TANITIM 2

740 Words
“Kartal! Sana soruyorum, duymuyor musun beni? Ne işin var evim-” Bileğime dolanan sıcak parmakları bir anda beni kendine doğru çekti. Ayağımda topuklular olmaması sebebiyle boyum yanında küçücük kaldı. Yüzüm sertçe göğsüne çarptı. Bedenimin sarsıldığını hissettim. O, milim bile kıpırdamadı. Belime dolanan sıcak kolları beni sıkıca sardı. Az önceki tedirginlik bedenimden özgürce uçtu. Heyecanlandığımı ve kalbimde tomurcuklanan kıpırdanmayı hissettim. Zelzele gibi bedenimi yıkıp, geçiyordu. Tek kolu, belimi kolaylıkla kavradı. Diğer elini enseme yerleştirip başımı ona doğru kaldırdı. Başımı geriye eğdim ve gözlerinin içine baktım. Sertleşmiş ifadesi, bir katilin soğukluğunu ve zalimliğini taşıyordu. “Sarışın, inlediğin dudaklarının arasından adımı duymak beni nasıl azdırdı, bilemezsin.” Sözleri ile ayakta durmaya çalışan son irademde hamlesi ile yıkıldı. Parmaklarım aramızda eziliyordu, bedenim aklıma kör olmuş bir şekilde, ona itaat ediyordu. “Bana sarışın deme!” diye çıkıştım ona. Tepkimi korumalıydım. Siktir! Etkileniyordum ama belli etmemeliydim. Nefesini yüzümde hissettim. “İtirazların sikimde bile değil, sarışın. Ben nasıl istiyorsam öyle seslenirim sana.” Emrivaki çıkan sesine karşılık hırsla konuştum. Yakınlığımızı fark etmedim bile. “Benim üzerimde hak iddia etmeye çalışma Timur Kartal. Neye bulaştığının farkında değilsin.” dedim, o geceki sözümü tekrar dile getirdim. Burnunu burnuma çarptı. Kokusunun her yanımı sardığını hissettim. Onun kokusuna alışkın olan bedenim titredi. Misk ve odunsu kokusu beni delirtiyordu. “Minik tehditlerin bana sökmez, güzelim.” Beni etkilemesine izin veremezdim. Onu tüm gücümle itmeye çalıştım. “Ne hakla dokunuyorsun bana? Geri çekil! Az önce öğrenmedin mi? Ben senin kardeşinin eşiyim!” diye bağırdım. Bu yalanı söylemek, zor geliyordu. Allah’ım neden etkilendiğim tek adam, anlaşma yaptığım adamın abisi çıkmıştı ki! “Siktirme bana evliliği.” Hırlar gibi çıkan sesi, beni ürküttü. Alnında kabaran ve patlamaya yüz tutan damarını inceledim. Yüzü kasıldı. Sinirden kuduruyordu. “İnansan da inanmasan da gerçek bu!” Dudaklarına doğru hırsla fısıldadım. Bu onu daha da çıldırttı. Parmakları sarı saçlarımın arasına sızdı ve sertçe kavradı. O geceki gibi, hoyrat ve vahşiydi dokunuşları. “Dilimde hala sularının tadı varken, bana kardeşimin eşiyim yalanını yutturacağını mı zannediyorsun sarışın?” Bu adam… Dokunmamam gereken yasaklı bir meyveye dokunmuş gibi hissediyordum kendimi. O öyle feciydi ki, benim sonum olacaktı. Midemden kasıklarıma doğru inen baskı ile dudaklarım titredi. Ondan etkilendiğimi, yırtıcı bakışları anında fark etti. Bakışlarından küçük bir parıltı geçti. “Sen, benim için yanıyorsun.” “Yanmıyorum!” diye karşı çıktım. “Ben senin kardeşin için yanıyorum, Kartal.” Onu kışkırtmak adına dilimle adının harfini bastırarak söyledim. Saçlarımın arasındaki parmakları sertleşti. Bahse girerim parmaklarının boğumları beyazlamıştı. “O gece bir hataydı ve bir daha olmayacak.” dedim, sözlerime aldırmadan beni kendine daha çok çekti. Sert solukları yanaklarıma vuruyor, ateşimi daha da harlıyordu. “Kendinden çok eminsin, sarışın.” “Öyleyim.” Dudağının ucunda asılı duran şeytani kıvrılma tüm hayatımı mahvedecek kadar tehlikeli bir o kadar da cazipti. Bakışları kızarık duran ve karıncalanan dudaklarımda durdu. Bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Belimdeki kolunu sıktı ve başını biraz daha eğdi. “Bana çok büyük bir oyun oynuyorsun, sarışın.” “Oyun, yok.” Baş parmağını usulca yanağıma değdirdi. Temasından sıyrılmak istesem de beni sıkıca tuttuğu için kaçabileceğim bir yer yoktu. Parmağının etli kısmı, dudağımın ucuna çarptı. “Benden bir kez daha kaçamayacaksın.” Uzanıp parmağını tuttum ve uzaklaştırdım. “Hala ne diyorsun, sana söyledim! Ben kardeşinle evliyim, hiç mi saygın yok? Akif bu halimizi görse, ne olur biliyor musun?” “İki gün önce sevgilisi için ağlayan ite mi inanacağım yoksa boktan evliliğinize mi?” dedi, ve eğilip iğrendiğini belli eden yüz ifadesiyle, “Boncuğum?” dedi. Şu Akif! Gerçekten aptaldı. Ailesinin inanması için en azından bir süre beklemeliydi. “İnan bana sarışın, kardeşimin parmaklarını veya herhangi bir uzvunu bedeninde görürsem-” “Ne olur görürsen? O benim kocam, sana ne bundan?” “Kocam deyip durma, sarışın. İnan bana zor tutuyorum kendimi.” “Ha, öyle mi? Zor tutuyormuş beyefendi kendini! Bırak beni!” dedim ve onu ittim. Bu sefer bana karşı koymadan belimi bıraktı. “Bir daha bana yaklaşmayacaksın, duydun mu beni?” İşaret parmağımı kaldırdım ve ona salladım. “Bir daha yaparsan Akif’e her şeyi anlatırım. Beş metreden fazla yanıma sokulmayacaksın!” Dobra konuşmama aldanmayıp, ona salladığım parmağıma baktı. “Acaba kaç oldu…” “Ne kaç oldu?” Göğsünün ucuna değe parmağıma baktı. “Sana vereceğim cezaları sayıyorum, sarışın. Bu kaçıncı oldu?” “Ne, cezası?” Anlamayarak ona baktım. İşaret parmağımı parmaklarının arasına alıp, kavradı. “Beni yatakta terk ettiğin için ayrı, az önce olanlar için ayrı, şimdi olanlar için de ayrı… Seni şu arkandaki koltuğa atıp şaplaklamam kaç dakikamı alır?”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD