Tyler’ın arkasında duvara yaslı duran kız eteğini aşağı indirip “Kahretsin. Lütfen beni şikayet etme” diyerek bana baktığında onun resepsiyondaki görevli olduğunu fark ettim.
Tyler kıza dönüp gülümserken “Merak etme bebek Cherry bizi şikayet etmeyecek. Sen gidebilirsin” dediğinde kız koşarak yanımdan geçip odadan çıktı.
Kız gidince yere eğilip etrafa saçılan kıyafetlerimi sepete toplamaya başladım. Sona kalan iç çamaşırımı almak için uzandığımda Tyler benden önce davranıp çamaşırı yerden alırken “en seksi iç çamaşırın bu mu?” dedi. Doğrulup ona baktığımda iç çamaşırımı iki eliyle esnetirken bana sırıtıyordu. Üstünde dondurma resimleri olan külotum elinde oyuncak olmuştu.
“Ver şunu bana” dediğimde Tyler geri çekilip gülerek “Neden bakire kaldığına şaşmamak gerek” dedi.
Çamaşıra doğru tekrar uzanırken “Ver şunu Tyler” diye tısladım. “Ver şunu Tyler” diyerek beni taklit ederken parmak ucunda zıplayıp yukarı kaldırdığı çamaşırımı almaya çalışıyordum. Diğer kolunu belime sarıp beni kendine çektiğinde zıplamayı kestim. Ellerimi ikimizin arasına koyup onu iterken Tyler diğer elini de aşağı indirip belime sarmıştı. Kafamı eğip elindeki çamaşırıma bakarak elimi arkaya attım. Çamaşırımı tutup elinden çekerken bırakmadı. “Tyler bırak” dediğimde “Karşılığında ne vereceksin” deyince kafamı çevirip ona baktım.
“Karşılığına bir şey vermeyeceğim seni pislik. O zaten benim iç çamaşırım”
Tyler sırıtırken “Hadi ama Li küçük bir öpücükte mi yok” dedi. Hayvan herifin kafasın kırmak istiyordum. “Piçin tekisin” dediğimde kahkaha atarak beni bıraktı. Geri çekilip kirli sepetimi alırken “Peki öyleyse çok beğendiysen sende kalsın eminim sana daha çok yakışacaktır” dedim.
Sepeti alıp çamaşır makinesinin yanına yaklaştım. Arkamdan iç çektiğini duyduğumda merak ederek ona bakmıştım. Merak ettiğim için kendime lanet ettim. Bana bakarken iç çamaşırımı koklayıp “Giymekten ziyade mastürbasyona ihtiyaç duyarsam çok hoşuma gideceğine eminim” dedi.
Kuşkusuz kıpkırmızı oldum. “Hasta ruhlu sapık” diye homurdanıp önüme döndüm. Makineye çamaşırları doldurduktan sonra kapağını kapattığımda ayar tuşlarına bakıp kalmıştım. Geçen sefer kızın biri yardım ettiğinde her şey çok basit görünüyordu ama şimdi ne yapmam gerektiğini hatırlamıyordum. Kurutma makinesinin üstündeki deterjanları gördüğümde önce deterjan koymam gerektiğini hatırladım. Bölmelerine göre deterjanları numaralandırdıkları için bunu yapana içimden teşekkür ettim. Deterjanını koyup kapağını kapattığımda ne yapmam gerektiği konusunda hala bir fikrim yoktu.
“Çamaşır makinesini kullanmayı biliyor musun Cherry?” diyen alaycı sesi duyduğumda dişlerimi gıcırdattım. Tyler’dan nefret ediyordum.
Sırtımı dikleştirip derin bir nefes aldığımda arkamda sıcaklığını hissettim. Eli kolumdan aşağıya doğru kayarken tüm tüylerimi diken diken etmişti. Sıcak alkol kokan nefesini ensemde hissederken elimden tutup makineye doğru eğilmemi sağladı. Elimi tuşların üstüne götürüp ayarı yapmamı sağlarken diğer elini belime yerleştirdi. Şimdi kalçası kalçama dayanmıştı. Ayarlamaları yapıp başlat düğmesine bastığında “Gördün mü çok kolay Cherry” diye fısıldadı. Nefesiyle ensemdeki saçlar uçuşmuştu. Doğrulduğunda bende doğruldum. Arkamdaki varlığına o kadar odaklanmıştım ki gösterdiği hiçbir şeyi anlamamıştım.
Eli hala belimdeydi. Dudağını ensemde hissettiğimde “Sence şimdi bir karşılık hak etmedin mi?” diye fısldadı. Kalbim heyecanla çarpıyor dudağının gezdiği yerler karıncalanıyordu.
Belimden tutup biranda beni kendine çevirdi. Ellerimi göğsüne koyup onu itmek istediğimde ellerimi kavrayıp yukarı kaldırarak bedenini bedenime yaslamıştı. Aşağı baktığımda kotunun düğmesinin hala açık olduğunu gördüm. Kasığındaki hafif tüyler görünüyordu. Siktir. Bunun bana seksi gelmemesi gerekiyordu ama seksiydi. Heyecanlanmıştım. Ve en kötüsü Tyler bunun farkındaydı.
Bir eliyle ellerimi kavrayıp diğeriyle çenemi tutarak kaldırdı. Dudakları dudaklarıma sertçe yapıştığında bu sefer ona engel olmak istemiyordum. Charlie’nin evinde olduğu gibi bacaklarımı iki yana ayırdı. Pantolonunun düğmesi kasığıma batıyordu. Kalçaların oynattığında sürtünme hissi resmen hormonlarımı harekete geçirdi. Dişlerimi alt dudağına geçirdim. Tyler homurdanarak ellerini kalçalarıma indirip beni kaldırdı. Sırtım çamaşır makinesinden ayrılırken ısırdığım dudağını emmeye başladım. Az sonra beni bir yere oturtmuştu. Ellerini kalçalarımdan kaldırıp saçlarımı kavradı. Aynı şekilde ensesindeki saçlara asılıp dilini emdim. Oturduğum yerde kıpırdanıp daha rahat bir açı yakalamaya çalışırken Tyler bacağımı kavrayıp eni kendinde yapıştırmıştı. Bacaklarımın arasında kalçalarını hareket ettirdi. İnlemem dudaklarının arasında kaybolurken parmaklarını tişörtümün altında tenimde hissettim. Göbeğimin altında ufak dokunuşlarla gezen nasırlı parmakları tenimin ürpermesine sebep oluyordu. Parmakları eşofmanımın lastiğinden içeri kaydığında gözlerimi açtım.
Siyah gözleri beni izliyordu. Parmakları biraz daha içeri girerek durdu. Tepkimi beklediğinin farkındaydım ama tepki veremiyordum. Dudaklarımı emerek kafasını diğer yana çevirirken hala gözlerime bakıyordu. Parmakları biraz daha eşofmanımdan işeri girdiğinde gözlerim hafif kapandı ama hala onu görebiliyordum. Gözlerinde eğlenen parıltılar dolaşıyordu. O benimle oynuyorsa bende onunla oynayacaktım. Belinde duran elimi karnına doğru kaydırdım. Pantolonundan açıkta olan kısımda parmaklarımı gezdirdiğimde Tyler inleyerek gözlerini kapattı. Daha fazlası için kalçalarını elime doğru itti. Buna engel olmam gerekiyordu. Gelmeseydim az önce başka bir kızı becerecekti ama şimdi o kızın yerinde ben vardım. Bunları düşünmek yetmişti. Tüm heyecanım söndü. Elim anında geri çekilirken bendeki farklılığı Tyler da anladı.
Nefes nefese geri çekilip bana baktı. “Ne oldu?” derken sesi boğuk ve hırçındı. Geri çekildiğim için öfkeli görünüyordu. Eşofmanımın içindeki parmaklarını kıpırdattı. İç çamaşırımın üstünden beni okşarken “Neden durdun Cherry?” dedi.
Parmaklarının etkisini hissetmiyormuş gibi davranmak zordu. Dudağımı ısırıp kafamı eğerek yaptığına baktım. Gülerek bana yaklaşıp diğer eliyle ensemi kavradığında “Hoşuna gidiyor mu?” dedi. Parmakları aşağı yukarı hareketine devam ederken bacaklarımı ayırıp bana daha fazlasını vermesini istiyordum. Gözlerimi kapattım. Ensemdeki parmakları da rahatlatıcı bir şekilde ensemde geziyordu. Kadınlığımdaki parmakları aşağıya kayıp tam istediğim noktaya baskı yaptığında tüm bedenimi titreten bir akım geçti içimden. Sesle inlerken Tyler “Kahretsin seni becermek istiyorum” dedi.
Sözleri beni tekrar kendime getirmişti. Gözlerimi açıp kafamı kaldırdım. Tyler gözlerimdeki ifadeyi görünce durdu ama ellerini üstümden çekmedi. “Ben gelmeseydim o kızı becerecektin” derken benim sesim de boğuktu.
Tyler dudaklarını yalayıp “Yani” dediğinde “Erkek orospularıyla birlikte olmam Tyler” dedim.
İki eli de hızla geri çekildi. Bir adım geri atarken bacaklarımın arasında sıcaklığını hissetmeye alıştığımı fark ettim. Karşımda ellerini yumruk yapmış duran Tyler’ın gözleri öfkeyle parlıyordu.
Sol yumruğunu havaya kaldırıp işaret parmağını bana doğru sallarken “Kız olduğun için Tanrına dua et Lena. Yoksa çoktan hastanelik olmuştun. Sakın bir daha bana öyle seslenme seni buna pişman ederim” dedi.
Yutkunarak sessizliğimi korudum. Şuan ki görüntüsü gerçekten korkutucuydu. Gözlerime biraz daha öfkeyle bakıp pantolonunun düğmesini ilikledi. Elleriyle saçını düzeltip çıkışa giderken “Lanet olası ders programını gönder. Bir daha beni buraya gelmek zorunda bırakma” dedi.
Tyler gittikten sonra bir süre çalışan çamaşır makinesini izledim. Oturduğum yere göz attığımda makinelerin karşısındaki dolabın üstünde olduğumu gördüm. Aşağı atlayıp çamaşır makinesine yaklaştığımda ekranda daha yirmi dakikasının olduğunu gösteriyordu. Önce tuvalete sonra da yurdun kafeteryasına gitmeye karar vererek yukarı çıktım.
Tuvalete girdiğimde iç çamaşırım ıslaktı. Tyler’ın parmaklarını hatırladığımda dudağımı ısırdım. Elim istemsizce onun dokunduğu yere kaydığında inledim. En son dokunduğu yere parmağımı sürttüğümde elime gelen ıslaklıkla parmaklarım kayganlaştı. Gözlerimi kapatıp tekrar inlediğimde kapı açılma sesi duyunca parmaklarımı hemen kendimden uzaklaştırdım. Sanki beni görmüş gibi utanırken yanaklarım yanıyordu. İşimi halledip tuvaletten çıktığımda içeride kimse yoktu. Ellerimi yıkayıp kahve almak için kafeteryaya gittim. Az önce yaptığım şeyi ise hatırlamaktan utanıyordum.
Kahvemi alıp çamaşırhaneye indiğimde bir kız daha vardı. Ona selam verip kıyafetlerimin olduğu makinenin önüne gittiğimde bitmesine az vardı. Duvara yaslanıp kahvemi yudumlarken bitmesini bekledim. Diğer taraftaki kız yanında kitap getirmişti. Keşke bende romanımı alsaydım diye düşündüm.
Boş durduğum için aklım sürekli Tyler’a kayıyordu. Ona erkek orospusu dediğim an çileden çıkışı gözümün önünden gitmiyordu. Fazlasıyla öfkeli biri olduğu belliydi. Sanki bana vurmamak için kendini zor tutmuştu.
Makinenin durduğunu fark ettiğimde çamaşırları çıkartıp kurutma makinesine attım. On dakika sonra işim bitip yukarı çıktığımda telefonumun bildirim ışığı yanıp sönüyordu.
Addy’den mesaj geldiğini gördüğümde merak ederek açtım. “Hey, Selam Li. Ti’ye tam olarak ne yaptın. Az önce geldi ve sanırım odasında birkaç eşyayı parçaladı”
Mesajı okuduğumda kaşlarımı çattım. Benim yanımda olduğunu nereden biliyordu. “Hiçbir şey” yazıp gönderdiğimde kısa süre sonra cevap geldi.
“Geldiğinden beri sana ve bana küfrediyor tatlım. Ben bir şey yapmadığıma eminim. Seni almasını istediğim için bana kızgındı ama sonra kabullenmişti. Dışarı çıkıp geldikten sonra kafayı yemiş haldeydi. Bende sandım ki yine seni alma konusunda ikiniz atıştınız. Sen de bir şey yapmadıysan ikimize de neden küfrediyor bu?”
“Bilmiyorum Addy” yazarak gönderdim. Tyler’a tam olarak ne yaptığımı ona anlatamazdım.
Hemen cevap geldiğinde şaşırmıştım. Mesajı açınca ondan olmadığını fark ettim. Tyler “Ders programını gönder” yazarak sonuna fazlasıyla ünlem işareti eklemişti. Her şeye rağmen vazgeçmeyeceğini anladım. Oflayarak ders programımın fotoğrafını çekip ona gönderdim. Bu gece olanlardan sonra yüzüne utanmadan bakabileceğimden emin değildim. Yanındayken sürekli elinin en mahremimde gezdiğini hatırlayacaktım. Bunu çok iyi biliyordum.
Ertesi sabah okula gitmek için yurttan çıktığımda Tyler’ın pikabı beni bekliyordu. Pikaba doğru yaklaştığımda yalnız olmadığını görünce durdum. Arabanın açık camından gördüğm kadarıyla kızıl kafalı bir kızla öpüşüyordu.
Yola doğru döndüm. Kaldırıma çıkarken hızlı adımlarla yürümeye başlamıştım. Bu nasıl bir yüzsüzlüktü. Beni amaya gelirken başka bir kızı yanında getiriyordu. Burnumdan soluyarak yürürken düşüncelerimin saçma olduğunu fark ettim. Onun arabasıydı. Yanında kimi isterse getirebilirdi. Buna ben karışamazdım. Yine de onu beni alması için zorlamamıştım. Israrla ders programımı isteyen kendisiydi. Madem işi vardı lanet olası programı neden isteyip durmuştu.
Yanımda çalan kornayla kafamı çevirdi. Kızıl saçlı sürtük ile Tyler bana bakıyordu. “Hey Li, seni beklediğimi görmedin her halde” diyen Tyler’a elimi kaldırıp ota parmağımı göstermek istiyordum.
Yürümeye devam ederken yanımda ağır ağır geliyordu. Cevap vermeden adımlarımı hızlandırdım. Tyler yanımda gelmeye devam ederken “Binsene şu arabaya derse geç kalacaksın” diye bağırdı.
“Seni ilgilendirmez” diye bağırıp yürümeye devam ettim. Arabada o sürtük olduğu sürece o arabaya binmeyecektim. Kaldırımın kenarında park etmiş araçlar olunca Tyler’ın arabasının yolu kesilmişti. Hızla yürürken arabanın durduğunu ve kapısının açılıp kapandığını duydum. Yanıma geldiğini anladığımda koşmaya başlamıştım ki çok geçmeden beni yakaladı.
Kolumdan tutup çekerken “Neden binmiyorsun lanet olası arabaya?” diye bağırdı.
Kolumu ondan kurtarmaya çalışırken “O sürtük varken arabana binmeyeceğim” diye bağırdım. Kız muhtemelen beni duymuştu ama umurumda değildi. “Tyler kaşlarını çatarken “Ne yani tüm derdin Sasha mı?” dedi.
“Her ne bokumsa” diye küfrettiğimde Tyler kaşlarını kaldırarak bana baktı. Ağzımdan çıkan kelimeleri fark ettiğimde benimde gözlerim irileşmişti. Tyler bir süre daha bana bakıp alt dudağını ısırıp bıraktıktan sonra gülümsedi. Kolumu bırakıp arabaya ilerlediğinde ne yapacağını merakla izledim. Büyük ihtimal beni bırakıp gidecekti.
Şoför koltuğuna gitmesini beklerken Tyler yolcu kapısını açtı. İçerideki kıza uzanırken “Hadi Sasha seninle yolculuğumuz burada bitti” dedi. Kız “Ti burada inersem okula nasıl geleceğim” diye itiraz ederken Tyler “nasıl gelirsen gel ama benim arabamla gelmeyeceksin tatlım” dedi.
Kızı aşağıya indirdikten sonra yanıma gelip kolumu tutarak beni arabaya sürükledi. İtiraz edecek halde değildim. Yaptığının şaşkınlığını yaşıyordum. Ben pikaba bindikten sonra kapıyı kapattığında kızı gördüm. Kollarını göğsünde bağlamış öfkeyle bana bakıyordu. Ah kesinlikle bir düşman edinmiştim.
Tyler pikaba binip yola çıktığında yutkundum. Direk karşıma bakarken ondan tarafa bakmamaya çalışıyordum.
Okula yaklaştığımızda “Az önceki boktan durum Addy’e söz verdiğim için oldu. Yani ona söz vermeseydim arabaya binip binmemen sikimde olmazdı tatlım. Anlıyor musun?” dedi.
Kuruduğu iki cümleyle yine sinirlerimi zıplatmıştı. Ona dönüp “Neden siktirip gitmiyorsun Tyler? Sana beni almanı istemediğimi söyledim. Addy ile ben konuşurum. Bir daha beni almak zorunda değilsin. Siktirip giderek sürtüğünü becerebilirsin” diye bağırdım. Bana cevap vermesine fırsat vermeden kapıyı açıp arabadan indim. Arkamdan kapıyı sertçe çarpıp okula doğru ilerlemeye başladım. Tyler’den nefret ediyordum.