettiğinde gülerek "Maymunlar Cehennemi" diyerek tahminimi söyledim. Addy bu kadar çabuk bulmama üzülmüş gibi omuzlarını düşürürken "hadi ama daha ikinci kelime de cehennemde yanan günahkar taklidi yapacaktım" diyerek yanıma attı kendini. Kahkaha atmama engel olamadım. "Tam bir kaçıksın" derken Addy bana gülümseyerek "öyleyim, hadi şimdide seni görelim Barbi" dedi. Daizy'in bana taktığı ismi duyduğumda yüzümü buruştururken ayağa kalkmak için uğraştım. Bacaklarının üstünde doğrulurken biraz zorlandığında Addy popoma vurarak "ağır çekiyor tabi" dediğinde sıçrayarak ayağa kalkmıştım. Gözlerim irice açılıp Addy'e döndüğümde Addy hiçbir şey olmamış gibi bana sırıtarak bakmaya devam etti. Addy'in rahatlığıyla gülümseyip kafamı iki yana salladıktan aklıma gelen ilk filmi anlatmaya başladım. En kolay filmlerden birini seçmiştim. İki kelime olduğunu ve ilk kelimeyi anlattığımı gösterdikten sonra gökyüzünü işaret ettim. Addy kafasını kaldırıp gökyüzüne bakarken "gökyüzü" dediğinde kafamı iki yana sallayıp elimle yıldızları işaret etti. Addy "ay" dediğinde yanaklarımı şişirerek ısrarla yıldızları gösterdiğimde Addy gülerek "yıldız" dedi. "Evet" diyerek sevinçle yerimde sıçrarken filmi bilmesi için umut dolu gözlerle Addy'e baktım. Addy de bana bakarken "ee ikinci kelimeyi anlatmayacak mısın?" diyerek arkaya doğru uzanmış dirseklerinden destek alırken beni izliyordu. Şaşkınlıkla "bilemedin mi?" dediğimde "hayır" diyen Addy eğleniyor gibi görünüyordu. Oflayarak ikinci kelimeyi anlattığımı işaret ettikten sonra elimle kılıç tutar gibi yapıp karşımda biri varmışçasına dövüş hareketleri yapmaya başladım. Addy "dövüşçü" dediğinde kafamı iki yana sallayarak hareketlerime devam ettim. "Kılıç" yine itiraz ettim. "Savaşçı" dediğinde "hah" dedikten sonra bir işareti yapıp türetmesini istedim. "Savaşta", "Savaş" diyerek Addy ısrarla istenilen kelimeyi söylemezken sinirden çatlamak üzereydim. Sonunda dayanamayark "Yıldız Savaşları Ad" diye bağırdığımda Addy kahkahalarla çimlerin üstüne uzandı. Öfkeyle kendimi onun yanına atıp onun karnına vurarak "biliyordun" dedim. "Evet seni uğraştırmak çok zevkliydi" diyen Addy, koluöu tutup yanına uzanmamı sağladıktan sonra "Yıldızlar çok güzel" dediğinde gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Addy ile yan yana uzanmış yıldızları izlerken uzun zamandır hissetmediğim kadar huzurlu hissediyordum. Çabuk arkadaş sahibi olan biri değildim. Bu zamana kadar neredeyse hiç arkadaşım olmamıştı. Addy'e karşı olan hislerimin ne kadar ileri gidebileceğini merak ediyordum. Ondan şimdiden hoşlanmıştım. Konuşmadan parti evinden sokağa taşan müzik eşliğinde yıldızları izledik. Addy arada bir yıldız kümelerini göstererek bana bazı şekiller çizerken onun gördüğü şekilleri görmeye çalıştım. Parti bitiminde yan yana ön bahçeye doğru giderken, Daizy'i takıldığı çocukla arabaya binerken gördüm. Çocukla yurda gittiklerini düşünürken yüzümü buruşturduğumda bunu fark eden Addy "ne oldu" dedi. Çenemle Daizy ile sevgilisinin bindiği arabayı gösterirken "yurda gidiyor olmalılar" dediğimde Addy bana hayretle bakarak "sen odadayken odaya erkek mi alıyor" dedi. Sadece kafamla onaylamak zorunda kalmıştım. Addy "istersen bizim eve gelebilirsin. Ev arkadaşım partilerden sonra eve gelmez" dediğinde sanki önüme bir kutu dondurma koymuş gibi sevindim. Kalbim yine dizginlerinden kurtulurken kontrolsüzce atıyordu. Heyecanlanırken bunun uygun olup olmadığını düşünmeye başladım. Addy'i daha yeni tanımaya başlamıştım. Evine gitmek ne kadar doğruydu. Ya katilse, ya sapıksa... diye düşünürken babamın paranoyaklığının bana geçtiğini fark ettim. Benim yaşımdaki kızların bunları hesaplayacağını hiç sanmıyordum. Daizy gibi hesapsız yaşayarak anın tadını çıkartıyor olmalıydılar. "Hey beyin devrelerini yakma. Merak etme sapık filan değilim. İstersen Ti'nin odasında kalırsın" diyen Addy'e dönüp kıkırdarken "kusura bakma, babam fazla korumacı ondan bana bulaşmış olmalı" diyerek açıkladım. "Bu kadar güzel bir kızım olsa bende korumacı olurdum" diyen Addy'in sözleri yanaklarımı kızartmıştı. Addy partiye ev arkadaşının arabasıyla geldiğini söyleyince benim pikabımla eve gitmeye karar verdik. Addy pikabın yanına geldiğimizde "benim sürmeme izin verir misin?" deyince elimdeki anahtarlara kararsız bir şekilde baktıktan sonra anahtarları ona doğru fırlatmıştım. Addy anahtarları havada yakalayıp gülümserken "teşekkür ederim" dediğinde onun parlayan yeşil gözlerinde kayboldum adeta. Pikaba binip yola çıktığımızda pikabın radyosunda eski parçaların olduğu kanalı açıp şarkı söyleyerek eve gittik. birlikte geçirdiğimiz her dakika Addy'e karşı daha bir sempati duymaya başlamıştım. Eve geldiğimizde ev arkadaşı Ti'nin odasını gösteren Addy, benim "temiz çarşaf var mı?" sorumla olduğu yerde kaldı. Bana şaşkınca bakan Addy'e utangaçça gülümserken "en son ne zaman değiştirildiği belli olmayan bu çarşafların üstünde yatamam Addy" dediğimde Addy güçlü bir kahkaha atmıştı. "Demek titiz üniversite öğrencisi de oluyormuş" dedikten sonra kendi odasına giden Addy gözden kayboldu. Ti denen çocuğun odasına bakarken yüzümü buruşturdum. Gerçekten yatak hiçte temiz görünmüyordu. Siyah çarşafların üstünde görülen lekeler Tanrı bilir ne lekeleriydi. Addy diğer odadan "Lena" diye seslendiğinde o odadan çıktım. Addy'in yanına gittiğimde yatağını göstererek "daha sabah değiştirmiştim" dediğinde ona şüpheli bakışlar attım. Addy hemen kendini savunmaya geçerek "hey altı ayda bir değiştiriyorum ve tam bu sabah döngü günüydü gerçek söylüyorum" dedi. Kafamı iki yana salladığımda Addy gülerek "senin burada kalman daha sağlıklı olur yani" dedikten sonra kendi dolabından benim için eşofman da çıkartarak "ben salonda olacağım bir şeye ihtiyacın olursa seslenmen yeter" dedi. O çıktıktan sonra üstümü değiştirip kendimi yatağa attım. Addy'in temiz olduğunu iddia ettiği yastığa sarılırken çarşaftan yayılan deterjan kokusu doğru söylediğini kanıtlıyordu. Yastığa sarılıp uykuya dalarken deterjan değil Addy gibi kokmasını isterdim. Sabaha karşı eve gelen Tyler, hala fazla kaçırdığı alkolün etkisindeydi. Düşe kalka odasının kapısını bulduğunda koltukta yatan Addy'i görecek halde değildi. Odaya girip üstündeki her şeyi çıkardıktan sonra çırılçıplak attı kendini yatağa. Şu hayata en sevdiği şey çıplak uyumaktı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD