bc

Yeni Başlangıç

book_age18+
962
FOLLOW
5.1K
READ
HE
confident
sweet
no-couple
small town
like
intro-logo
Blurb

Lise mezuniyet balosunda dört yakın arkadaş sap bölümündeydik. Herkes kavalyeleriyle dans ederken, biz masada onları izliyor, müziği dinleyip, kendimizce takılıyorduk. Hepimiz bir birimizden güzel, alımlı olsak ta ilkelerimiz, bizi bu duruma sürüklemişti. İlk sevgilimiz, eşimiz olacaktı.

Kesin biz yaşlanınca da ,böyle kız kurusu kalacaktık. Yaşlı halimizi düşündüm bir an. Hepimiz altmış yaşlarında, huzur evinin toplantı salonunda, olmayan dişlerimizle kurabiye ,meyve suyu içerdik. İçler acısı halimize kahkaha atarak tepki vermiştim.

Deliriyordum galiba.

Selma, " Reyhan neye gülüyorsun kız? Benim ağlayasım var! "

" Kendimizi bekar ve yaşlı, huzur evinde hayal ettim de, "

Aynur, " Ya o kadar acınacak haldeyiz demek ki ? "

Masaya ellerini dayadı, çenesi avucunun içindeydi. Düşünüyordu.

Nurgül saçlarıyla oynuyor, kendini motive ediyordu.

Nurgül, " Yok canım ben doktor olayım, kesin birini bulurum. Yakışıklı, sexi, siz kurumak istiyorsanız kuruyun. "

" Sizi bilmemde ben kesin kururum, böyle bir abi varken. "

Elimdeki telefonu gösterdim. Abim arıyordu.

Askerde bile rahat vermiyordu. Telefonu açtım.

" Efendim abi, "

" Reyhan bak kimseyle dans edeyim deme! Tanıdıklar var kulağıma gelir, seni oyarım."

" Yok abi, kızlarla masada oturuyoruz. Zaten birazdan da kalkarız. Merak etme! Gözcün söyler zaten. "

" İyi tamam hadi, ben kapatıyorum."

" Tamam abi görüşürüz. "

Telefonumu aldım kızlara daha da yaklaşıp,

"Selfei bari çekelim. Bakıp kendimize acırız,"

Bir kaç poz çekinmiştik. Bir süre daha eğlenenleri izlemiştik. Son bitimine yakın, halay , horon, eğlencesine dönmüştü. Final bari güzel olsun diye düşünüp halaya kaptırdık kendimizi. Bir nebze de olsa iyi gelmişti. Herkes dağılırken, bizde evimize doğru yol aldık. Aynur'un kapısında üzerimizde şık kıyafetler, elimizde çekirdek çitlemeyen de mahalle de büyüdük demesin...

Bütün balo'nun dedikodusu yapılıyordu.

Kim ne giyinmiş? Kim, kiminle dans etti? En son sınav stresinden bahsedip konuyu kapatmıştık.

Evlerimize dağılıp, topuklu üzerinde kalan vücudumuzun yorgunluğu ile soyunup kendimi yatağa atmıştım. Sınavdan sonra gideceğimiz tatilin hayalini kuruyordum.

Ailelerimizi ısrarlarımızla bıktırdıktan sonra, ikna edebilmistik. Ailelerimize kalsa Gemlik, Mudanya, Armutlu, bize saatlik mesafede günü birlik gidip gelmemizi istemişlerdi. Abim yokken gitmek ve kendimi eğlendirmek istiyordum. Ailem beni sever ama abim kimseyle paylaşamazdı. Sokaktan kedi geçse, kız mı , erkek mi bakardı. Düşüncelerimle uyuya kalmıştım.

Uykumda on güne yakındır, aynı rüyayı görüyordum. Babam her geceki masalını anlatıyor, ben uykuma dalıyordum. Uyandırmak istiyorlar, beni dürtüyorlardı. Seslerini duymama rağmen tepki veremiyordum. Babam benim prensimdi. O gecede geldi uykumda, alnımdan öperek uyandırmıştı. Benim için normal olan bu olay son günlerde daha sık ve karmaşık bir hal almıştı.

Prens babam olmuyordu. Sadece siyah bir gölge baş ucumda beni bekliyordu. 'Seni bekliyorum ' diye kulağıma mırıldanıyordu. Uykumdan kalktıktan sonra gölgeyi hayal ediyor ama biçimlendiremiyordum.

Aman saçmalık diyor, her gün ders çalışıyordum. Sınav günümüz gelmiş, çatmıştı. Ailelerimizle birlikte sınava gitmiştik. Çalıştığım derslerin ekmeğini yiyordum. İstedigim gibi geçmişti. Avukat olabilecektim.

Sınav bitmiş, üç gün sonra akşamı bizim evde toplanmıştık. Sınavdan konuşmak istemiyorduk. Gideceğimiz tatilin neresi olacağına karar vermeye çalışıyorduk? Kağıtlara bir kaç şehir ismi yazmıştık.

Antalya, İzmir, Muğla, İstanbul, yazılan kağıtları katlayıp karıştırdık.

" Reyhan sen seç, hangisi çıkarsa kabulümüz. "

Gözümü kapattım bir tane seçtim. Heyecanlı, içim kıpır kıpırdı. Derin nefes alıp bir anda açtım. Gülümsedim. Hoşuma gitmişti.

" İzmir, " diye kağıdı gösterdim.

Telefondan önce pansiyon bulup, rezervasyon yaptırdık. Sonra biletleri ayırttık. İki günümüz kalmıştı. Hepimiz bu gece açıklayacaktık nereye gideceğimiz, bize bile sürpriz olmuştu.

******

Cuma günü 15:30 İzmir otobüs biletimizdi. Evlerimizden birer sırt ve kol çantalarımızla ayrılmıştık. Önce terminal otobüsü, sonra İzmir aracına tan yana koltuklara binmiştik. Üç saatlik yolculuğumuz sohbet ve kulaklıkla müzik dinleyerek geçmişti. Akşam 19 :30 sularında pansiyonumuzu bulabilmiştik. Odalarımızın anahtarlarını alıp yerleşmiştik. Selma ile ben, Nurgül ile Aynur kalacaktı.

Ailelerimizi arayıp geldiğimizi söyledik. Biraz dinlendikten sonra aşağı bahçeye yemeğe çıktık. Sonrasında sahilde biraz yürüdük saat ilerlemişti. Odalarımıza dağılıp, uykuya dalmıştık. Uykumda yine aynı gölgeyi görüyordum. 'Seni Bekliyorum,' diyordu. Uykumdan uyanmıştım.

Gölge korkulu kabusum olmuştu.

"Seni Bekliyorum " diyordu. Kim ve nerede? Bu gölge kim?

Bıkkınlıkla oflayarak düşünüyordum.

chap-preview
Free preview
1 UYKUDAKİ GÖLGE, TATİL
Lise mezuniyet balosunda dört yakın arkadaş sap bölümündeydik. Herkes kavalyeleriyle dans ederken, biz masada onları izliyor, müziği dinleyip, kendimizce takılıyorduk. Hepimiz bir birimizden güzel, alımlı olsak ta ilkelerimiz, bizi bu duruma sürüklemişti. İlk sevgilimiz, eşimiz olacaktı. Kesin biz yaşlanınca da ,böyle kız kurusu kalacaktık. Yaşlı halimizi düşündüm bir an. Hepimiz altmış yaşlarında, huzur evinin toplantı salonunda, olmayan dişlerimizle kurabiye ,meyve suyu içerdik. İçler acısı halimize kahkaha atarak tepki vermiştim. Deliriyordum galiba. Selma, " Reyhan neye gülüyorsun kız? Benim ağlayasım var! " " Kendimizi bekar ve yaşlı, huzur evinde hayal ettim de, " Aynur, " Ya o kadar acınacak haldeyiz demek ki ? " Masaya ellerini dayadı, çenesi avucunun içindeydi. Düşünüyordu. Nurgül saçlarıyla oynuyor, kendini motive ediyordu. Nurgül, " Yok canım ben doktor olayım, kesin birini bulurum. Yakışıklı, sexi, siz kurumak istiyorsanız kuruyun. " " Sizi bilmemde ben kesin kururum, böyle bir abi varken. " Elimdeki telefonu gösterdim. Abim arıyordu. Askerde bile rahat vermiyordu. Telefonu açtım. " Efendim abi, " " Reyhan bak kimseyle dans edeyim deme! Tanıdıklar var kulağıma gelir, seni oyarım! " " Yok abi, kızlarla masada oturuyoruz. Zaten birazdan da kalkarız. Merak etme! Gözcün söyler zaten. " " İyi tamam hadi, ben kapatıyorum." " Tamam abi görüşürüz. " Telefonumu aldım kızlara daha da yaklaşıp, "Selfei bari çekelim. Bakıp kendimize acırız," Bir kaç poz çekinmiştik. Bir süre daha eğlenenleri izlemiştik. Son bitimine yakın, halay , horon, eğlencesine dönmüştü. Final bari güzel olsun diye düşünüp, halaya kaptırdık kendimizi. Bir nebze de olsa iyi gelmişti. Herkes dağılırken, biz de evimize doğru yol aldık. Aynur'un kapısında üzerimizde şık kıyafetler, elimizde çekirdek çitlemeyen de mahalle de büyüdük demesin... Bütün balo'nun dedikodusu yapılıyordu. Kim ne giyinmiş? Kim, kiminle dans etti? En son sınav stresinden bahsedip konuyu kapatmıştık. Evlerimize dağılıp, topuklu üzerinde kalan vücudumuzun yorgunluğu ile soyunup kendimi yatağa atmıştım. Sınavdan sonra gideceğimiz tatilin hayalini kuruyordum. Ailelerimizi, ısrarlarımızla bıktırdıktan sonra, ikna edebilmistik. Ailelerimize kalsa Gemlik, Mudanya, Armutlu, bize saatlik mesafede günü birlik, gidip gelmemizi istemişlerdi. Abim yokken gitmek ve kendimi eğlendirmek istiyordum. Ailem beni sever ama, abim kimseyle paylaşamazdı. Sokaktan kedi geçse, kız mı , erkek mi bakardı. Düşüncelerimle uyuya kalmıştım. Uykumda on güne yakındır, aynı rüyayı görüyordum. Babam her geceki masalını anlatıyor, ben uykuma dalıyordum. Uyandırmak istiyorlar, beni dürtüyorlardı. Seslerini duymama rağmen tepki veremiyordum. Babam benim prensimdi. O gecede geldi uykumda, alnımdan öperek uyandırmıştı. Benim için normal olan bu olay son günlerde daha sık ve karmaşık bir hal almıştı. Prens babam olmuyordu. Sadece siyah bir gölge baş ucumda beni bekliyordu. 'Seni bekliyorum ' diye kulağıma mırıldanıyordu. Uykumdan kalktıktan sonra gölgeyi hayal ediyor, ama biçimlendiremiyordum. Aman saçmalık diyor, her gün ders çalışıyordum. Sınav günümüz gelmiş, çatmıştı. Ailelerimizle birlikte sınava gitmiştik. Çalıştığım derslerin ekmeğini yiyordum. İstedigim gibi geçmişti. Avukat olabilecektim. Sınav bitmiş, üç gün sonra akşamı bizim evde toplanmıştık. Sınavdan konuşmak istemiyorduk. Gideceğimiz tatilin neresi olacağına karar vermeye çalışıyorduk? Kağıtlara bir kaç şehir ismi yazmıştık. Antalya, İzmir, Muğla, İstanbul, yazılan kağıtları katlayıp karıştırdık. " Reyhan sen seç, hangisi çıkarsa kabulümüz. " Gözümü kapattım bir tane seçtim. Heyecanlı, içim kıpır kıpırdı. Derin nefes alıp bir anda açtım. Gülümsedim. Hoşuma gitmişti. " İzmir, " diye kağıdı gösterdim. Telefondan önce pansiyon bulup, rezervasyon yaptırdık. Sonra biletleri ayırttık. İki günümüz kalmıştı. Hepimiz bu gece açıklayacaktık, nereye gideceğimiz, bize bile sürpriz olmuştu. ****** Cuma günü 15:30 İzmir otobüs biletimizdi. Evlerimizden birer sırt ve kol çantalarımızla ayrılmıştık. Önce terminal otobüsü, sonra İzmir aracına yan yana koltuklara binmiştik. Üç saatlik yolculuğumuz sohbet ve kulaklıkla müzik dinleyerek geçmişti. Akşam 19 :30 sularında pansiyonumuzu bulabilmiştik. Odalarımızın anahtarlarını alıp yerleşmiştik. Selma ile ben, Nurgül ile Aynur kalacaktı. Ailelerimizi arayıp geldiğimizi söyledik. Biraz dinlendikten sonra aşağı bahçeye yemeğe çıktık. Sonrasında sahilde biraz yürüdük, saat ilerlemişti. Odalarımıza dağılıp, uykuya dalmıştık. Uykumda yine aynı gölgeyi görüyordum. 'Seni Bekliyorum,' diyordu. Uykumdan uyanmıştım. Gölge korkulu kabusum olmuştu. " Seni Bekliyorum, " diyordu. Kim ve nerede? Bu gölge kim? Bıkkınlıkla oflayarak düşünüyordum. Geri uykuma dalabilmiştim. Sabah 11 de uyanmıştık. Duş alıp hazırlanıyorduk. Ben mavi dizlerimde, kalın askılı bir elbise giyindim. Saçlarımı dalgalı fön, hafif şeftali tonlarında bir makyaj, ayağıma beyaz bir sandalet, beyaz bir çanta. Selma, kot bir şort, beyaz kalın askılı atlet, beyaz spor ayakkabı, siyah sırt çantası. Kızların odasına daldık, " Kızlar hadi hazırlanıp çıkalım, " Nurgül giyinmişti. Siyah dizlerde bir elbise, siyah sandalet, saçlar tepeden topuz, çanta taşımayı sevmiyor bize taşıtıyordu gerekli eşyalarını. Elinde telefon gezerdi. Aynur, siyah kot etek biraz mini, üzerine beyaz çapraz askılı hafif dekolteli büstiyer. Hafif makyaj yapmıştı. İlk önce kahvaltı yapacak, sonra Çeşme'yi biraz gezecektik. Denize akşama doğru gireriz diye plan yaptık. Kahvaltımızı yaparken nereden başlayalım diye birbirimize danıştık. Çalışanlara sorduk, tanışmıştık. Kahvaltımız bitmiş çarşısına gitmiştik. Mağazaları geziyor, kafamıza göre deniyorduk. Saat ilerliyordu ve biz acıkmıştık. Bir restoranta girip yemek sipariş etmiştik. Yemeğimiz bitince hesabı ödemiştik. Tatilimizde bizi neler bekliyor, neler yaşayacağız hiç bilmiyorduk. Aklıma bir film gelmişti. Tatil denilince aklıma ilk gelendi. " Geçen yaz ne yaptığını biliyorum." Böyle bir tatil kabusum olurdu. Uykumdaki gölge yetmiyordu sanki....

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

SINIR (TÜRKÇE)

read
13.5K
bc

Leyl Tutkusu

read
310.6K
bc

KALP HIRSIZI (Hırsız Serisi-2)

read
6.1K
bc

HÜKÜM

read
140.2K
bc

Kalbimin Derininde

read
8.0K
bc

Ufaklık | Texting

read
1.7K
bc

Yasak İlişki (+18)

read
8.3K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook