Ama Nazar’ın gözyaşları dinmedi. Hıçkırıklar arasında elleriyle Berzan’ın kollarına sarıldı: «Bul Berzan… ne olur bul! Çok korkmuştur şimdi… kim bilir ne haldedir…» dedi. Berzan gözlerini kapadı, alnını Nazar’ın saçlarına yasladı; sesi sert ama kararlıydı: «Bulacağım. Söz veriyorum sana güzelim.» O sırada odanın kapısı aralandı. Gülseren Hanım içeri girdi, yavaşça Nazar’ın yanına gelip elini tuttu: «Kızım… bak… amcaları onlar. Merak etme, kızına zarar vermezler. Biraz dursun… sonra alırsın kızını. Şimdi toparlanalım, gidelim buradan. Daha beter şeyler olmadan…» dedi. Berzan elini kana bulamadan… O da anaydı; kendi evladını düşünüyordu tabi. Ama söyledikleri Berzan’ı öfkelendirmekten başka bir şeye yaramamıştı. Berzan bir anda doğruldu, gözlerinde öfke vardı; sesi yankı gibi patladı

