4.Bölüm "Saplantı"

1436 Words
4.Bölüm “Saplantı” Lina Korel 🌻 Akşam saatleri yaklaşırken evde garip bir telaş var. Annem elinde tepsilerle mutfak ile salon arasında gidip geliyor. Her adımı bir nevi alarma benziyordu. Alina her zamanki gibi aynanın karşısında defalarca kez saçını düzeltip rujunu siliyor, sonra vazgeçip yeniden sürüyordu. Kendi küçük dünyasında kaybolmuştu sanki. Akşam yemeğine hevesle hazırlanıyordu. Bu hevesin zerresi bile yok içimde. Benim için akşam yemeği, tahmin ettiğimden çok daha büyük bir sınav olacak sanırım. "Anne, ben onlarla yemeğe falan gitmiyorum," diye karşı çıktım. Onların görüşmesi zaten yeterince saçma, ben iyice rezalet çıkarmak istemiyorum. Herkesin iyiliği için beni uzak tutun şu olanlardan!" Annem odama gelip söylediğinde, sesi kararlıydı, beni zorla o saçmalığa sürükleyecek. Annem, kollarını göğsünde bağladı ve bana dik dik baktı. Gözlerinde bıçak gibi bir kararlılık var. "Sen gideceksin yanlarında. Alina tek başına saçmalayıp her şeyi batırabilir. Yanında sen olmazsan kontrol edemem. O çocuğun ailesi ciddi görünüyor, kızım. Bizim de saygılı olmamız lazım bu ilişkiye." İçimden öfke yükseliyor... ; "Anne, ben bakıcı değilim! Kardeşimle evlenecek adamı ben mi test edeceğim? Benim bu ilişkiyi gözüm tutmadı, birde beni onlarla yolluyorsunuz!" Ama annemin kararlılığı karşısında direnmenin anlamsız olduğunu fark ettim. Gözlerimi devirdim, çaresizce ayağa kalktım. Basit bir elbise geçirdim üzerime, saçımı topladım, makyajımı hafif tuttum. İçimden 'Allah kahretsin' diye söylenerek hazırlanıyordum. Bu akşamın, istemeye istemeye de olsa katlanacağım bir görev olduğunu biliyordum. Aslında biraz daha inat etsem gitmezdim. Hatta bugün olanları anlatsam belki Alina'yı bile o adamın yanına yollamazlardı. Bu olanları söylersem ailem bana inansa bile ikizim asla inanmayacaktı. Belki de beni kendisini kıskanmakla suçlayacaktı. Ortaokulda okulun sıkıntılı çocuğuyla flört ettiği dönem geldi aklıma. Çocuğun başka kızlarla yakın olduğunu söylediğimde bana inanmayıp sürekli tartışmıştı benimle. Çok sonradan öğrenmişti doğruları söylediğimi, ama özür dahi dilememişti. Kardeşim bu adamla evlenemez elbette. Yine de en mantıklı şekilde engel olmanın bir yolunu bulmalıyım. Kavga ederek değil. Gelişigüzel hazırlandım ve çıktık evden. Restorana vardığımızda içerisi hafif loş ışıklarla aydınlatılmıştı. Masanın başında Alp oturuyor ve yüzünde, bildiğim o alaycı gülümseme var. Gözleri önce bana, sonra Alina’ya kaydı. Sanki hâlâ kafasında dün geceki pijamalı sahneyi tartıyor. İkiz kardeştik biz, tamamen birbirimizin kopyasıydık. Simsiyah saçlı, koyu kahve gözlü, dolgun dudaklı iki kopya… Acaba ilk bakışta hangimiz Alina hangimiz Lina tanıyabiliyor mu diye aklımdan geçirdim. Ama tanıdığına eminim. Çünkü Alina yanımda manken gibi süslüyken kimin kim olduğu belli oluyor aslında. Zaten bende klişe giyimimle kendimi belli etmeyi başarıyorum. Oturur oturmaz Alp, Alina’yla öylesine muhabbet başlatmıştı. Ama her cümlesinde bana iğne gibi dokunan cümleler var. Sanki sözcüklerin arasına gizlenmiş küçük bir iğne, doğrudan kalbime saplanıyordu. Alp; "Dün akşam… unutulmaz bir geceydi, değil mi?" dedi, göz ucuyla bana bakarak, alayla karışık bir gülümsemeyle. "Özellikle de o sürpriz sahne. Kardeşin neden hazır değildi, merak ettim doğrusu. Açıkçası kız kardeşinin özel gününde evde o şekilde gezen biri olacağını tahmin edemezdim. Bu gerçekten... Şaşırtıcı!" Boğazıma takılan suyu zorla yuttum. İçimde istemsiz bir öfke ve şaşkınlık kıvılcımı belirdi. Alina tatlı bir gülümseme ile konuyu kapatmaya çalıştı ama Alp inadına devam etti. "Ben şahsen doğal halleri daha çok severim," dedi, sesi alçak ve keskin bir tonla. "Pijama mesela… insanı gerçekçi gösteriyor." Bir an için göz göze geldik. O kahverengi bakışlarının içinde alayla karışık bir ciddiyet parlıyor. Kalbim hızlandı, ellerimi masanın altına sakladım, istemsizce titriyordum. Oyun oynuyor diye düşündüm. Beni kızdırmak için yapıyor. Alina saf saf gülüp konuyu değiştirmeye çalışırken içimde kaynayan öfkeyi bastırmak zorundaydım. Bu adam resmen bana sataşıyor, ama öfkemin altında bir merak da gizli. Neden hâlâ benimle uğraşmaya devam ediyordu? Konu bir anda dağıldı. Menü gelince ortam yumuşadı. Akşamın loş ışıkları masanın üstüne yavaş yavaş düşerken, restorandaki diğer masalardan gelen hafif uğultu ve çatal-bıçak tıkırtıları beni rahatsız etmeye başladı. Gerçi hiçbir şey karşımdaki ucube kadar rahatsız edici olamaz. Alina, masanın karşısında gülümseyerek menüyü inceliyor, saçlarını hafifçe toparlarken ara sıra saç teline bakıp keyifle gülüyordu. O anki duruşu o kadar doğal, o kadar kendindeydi ki… İstemeden de olsa içimde bir kıskançlık kıvılcımı belirdi. En az onun kadar rahat bir hayat yaşamak isterdim. Duygularımı bastırmaya çalıştım, sonuçta bu onun gecesi. Ben sadece kontrolü sağlamaya gelmiştim. "Lina, bak şuna!" dedi Alina aniden, elindeki menüyü bana doğru sallayarak. "Ben şu çorbayı daha çok seviyorum, sen ne seçiyorsun?" Gülümsedim, kaşlarım hafif çatıldı. Karşımda bu adam varken dikkatli davransam iyi olacak; "Pek iştahım yok, eğer istersen senin favori tabağını da deneyebilirim." Alina tebessüm edip bana baktı ve; "Denemek mi? Ya beğenmezsen?" "Önemli değil, bir şekilde yerim," dedim sessiz bir şekilde. Kendi hâlimde gülümseyerek göz ucuyla Alp’e baktım. O an Alp, hiçbir şey olmamış gibi gözlerini bana dikmişti. Alayla karışık bir ciddiyet var gözlerinde. Kalbim istemsizce hızlandı. Alina menüyü kapatıp lavaboya gitmek için kalktı; "Hadi bakalım, küçük bir ara. Siz siparişleri verirken ben makyajımı tazeleyeyim," diyerek masadan kalktı. Çantasını alıp uzaklaşırken Alp gözlerini benden ayırmadı. Sandalyesini hafifçe yana kaydırıp masaya yaklaşt… Kararlı ama kısık ses bir ses tonu ile konuşmaya başladı; “Lina,” dudaklarının kenarında o tanıdık çapkın gülümseme vardı ama bu kez bir ton farklıydı, ciddi ve dokunaklı. "Ben gerçekten konuştuklarımda ciddiydim. Yani dün öğlen.!" Kaşlarımı çatıldı; "Ne hakkında?" "Kantin olayı işte. Bana sinirlenip limonata döktün üzerime, ama söylediklerimin hepsi gerçekti. Ben şaka yapmıyorum. Eğer bir gelin alacaksam… bu kişi kesinlikle sen olmalısın." O an içimde garip bir sıcaklık ve aynı zamanda öfke bir arada yükseldi. Sinirle fısıldadım. "Saçmalama! Sen benim kardeşimle tanışmak için buradasın, eğer bu şekilde konuşmaya devam edeceksen, kız kardeşimle oynadığın oyunu hemen bitir!." Alp’in bakışları bu defa her göz göze geldiğimde gördüğüm çapkınlıktan çok uzaktı. Bir ciddiyet, bir kararlılık vardı. Aynı şekilde sesinde de; "Yanılıyorsun.! Benim bu masada oluş sebebim Alina değil, sensin. Bunu anlamıyorsun belki ama yüzünden okuyorum. Öfken… bana olan inatçılığın… aslında ilginden kaynaklanıyor." Kalbim göğsümden fırlayacak gibi oldu. Ellerimi masanın altında saklamaya çalıştım. Titrediğini görmesin diye..; "Sen… sen tam bir aptalsın!" dedim öfkeyle. Hâlâ öfkemi bastırmaya çalışıyordum. Alp itiraz edecek gibi olmuştu ki Alina göründü. Ben hızla arkama yaslanınca anlamıştı Alp. Az önceki gibi sandalyesini ve oturuşunu düzeltirken öksürmüştü hafifçe. Kendimi gerçekten kötü hissediyorum. Kız kardeşimin hoşlandığı adamla konuşuyorum. Alina şu an için aşık değildi belki, ama kesinlikle hoşlantı vardı. Ve buna rağmen Alp onunla değil, benimle muhatap oluyordu! "Peki, devam edelim o zaman," dedi Alina gülerek. Alp sanki hiçbir şey olmamış gibi ona sıcak bir ilgi gösterip, tatlı bir sohbet başlattı. Ama benim dikkatimi tamamen çekmişti, her bakışı, her hareketi bana mesaj veriyordu. Ben içten içe artık sinirden patlamak üzereyim ama dışarıdan sadece masum bir gülümseme takındım. Alp’in bu alaycı ve ciddi karışımı… Onun oyun tarzı, beni istemeden etkiliyor. Ben böyle oyunlara düşecek kişi değilim. Aksine böyle şeyler midemi bulandırırdı. Neden bu çapkın pisliğin bu oyununa göz yumuyorum? Alp’in bakışları kardeşim yanımda olmasına rağmen benim üzerimdeydi, ama yüzünde Alina’ya dönük yumuşak bir gülümseme belirdi. Garson siparişleri alırken Alp, Alina’nın menüdeki seçimleriyle ilgili hafif şakalar yapıyor, onun gülümsemesine eşlik ediyordu. Ama aynı zamanda göz ucuyla beni sürekli takip ediyor. "Alina, o tatlıyı seçiyorsun öyle mi?" dedi Alp, alçak bir sesle, sadece Alina duyacak gibi. Alina hafifçe gülümsedi; "Evet. Hayatımın her alanında sadece seveceğim şeyleri tercih ederim. Buna yediğim tatlı da dahil, sevdiğim..." diye devam edecekti ki sözünü kestim ve; "Tamam, daha fazla detaya girmeye gerek yok Alina!" dedim. Böyle bir lafın sonu belliydi ve bu adam asla şımartılmayı hak etmiyordu. Alp kaşlarını kaldırıp bana baktı, dudaklarının kenarında o alaycı ama tatlı kıvrımı vardı. Alina bana gergin bir şekilde bakarken bunu gizlemek için tatlı bir kahkaha attı. Alp bir an gözlerini benden ayırdı ve ona dönerek sordu: “Peki, bu tatlıyı yerken hangi kahveyi tercih edersin?” Alina biraz düşünerek cevap verdi ve Alp ona birkaç öneride bulundu. Konuşmaları o kadar doğal, o kadar sıcak bir havadaydı ki, sanki az önce o sözler hiç söylenmemiş gibiydi. Çok şükür ki bu yemek, kısa sürdü. Alina ile Alp beraber arabaya binerken arka koltuğa geçmiştim bende. Restoran çıkışı oldukça yakınlardı birbirlerine. Onların bu yakınlığı gerçekten rahatsız edici. Alp ikimizle de oynuyordu ve kardeşim bunu bilmiyordu. Bizi eve bıraktığında Alina beni büyük bir şoka uğratarak ona doğru eğildi ve yanağından öptü. Ben şok olmuş bir halde ona bakarken hızla arabanın kapısını açıp çıktı. "Görüşmek üzere Alp!" O kadar heyecanlıydı ki beni burada unuttuğunu bile fark etmemişti. Nasıl bu kadar kolay kanıp onu öper? Şaşkınca bakarken arabadan inmek için elimi kulpa attım. Onun sözleriyle durmak zorunda kaldım. "Ben sabırlı biri değilim Lina. Asla da kaybetmeyi sevmem. İstediğim şeyi elde edemezsem bu yolda herkesin canını yakarım!" Ona döndüğümde keskin gözlerinin aynada beni süzdüğünü gördüm. Korkuyla arabanın kapısını açıp inerken kapatmadan önce son kez eğildim. "Eğer bahsettiğin şey benim için kardeşimin canını yakmaksa... Ne onu, ne de beni elde edemezsin. Bunu aklından çıkar, Alina çok yakında gözlerini açacak! Bizden uzak dur, yoksa canı yanan tek kişi sen olursun!" Kapıyı sertçe çarpıp uzaklaşırken kendimi güç bela apartmana atmayı başardım. İçeri girdiğimde hâlâ arkamdan baktığını gördüm… Tıpkı saplantılı biri gibi…
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD