Ne bekliyordu acaba? Belki de telefonu çalmış konuşuyordu. Bu gayet mantıklıydı. Gerçi aracı sürerken hoparlörden de konuşabilirdi. Keşke arabanın içini görebilseydim. Hadi Kevın git artık yoksa ben kalpten gideceğim. Tanrım gitmek istemediğini ve benim için beklediğini düşünmek istemiyordum ama zihnim bana karmaşık oyunlar oynuyordu. Telefonuma gelen mesajla gözlerim elimde tuttuğum telefonun ekranına kaydı. Kevın'dan geliyordu. "Nasıl oldun merak ettim." Eski düşünceli Kevın karşımdaydı. İçim mutluluk ve heyecanla dolarken yüzümde kocaman bir gülümsemeyle cevap yazdım. "Teşekkür ederim daha iyi hissediyorum. Sadece yatıp dinlenmeye ihtiyacım var." Araç hala park halindeydi. "Kendine dikkat et lütfen. Gece rahatsızlanırsan beni mutlaka ara." "İlgin için teşekkür ederim." "Kim olsa

