Bize başıyla selam verdi ve sakince içeriye girdi. Yüzünü göremediğim için hayal kırıklığına uğramıştım, onun yakışıklı yüzünü izlemekten keyif alacaktım oysaki. Bana sırtını vererek kapıya doğru dönmüştü geniş omuzlarını görüyordum sadece ve dokunmak için can attığım parlak siyah saçlarını. Bu arada Simon bana yaklaşarak fısıldadı. "Gergin görünüyorsun?" Bunu sormasıyla daha bir gerildim Kevın'ın bizi duyma olasılığı yüzde yüzdü ne de olsa. Konuşmak yerine ona dönüp mahcup bir bakış attım. "Hey rahat ol lütfen. Benimle çıktığın için pişman olmayacaksın." Evet şu an yerin dibine girmek istiyorum. Kevın zaten benden nefret ediyordu bundan sonra dozu iyice arttıracaktı. Göz ucuyla önümde dikilen adama baktım yerinde kımıldanır gibi oldu ve yavaşça boynunu esnetti. Bunun ne anlama geldiğin

