Dersim bittiğinde Tyler’ın pikabı beni otoparkta bekliyordu. Yolcu kapısını açıp arabaya bindiğimde içerisinin sıcak olması beni mutlu etti. Kış artık tamamen etkisini göstermeye başlamıştı. Güneşi özler olmuştum. Sürekli kapalı olan hava sinirlerimi bozuyordu.
Merhaba” dediğimde Tyler “Selam” diye karşılık verdikten sonra otoparktan çıktı. Bir haftadır tüm sohbetimiz buydu. En azından kavga etmiyorduk. Beni ilk aldığı gün ona küfür edip gittiğimde akşamında almaya gelmez sanıyordum ama o beni bekliyordu. Sabah konusunda hiç konuşmadı. Daha doğrusu basit selamlaşmak dışında hiç konuşmuyordu. Bende stüne düşmedim. Bir haftadır merhaba ve güle güle ile tüm iletişimizi sağlıyorduk. Arada bir Addy bize katıldığında yolculuklarımızı daha çok seviyordum çünkü o sürekli konuşacak bir konu veya bizi güldürecek bir şey buluyordu.
Sessiz yolculuklarımıza eşlik eden tek şey müzikti. Tyler’ın müzik zevkini sevmiştim. Cuontry tarzı müzikler dinliyordu. Onun bu tarz müzikler seveceğini düşünmezdim. Daha çok hip hop veya rock adamı gibiydi. Listesindeki şarkılardan bir tanesi favori parçamdı. O çalmaya başladığında gülümsedim. Bu şarkıyı çok sevmiştim.
Tyler boğazını temizleyip “Bu şarkıyı seviyorsun” dediğinde gülümseyerek ona bakıp “Evet, çok güzel değil mi? Adam söylerken kıza duyduğu aşkı gerçekten hissettiriyor” dedim.
Tyler alayla gülüp “O sadece şarkıcı gerçekte aşık olduğu bir kız yok ki hissettirsin. Adam sadece söylüyor” dedi.
Ona gözlerimi devirip “Nereden biliyorsun? Hem madem duyguyu hissettirmiyor. Şarkıyı neden dinliyorsun. Sadece bu şarkıyı demiyorum. Bir şarkı duyguyu aktardığı sürece kulağa hoş gelir. Eğer sana hiçbir şey anlatmıyorsa neden şarkı dinleyesin ki” dedim.
“Of amma gevezesin alt tarafı bir şey dedim. Seninle laf yarıştıramam” diyerek başka şarkıya geçip sesi açtı. Ona inat şarkıyı tekrar açmak istiyordum ama bu onun arabası olduğu için buna hakkım olmadığını düşünerek kendime engel oldum.
Telefonum çalmaya başladığında çantama uzanırken Tyler sesi kıstığında bu incelikli davranış karşısında şaşırdım. Cherry şakısı çaldığı için babamın aradığını çok iyi biliyordum. Tyler bana Cherry demeye başladığında şarkıyı değiştirecektim ama bu sesi babam seçtiği için kıyamadım.
“Efendim babacığım” diye telefonu cevapladığımda babam neşeli bir sesle “Nasılmış benim miniğim” dedi.
“İyiyim baba dersten çıktım yurda geçiyorum sen nasılsın”
“Bende iyiyim bebeğim. Bomba gibiyim.” Dediğinde sesindeki fazla neşe beni şaşırtmıştı. Onu uzun zamandır bu kadar mutlu olduğunu duymamıştım. “Partilere gitmiyorsun değil mi Cherry?” dediğinde gülerek “Hayır baba, iki gün sonra sınavlarım başlıyor merak etme ders çalışmaktan başka bir şey yapmıyorum” dedim.
“Aferin benim kızıma. Duydun mu Sage? Kızım harika bir avukat olmak için çok çalışıyor” dediğinde Sage’in “Duydum Marco, kızın orada bbile rahat bırakmıyorsun. Keşke bir manastıra gönderseydin” dedi.
Babam “Seni manastra göndermeme ne dersin tatlım?” dediğinde kahkaha attım. Tyler’ın homurdandığını duyunca ona baktım. Kaşlarını çatmış direksiyonu sıkıca kavramıştı. Neye kızdığını bilmesem de öfkeli görünüyordu.
“Baba benim kapatmam lazım” diyerek babamla sohbetimizi yarıda kestiğimde babam itiraz etmeden “Tamam bebeğim seni seviyoruz. Kendine dikkat et” dedi.
“Bende sizi seviyorum. Kendinize dikkat edin” diyerek telefonu kapatıp çantama attım. Tyler’a meraklı bir bakış atsam da bana bakmadı. Önüme döndüğümde “Baban fazla korumacı gibi” dedi.
Gülümseyerek “Öyledir” dediğimde “Neden bakire kaldığın anlaşıldı” deyince sinirler “Evet annem beni bir sepete koyup babamın kapısında terk ettiğinde onun tüm dünyası ben olmuşum. O yüzden benim üstüme fazla düşer. Bu yüzden bakire kaldığım için şikayetçi değilim. Sikişmek o kadar da önemli değil” dedim.
Gözlerim doldu. Daha önce kimseye bu kadar ayrıntısını anlatmamıştım. Tyler “Özür dilerim Li. Ben bilmiyordum” dediğinde sesinde gerçekten pişmanlık vardı. “Önemli değil” diye mırıldanıp gözlerimin yaşardığını görmemesi için kafamı diğer tarafa çevirdim.
“Annem beni doğurduktan kısa süre sonra ölmüş. Benimle büyük abim ilgilenmiş hep. Onunla da aramızda büyük bir bağ var. Yani babanı anlıyorum” dediğinde ona hayretle baktım. Bana kendisi hakkında bir şey anlatmıştı. İlk defa düzgün bir sohbet etmiştik. İki annesiz çocuğun dramı sohbet konumuz olsa da hoşuma gitmişti.
“Annen için üzgünüm” dediğimde gülerek “Onu sen öldürmedin neden üzülüyorsun ki” dedi. Bende gülerken “Üzülmem için onu öldürmüş olmam mı gerekiyor? Yani genç yaşta ölmüş. Çocukları varmış. Kötü hissettim o yüzden üzgünüm” dediğimde bana bakıp sırıtarak “Her zaman her şeyi açıklamaya çalışır mısın?” dedi.
Az önceki şarkı konusundaki açıklamama ve şimdiki üzüntü konusundaki açıklamama laf çarpıyordu. Kaşlarımı çatarken “Bilmiyorum” dediğimde güldü. Bende gülerek önüme döndüm. Yurda gelmiştik. Tyler arabayı park ettiğinde “Teşekkür ederim” diyerek kapıyı açmıştım ki “Akşama bir parti var” dedi.
Arkama dönüp ona baktığımda “Babana partiye gitmediğin konusunda söz verdin ama belki gelmek istersin. Sınavlardan önce son parti. Her sene yapıyorlar, eğlenceli olur” dedi.
Tamamen ona dönüp “Beni sen mi alacaksın?” dediğimde omzu silkerek “pikabın hala tamirhanemde olduğuna göre” dedi.
Bunu biraz düşündükten sonra “Partiye beraber gitmemiz insanlar tarafından yanlış anlaşılır” dediğimde yine omzu silkip “Zaten seninle sevgili gibi bir şey olduğumuzu düşünüyorlar, bence çokta takmazlar” dedi.
Kaşlarımı kaldırırken “Aynı zamanda başkalarını da becerdiğini biliyorlar” dedim.
Tyler gözlerini devirdi. Bir eli direksiyondayken bir elini koltuğuna yaslayıp “Bak uzun zamandır Charlie seni rahat bıraksın diye gözler önünde kimseyi becermiyorum tamam mı? Kimsenin bir şey bildiği yok. Geliyor musun? Gelmiyor musun?” dedi.
Anında öfkelenmişti. Ben ise şaşkındım. Onu beni aldığı zamanlar haricide okulda görmediğim için söylediklerinin doğru olup olmadığına emin olamadım. Yine de bunu söylemesi bile çok hoştu. Tabi bu bir hafta da kimseyi becermediği anlamına gelmiyordu. “Gözler önünde becermemişti” büyük incelikti. Yine de partiye gitmek istiyordum.
Gülümseyerek “Tamam akşam beni alırsın” dediğimde yüzündeki öfke şaşkınlığa dönerken “Gerçekten gelecek misin?” dedi.
“Beni davet eden sendin. Gelmemi beklemiyor muydun?” diye sorarken şaşkınlığının sebebini anlamamıştım.
“Şey bu kadar çabuk kabul edeceğini beklemiyordum. Peki. Tamam o zaman akşama seni alırım” dediğinde “Tamam görüşürüz” diyerek arabadan inip yurda ilerledim.
Odaya çıktığım an ne giyeceğim konusunda endişelenmeye başlamıştım. Daizy de odadaydı ve dolabının içine girmiş olduğuna bakılırsa akşamki partiye gidiyordu. Yatağıma oturup bir süre onu izledim. O günden sonra benimle bir çok defa konuşmaya çalışmıştı ama hep geri çevirmiştim. Şimdi ona ihtiyacım vardı çünkü akşamki parti konusunda hiçbir şey bilmiyordum.
Daizy elinde elbiselerle ayağa kalktığında beni görüp yerinde sıçradı. “Geldiğini görmedim” dediğinde “Evet, meşguldün” dedim.
Elbiseleri yatağının üstüne bırakıp bana çekingen bir bakış attıktan sonra “Akşama bir parti var. Onun için hazırlanıyorum” dedi.
“Evet bende orada olacağım” dediğimde hızla bana dönüp “Ciddi misin?” dedi.
Kafamla onaylayıp “Tyler davet etti” dediğimde ise gözleri daha iri açıldı.
“Ah Lena emin misin? Tyler senin için büyük lokma kızım önce daha hafifleriyle bir deneme sürüşü yapsaydın” dediğinde öfkeyle ayağa kalkmıştım. Daizy hemen iki elini havaya kaldırıp “Lena öyle demek istemedim. Bak bu sefer gerçekten seni uyarmak istiyordum. Biliyorum Addy konusunda yaptığım iğrençti. Senden binlerce kez özür dilerim o zaman yapmam gerekeni şimdi yapıyorum çünkü Addy’den sana zarar gelmezdi biliyordum. Ama Tyler başka bir kulvar. Her ne kadar Addy’in arkadaşı olsa da ne onun kadar tatlı ne de onun kadar iyi niyetli” dedi.
“Onun hakkında ne biliyorsun ki Daizy. Onarla arkadaş olmak isteyen sen değil miydin?”
“Evet hakkında doğrudan bir bilgiye sahip değilim ama kızlar konuşur Lena. Onunla birlikte olan çok kız tanıyorum” dediğinde “Okulun yarısıyla yattığı için gayet normal” diye homurdandım.
“Bende bunu diyorum işte. Tyler kadınlara bir çöp kadar bile değer vermiyor. Seviştiği kızlarla işi bitince onları kapı dışarı eden iğrenç bir adam”
“Öyleyse neden her zaman etrafında bir kadın var?”
“Çünkü adamın koca bir siki var Lena. Orgazm garantili bir sekse hangi kadın hayır der” evet ne kadar büyük olduğunu gayet iyi biliyordum. Yine de hadi ama sırf küçük çaplı zevk için bir erkeğin peşinden koşmaya değer mi?
Bu düşüncemi sesli bir şekilde dile getirdiğimde Daziy bana güldü. “Henüz orgazmın tadına erişmediğin için konuşması kolay tatlım. Eğer Tyler ile takılmaya devam edersen yakında tadacağına eminim. O zaman ne demek istediğimi anlarsın”
Tyler ile aramda öyle bir ilişki olmadığını açıklamak için uğraşmadım. Onlar Tyler’ın etrafındaki her kızı becerdiğine emindi. Aksine inandırmak için çabalamadım.
Yatağımın üstüne geri oturup kara kara düşünürken Daizy “Akşama ne giyeceksin?” dediğinde ona bakıp “Bilmiyorum” dedim.
Daizy elindeki elbiseyi bana uzatırken “Eğer akşama hazırlanmana yardım edersem beni affeder misin?” dediğinde gülerek kafamı iki yana salladım.
“Hadi ama asıl suçlu Addy. Seni en başta uyarması gereken oyken onunla arkadaşlığına devam ediyorsun ama beni affetmedin” diyerek dudaklarını büzdü.
Ayağa kalkıp elindeki elbiseyi aldım. Miniydi ama kolları ve sırtı kapalıydı. Hafif bir göğüs dekoltesi vardı. Yani Daziy’e göre fazlasıyla kapalıydı. Benim için ise idealdi. Bacak kaslarımın belli olması önemli değildi. Koşu yapan herkeste bu kadar kas makul karşılanırdı. Belki de ben fazla paranoyaklık yapıyordum. Aslında vücudum kimsenin ilgisini çekmeyebilirdi. Dövmem görünmediği sürece sıkıntı yoktu.
Daizy’in teklifini kabul ettim. Gülümseyerek boynuma atlayıp teşekkür ettiğinde bende mutluydum. Oda arkadaşınızla uzun süre küs kalmak hiç iyi bir şey değildi. Özellikle benim gibi fazla arkadaşınız yoksa hiç hiç iyi değildi.
Banyodan geldikten sonra üstümü giyindiğimde Daizy ile olan boy farkımız yüzünden elbise kıçımı zor kapatmıştı. Yine de beğenmiştim. Uzun zamandır bu kadar seksi bir kıyafet giymiyordum. Dikkat çekmeme kuralına bu akşam için ara verdiğimiz kesindi. Birden neden böyle bir şey yapmak istediğimi anlamadım. Niye bir kot ve kazak giyip gitmiyordum da güzel görünmek için çabalıyordum. Bunlara kafa yormaya başladığımda aklıma gelen tek şey Tyler’dı. Ondan hoşlanıyordum. Bunu kendime itiraf etmem en sağlıklısıydı. Biran önce bunun çaresine bakmalıydım. Ona karşı hissettiklerimin hoşlanmadan öteye geçmemesi için çabalamalıydım. Gerçi bunun için çabalamama gerek yoktu. Tyler elbet bir Tylerlık yaparak kendini benden uzaklaştırmanın bir yolunu bulurdu.
Daizy makyajımı yaparken sürekli yeni erkek arkadaşı hakkında konuşmuştu. Bu sefer uzun süredir bu çocukla birlikteydi ve ona aşık olmaya başladığını hissediyordu. Çok iyi biri olduğunu söylüyordu. Daizy’i mutlu etmek için sürekli ufak sürprizler yapıyordu. Anlattığına göre çocuk ideal erkek arkadaştı. Umarım gerçekten mutlu olurdu.
Saçıma büyük dalgalar vererek serbest bıraktım. Hazırlanmam tamamen bittiğinde parfümümü sıkarken telefonum çaldı.
“Seni bekliyorum” mesajını gördüğümde gülümsedim. Tyler gelmişti.
Daizy “Şu gülümsemeye de bak. Kızım sen çoktan uçmuşsun” dediğinde ona dönüp “Yok öyle bir şey” dedim.
“Hıhı tabi” diye alay etmesini kafaya takmayarak “Kiminle gideceksin?” dediğimde “Ah merak etme Jax beni alacak” diyerek sırıttı. Ona bakıp gülümsedim “Bana diyene bak” dediğimde kahkaha atarak hoplaya zıplaya yanıma gelip bana sarıldı. “Onu gerçekten seviyorum Lena” diyerek geri çekildiğinde “O zaman sana mutluluklar” dedim.
Kapıya doğru yöneldiğimde popoma vurup “Kadın avcısını daha fazla bekletme” dedi.
Ona hareket çekip odadan çıktım. Aşağıya indiğimde Tyler pikabının önüne yaslanmış beni bekliyordu. Kolları göğsünde bağlanmıştı. Üstündekinin Blezar ceket olduğunu görünce şaşırmıştım. Sokağa baktığı için beni henüz fark etmemişti. Sokak lambasının ışığında soğuktan ağzından çıkan dumanı görebiliyordum. Bu havada dışarıda beklemesine şaşırmıştım.
Paltoma sıkıca sarılıp bacaklarımın çıplaklığını unutmaya çalıştım. Dizime kadar gelen çizmelerime şükrediyordum. Ona yaklaştığımda Tyler beni gördü. Kollarını çözerek yaslandığı yerden doğrulduğunda tüm bedenimi süzdüğüne emindim. Karşısında durduğumda topuklular sayesinde neredeyse aynı boydaydık. Gözlerinde anlam veremediğim bir parıltı hakimken ürperdim. Tyler’ın gece kadar karanlık siyah gözlerine bakarken Daizy’in dediği gibi çoktan uçtuğumu fark ettim.