TANITIM

395 Words
Her yer karanlıktı sahi neredeydim ben. En son öğretmenlik için atandığım şehir olan Hakkariye gelmiştim. Şimdiyse teröristlerin elinde bir esirdim. ne olacaktı ne yapacaklar bana. Korkuyorum çok korkuyorum ölecekmiydim yoksa dahamı kötü. "Kalk ayağa türk kızı gidiyorsun" dedi adam. Başımı hafifçe kaldırdım "nereye gidiyorum" sesim cılız çıkmıştı yaptıkları işkencelerden sonra ayakta duramaz haldeydim. "Ölüme gidiyorsun öğretmen. Güzelliğine yazık olacak eglenirdik belki seninle ama ölümün çabuk olacakmış" için ürpermişti. "Senin gibi bir şerefsizin bana dokunmasındansa ölmeyi yeğlerim" dedim. "Kes sesini kalk ayağa" güçlükle ayağa kalktım ölüme gidiyorsum. ölmekten korkuyormuyum asla. Ayağa kalktığımda bütün bedenim titriyordu. Dizlerim, bileklerim bana ihanet eder gibi gevşiyordu ama gözlerimi ondan ayırmadım. O adamın yüzündeki soğukluk, cehennemden gelen bir sessizlik gibiydi. "Gitmekten başka çaren yok," dedi alaycı bir sesle. "Ama bil ki, senin ölümün bu sınırların en sessiz, en acı ölümü olacak." Adımlarımı saymaya başladım. Her biri ağır, her biri bir ağırlık taşıyordu üzerimde. Kalbimse çılgınca atıyordu, ama korkmuyordum. Ölüm bile benden daha korkak olamazdı artık. Birden arkamdan gelen o soğuk nefesi hissettim, yüzüme doğru yaklaştı. "Son sözlerin olsun," dedi. Gözlerimi kapattım. İçimde bir yerde, binlerce sessiz dua yükseliyordu. Vatan için, sevdiklerim için, kendim için… Karanlık koridorda adımlarım, nefesimle yarışıyordu. Elleri bağlı, çaresizce sürükleniyordum. Her adımda kalbim göğsümden fırlayacak gibiydi. Ölümün soğuk nefesi ensemdeydi. Beni ıssız bir alana götürdüler "Ölüme hazır mısın Türk kızı" konuşmadım. Yüzüne bile bakmadım. Ölümse ölürdüm kimseden korkmuyorum Allah'tan başka. Silahını kafama yasladı tam tetiği çekeceği anda silah sesleri duyulmaya başladı ve bütün düşman yere yığıldı bir tek silahı kafama dayayan adam vurulmamışdı. titriyordu korkudan. "Kim var lan orda" diye bağırdı. Dağın yamaçlarından askerler inmeye başladı. "Uzun zaman oldu ha Baran" dedi bir asker. "Binbaşı" dedim adam. "Ta kendisi şimdi o silahı indir yoksa beynini dağıtırım" adam önce ne yapacağını bilmedi sonra askerlerin çok olduğunu görünce silahı indirdi. "Bunun hesabını vereceksin binbaşı" dedi adam. askerler onu yakalayıp elini bağladılar. "Göreceğiz Baran kim kime hesap veriyor" dedi ve bana doğru yaklaştı asker. Ben geri çekildim korkmuştum hemde çok fazla. "Merak etme sana Bir şey yapmayacağız buraya seni kurtarmaya geldik" dedi. Elini uzattı. Titreyen ellerimi nazikçe tuttu, ayağa kalkmama yardım etti. Dizlerim hâlâ titriyordu, ama o güçlü kolların arasında biraz güç buldum. Kolları sardığında, sıcaklığı bedenimi sardı. Gözlerine baktım; orada hem bir savaşçının kararlılığı hem de bir insanın şefkati vardı. Nefesim düzensizdi. Vücudumun gücü tükenirken, bu güven veren kucakta dayanamadım. Başım ağırlaştı, göz kapaklarım kapandı ve kendimi karanlığın kucağına bıraktım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD