Berzan’ın bakışları o an donup kaldı. Nazar, sade ama büyüleyici bir şıklıkla yürüyordu; rüzgâr saçlarının kenarlarını hafifçe savuruyordu. Elbisesi nazikçe dalgalanıyor, adımları sessiz ama derindi. Berzan’ın kalbi bir anlığına hızlandı; sanki o an dünya yavaşlamıştı. Gözleri Nazar’dan başka hiçbir şeyi görmüyordu. Dudaklarının kenarı hafifçe kıvrıldı ve istemsizce mırıldandı: “Çok güzel olmuşsun…” diye. Nazar bir an durdu; gözleri Berzan’ın gözlerinde takılı kaldı. İkisinin arasında ince bir gerilim oluştu, kelimeler havada asılı kaldı. O bakışlarda… Söylenmeyen, ama hissedilen ne varsa tüm ağırlığıyla vardı. Tam o anda İnci araya atıldı, küçük ellerini beline koyarak dudaklarını bükerek sordu: “Peki, ben? Berzancım, ben güzel olmamış mıyım?” Berzan bir an duraksadı, sonra kahkahaya y

