Bölüm 2

1734 Words
Ders bittiğinde arkama yaslanıp derin bir nefes aldım. Bir haftadır geride kaldığım iki haftanın açığını kapatmaya çalışıyordum. Aldığım notlara göz gezdirirken saçımın çekilmesiyle çığlık attım. "Hey" diye bağırırken arkama döndüğümde yeşil göz, Addy, kollarını arkamdaki sıraya yaslamış öne doğru eğilerek bana gülümsüyordu. "Ne haber yabani" diyen Addy, gülümsemeye devam ederken ona öfkeyle bakıp önüme döndüm. "Bir daha saçıma dokunma" diye tehdit ettikten sonra notlarıma baktım ancak artık ilgimi çekmiyorlardı. Addy saçımı tekrar çektiğinde elimi sıraya vurarak arkama dönüp "yapma şunu" diye bağırdım. Ellerini havaya kaldırıp geri kaçan Addy "tamam yabani sakin ol. Eğer benimle sohbet edersen seni rahat bırakırım" dedi. Gözlerimi kısarak onun yeşil gözlerine baktım. Bakışlarımla beni tehdit etme pişman olursun demek istiyordum. Yeşil gözlerine tehdit dolu bakışlar atarken Addy tüm dişlerini göstererek sırıtıyordu. "Ne istiyorsun" derken sesim bıkkınlıkla doluydu. Ne istediğini söyle ve çek git der gibi çıkan sesimi duyan Addy yüzünü buruşturarak "hadi ama arkadaşlığım bu kadar mı kötü" dedi. Kafamı yana eğip onun gözlerine bakmaya devam ederken "arkadaş olduğumuzu da kim söyledi" dedim. Kendi ağzımla tuzağa düştüğümün, Addy'e fırsat verdiğimin farkında değildim. Bu fırsatı anında değerlendiren Addy "O zaman arkadaş olalım. Yeniden başlamaya ne dersin?" diyerek elini uzatıp "ben Addy ama arkadaşlarım kısaca Ad der" dedi. Beni getirdiği oyunu anlayarak gülümsedim. "Çok fenasın" dedikten sonra Addy'in elini sıkarak "Lena" dedim. "Lena, sonunda adını öğrenebildim. Söyle bakalım Lena neden bu kadar yalnızsın" diyen Addy adımı duyduğunda çokta şaşırmadı. Nedense onun daha önceden adımı bildiği izlenimine kapılmıştım. Bana sanki çözmek istedi bir bulmacaymışım gibi bakıyordu. Böyle bakmasının sebebi ilk karşılaştığımızda verdiğim tepki olmalıydı. O benim hakkımda sorular sormuş ve ben çoğu insanın yapmayacağı bir şeyi yaparak ondan kaçmıştım. Belli ki istediği cevapları her zaman alan biriydi. Yakışıklıydı. Kendine güveni vardı. Her kızdan istediğini almaya alışmış olmalıydı. Yüzündeki kibirli sırıtıştan bu belli oluyordu. Addy'in sorusu kaşlarımın çatılmasına sebep oldu. Hemen"Ben yalnız değilim" diyerek itiraz ettim. Yalnız değildim. Yani aslında yalnızdım ama bu kendi tercihimdi. İki haftalık açığımı kapatmak için neredeyse gece gündüz ders çalışıyordum. İki hafta içerisinde okuldakiler birbiriyle yeterince kaynaştıkları için arkadaş gruplarına girmeni zor olacağını da tahmin edebiliyordum. O yüzden kimseyle konuşmaya çabalamadım. Sadece derslere girip çıktım. Addy az önce benim ona yaptığım gibi kafasını yana yatırarak "hadi ama bir haftadır derslere giriyorsun ve kimseyle konuşmadan çıkıyorsun" dedi Ağzım açık kalmıştı. Bu kadar ilgi çektiğimin farkında değildim. bu beni ürküttü. Hemen önüme dönüp defterlerimi toparladım. Kitaplarımı da aldıktan sonra ayağa kalktığımda Addy kolumu tutarak "hey seni korkutmak istemedim. İlk gün karşılaştığımızda seni tanıdığım için ilgimi çekti Lena. Kötü bir niyetim yoktu" dedi. Şaşkınlıkla yüzüne baktım. Benim neyden ürktüğümü nasıl anladığına şaşırmıştım. Merakla Addy'e dönerken "bölümün ne?" dedim. Gülümseyen Addy kafasını yere eğip bana masum bir bakış atarken "psikoloji" dediğinde her şey açıklık kazanmıştı. Hayretle ağzım açık kalırken az önceki düşüncelerim aklıma geldi. Ben kendimi bulmaca sanırken aslında bir denektim. Bu dile getirmekten çekinmeyerek "bir denek gibi beni mi inceliyorsun" dedim. "Yapma ama Li. Sadece meslek alışkanlığı tamam mı? Dikkatimi çektin. Seçmeli derslerde seni gördükçe bende izledim." "Li mi? Takma isim takacak kadar yakınlaştığımızı sanmıyorum" dedikten sonra kitaplarımı göğsüme yaslayarak çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan koşan Addy "hadi amaa... İstersen yakınlaşabiliriz. Bu senin elinde" dediğinde yanaklarım kızardı. Yüzüm yanmaya başladığında adımlarımı hızlandırarak dolapların olduğu koridora doğru koşar adım gittim. Uzun bacaklarıyla Addy hemen yürüyüşüme ayak uydurmuştu. Israr etmeyerek yanımda yürüse de bu henüz bu işin peşini bırakmadığının göstergesiydi. Dolabıma ulaştığımda cebimden anahtarı çıkartarak dolabı açıp kitaplarımı içine yerleştirdim. Akşama çalışacağım kitabı aldıktan sonra dolabı kilitlediğimde Addy yan tarafa yaslanmış beni bekliyordu. Sırtını dolaplara yaslayan Addy kollarını göğsünde kavuşturmuş, pazılarını ortaya çıkartmıştı. Göz ucuyla ona baktığımda tişörtü geren kasları ağzımın suyunu akıtmıştı. Bu olay sadece bir saniye sürdü. Hemen kendime gelirken Addy'in önünden geçerek okulun çıkışına ilerledim. Bir iki adım atmıştım ki Addy kolumu tutarak beni kendine çevirdi. "Tamam yaptığım kötü bir şeydi." Diyerek hatasını kabul ettiğinde daha fazlasını bekleyerek kaşlarımı kaldırdım. Addy derin bir nefes alırken "Tamam sapıkçaydı ama..." demişti ki "hey Barbi" diyen ses konuşmasını böldü. Onun elinden kolumu kurtarıp Addy'in arkasından gelen Daizy'e baktım. Bana Barbi diye seslenmesinden gıcık kapsam da şuan beni kurtardığı için ona minnettardım. "Daizy" diyerek zoraki bir gülümserken kız gülümseme gereği bile duymadan "dersin bittiyse beni yurda bıraksana" dedi. Onu onaylarken "bende yurda geçiyordum" dedikten sonra Addy'e "sonra görüşürüz" diyerek Daizy ile onun yanından ayrıldım. Pikaba bindiğimizde kontağı çevirerek yaşlı oğluma eneri vermeye çalıştım. Oğlum bir iki kükremeden sonra uykusundan uyandığında motor gök gürültüsü gibi bir ses çıkardı. Daizy "Ad ile ne konuşuyordunuz" dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. "Tanışıyor musunuz?" derken geçen gece odaya getirdiği çocuğun Ad olup olmadığını merak ediyordum. Ona Ad dediğine göre yakın olmalıydılar. Addy ona sadece arkadaşlarının öyle seslendiğini söylemişti. Daizy omuz silkerken "hayır tabi ki, daha onların grubuyla tanışmadım ama okulda baya ünlüler" dedi. Yola çıkarken "sadece arkadaşlarının ona Ad diye seslendiğini söyledi" demekten kendimi alamadım. Daizy hiç üstüne alınmadan "gelir gelmez okulun popülerleriyle arkadaş oldun ha" dedi. Onun sözlerinde kıskançlık hissettiğimde kaşlarım çatılırken "henüz kimseyle arkadaş olmadım Daizy" dedim. Kendini benim arkadaşım olarak gören Daizy sırıtarak "ben hariç" dediğinde gülümsemekle yetindim. Yurda geldiğimizde daha pikap durur durmaz Daizy aşağı inip yurda doğru gitmişti. Kitaplarımı topladıktan sonra pikaptan inerek onu takip ettim. Odaya çıktığımda Daizy yine müziğin sesini son ses açmıştı. yatağıma doğru giderken onu dolabının önünde eğilmiş tüm kıyafetlerini karıştırırken gördüm. Kitaplarımı yatağın üstüne attıktan sonra arkama dönüp Daizy'e bakarak "müziğin sesini biraz kısabilir misin?" diye bağırdım. Daizy kafasını dolabından çıkartıp bana bakarken "müzik aleti orada" diyerek arkamdaki masanın üstündeki seti gösterdi. Tekrar dolabının içine gömüldüğünde bunu istediğini yapabilirsin olarak algılayıp müzik aletinin yanına giderek şarkıyı tamamen kapatmıştım. Arkamı dönerek Daizy'in karşı çıkmasını bekledim ancak o kafasını elbise dolabından çıkartmamıştı. Omuz silkip kendi dolabıma doğru ilerledim. Kıyafetlerimi alıp masanın üstündeki kişisel malzemelerimi de aldıktan sonra "ben duşa gidiyorum" diyerek odadan çıkmıştım. Koridorun sonundaki ortak kullanılan banyoya ulaştığımda bir iki kız daha duş alıyordu. Kabinden kabine sohbet ederlerken onları rahatsız etmemek için sessiz hareket ettim. Eşyalarımı astıktan sonra boş olan kabinlerin birine girdiğimde kızların akşamki partiden bahsettiklerini duydum. Çoğu son sınıflardan oluşan erkek öğrenci evlerinin birinde büyük bir parti olacağını konuşuyorlardı. Duşumu alırken kızların partide kimi tavlamaya çalışacaklarından giyecekleri kıyafete kadar her şeyi öğrenmiştim. Duştan çıktığımda kızlarda üstlerini giyiniyordu. Bana bakıp gülümseyerek selam verdikten sonra sohbetlerine kaldıkları yerden devam ettiler. Eşyalarımı bıraktığım yerden almaya giderken bir yandan da kızları inceledim. Uzun siyah saçlı olan çok güzel bir kızdı. İri siyah gözleri vardı. Buğday teni ve geniş baseni melez olduğunu gösteriyordu. Bornozumu üstümden çıkarmadan eşyaları alıp kabine girdim. Beni çıplak görmelerine izin veremezdim. Bu hareketim kızların dikkatini çekmiş büyük ihtimal utandığımı düşünerek gülmüşlerdi. Benim derdim ise başkaydı. Üstümü giydikten sonra saçlarımı havluya sarıp dışarı çıktığımda diğerleri de gitmişti. Odaya geçtiğimde benim yatağım ve Daizy'in yatağı kıyafetlerle doluydu. Odanın ortasında elleri belinde duran Daizy iki yataktaki kıyafetlere bakarken kafası iki yana oynuyordu. kendi yatağımda boş bulduğum yere oturup saçlarımı tararken Daizy "akşamki partide ne giyeceğim?" diye bağırdı. "Ne partiymiş" diye kendi kendine homurdanıp saçımı tararken beni duyan Daizy "yılın en büyük partisi diyorlar kızım, her yıl yapıyorlarmış" dedikten sonra "yoksa gelmiyor musun?" dedi. cevap verme gereği duymadım. Geldiğimden beri kaç partiye katıldığımı görmüştü de buna katılmamı bekliyordu. Daizy,karşıma geçerek "Lena bu partiye gelmelisin" dedi. Saçımı taramaya devam ederken "neden?" dediğimde sanki çok saçma bir soru sormuşum gibi gülen Daizy "neden mi? Kızım bir partiye neden gidilir. Sarhoş olmak için, eğlenmek için, erkek tavlamak için... Bir haftadır tek yaptığın ders çalışmak. Hiç mi gözüne kestirdiğin yakışıklı yok" dedi. Son sorusuyla tarağı tutan elim yavaşladı. Daizy "yakaladım seni" diyerek önümde eğilip yüzüme baktı. "Söyle bana kim bu yakışıklı" dediğinde yanaklarım bana ihanet ederek kızarmıştı. Taradığım saçlarımı omzumdan geriye atarken "hayır saçma bir hoşlanma sadece" dedim. "Hadi ama akşama bende seni erkek arkadaşımla tanıştırırım" Daizy'in lafıyla gözlerimi devirip "hangisiyle" dedim. Daizy şımarık bir şekilde gülümserken "bugünküyle" dedikten sonra bacağıma vurarak "kim çabuk söyle" dedi. Çok fazla itiraz etmeye halim olmadığı için iç çekerek "Addy" diye mırıldandım. Daizy'in ilk tepkisi gözlerinin dışına çıkacak kadar açılması olurken sonraki tepkisi kahkahalara boğularak yere yatması oldu. Onun bu kadar neye güldüğünü anlamadım. Kaşlarımı kaldırarak kahkahalarla yerde kıvrılan Daizy'i izledikten sonra sakinleşen Daizy yattığı yerden bana bakarak "ciddisin, değil mi?" dedi. "Evet, ne var bunda Daizy. Yakışıklı çocuk değil mi?" Daizy beni eğlenerek izlerken gülmemek için dudaklarını ısırır gibiydi. "Yakışıklı çocuk" dedikten sonra gözleri biraz daha ışıldadı ve "işte o yakışıklı çocuğu tavlamak için sen bu akşam o partiye gideceksin" dedi. kararsız bir şekilde saçlarımla oynarken ayağa kalkan Daizy, beni de kolumdan tutup kaldırdı. "hadi kızım seni hazırlayalım" diyerek beni boy aynasının önüne çektikten sonra elbise seçimine başlamıştı. İlk gösterdiği mini bir etek ile göbeği açık bir bluzdu. istemeyerek kafamı iki yana salladığımda deri bir elbise gösterdi. gözlerimi irileştirerek kafamı şiddetle iki yana salladım. Eskiden çok kullandığım bir kıyafet tarzıydı ama artık değildi. Daizy'in önüme attığı her kıyafete burun çevirince Daizy pes etti. Küfür ederek kendi için seçim yapmaya giderken beni kıyafetleriyle baş başa bıraktı. Dolabımın önüne geçip kıyafetlerimi karıştırırken göbeği açık giyemeyeceğim için vücudumu kapatacak ama aynı zamanda farklı olacak bir kıyafet aradı. Elimdekilerden oluşturabildiğim tek kombin siyah tayt ve popomu kapatan pembe kazaktı. Daha fazlası yeni Lena'nın tarzı değildi. İkimiz de hazırlandığımızda Daizy beni, ben Daizy'i süzdüm. Derin önden fermuarlı elbisesi ve dizinin üstünde biten deri çizmeleriyle Daizy her zamanki gotik kıyafetlerinden vazgeçmemişti. Birbirimize gülüp "hadi bakalım parti zamanı" diyen Daizy, kolumu tutarak kapıya sürükledi. Pikaba bindiğimizde bir iki denemede motor yine çalışmayınca Daizy küfür ederek "çalışsana külüstür" dedi. Pikabı çalıştırmak için çabalarken "hey oğlumla doğru konuş" dediğimde Daizy yine küfür edince sinirim bozularak "neden erkek arkadaşın almıyor seni" dedim. Daizy yerinde kıpırdanırken "orada buluşacağımızı söyledi" derken motor kükreyerek çalışmış sevinçle çığlık atmıştık. "Aferin bebeğime" derken pikabı yola çıkartarak Daizy'in tarifiyle öğrenci evine doğru sürdüm. Caddenin başına geldiğimizde partinin nerede yapıldığın öğrenmek için dahi olmaya gerek yoktu. Evin dışına kadar taşan öğrenci kalabalığı ve bütün caddeyi inleten müzik sesi her şeyi belli ediyordu. boş bulduğum bir yere pikabı park ettikten sonra Daizy ile birlikte eve doğru ilerledim. Daizy gördüğü birkaç kişiye el sallarken bu kızların arasında kapalılığımla çok dikkat çekeceğimi fark ettim. Pembe kazağımın kollarını sündürerek ellerimi yumruk yaparken içeri giden Daizy'i takip ettim. Kapıdan girdiğimizde karşımıza çıkan geniş salonun her yerinde öğrenci vardı. ikimiz yan yana girişte durmuş etrafımıza bakarken koluma vuran Daizy'e dönünce onun bir yeri gösterdiğini gördüm. Kafamı çevirip gösterdiği yere baktığımda Addy bir grup erkek ve kızla içki içip sohbet ediyordu. Addy yanındaki çocukla konuşurken gülerek kafasını kaldırıp beni gördüğünde yanındakine bir şey diyerek bana doğru gelmeye başladı. Daizy gülerken "hadi sana iyi eğlenceler bebek" diyerek yanımdan ayrılmış beni Addy ile karşılaşmam için tek başına bırakmıştı.  
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD