Bana mı kızmıştı o? Gözleri dolmuştu neredeyse... Birden yere eğilip, ''Özür dilerim.'' diyerek, yerdeki kırıkları toplamaya yeltendi. Elini kesecekti. Hemen yanına çöküp ''Bırak.'' dedim. ''Ben toplarım. Elini keseceksin?''
''Siz zahmet etmeyin, ben topluyorum şimdi.'' dedi.
Siz? Bana siz mi dedi o? Toplayacakmış hanımefendi... Önce o titreyen ellerine söz geçirsin.
''Bırak! Ellerin titriyor zaten, keseceksin...''
''Kesmem ben, dikkatliyim.''
''Kesebilirsin, bana bırak. Ellerin titriyor zaten.''
''Titremiyor.'' diye inkar etti.
Gözümün gördüğüne mi inanayım, Güneş Hanım'ın dediğine mi?
Artık bizim bu ''Bırak, ben toplarım.'' tartışmamız kontrolümüzden çıkmış olacak ki, Zuhal'in kulağına kadar gitti.
''Zafer! Niye bağırıyorsun gündelikçi kadına? Çok ayıp bu yaptığın! Güneş, iyi mi
