Ana O Kız Olmaz!

1147 Words
İstanbul Tarabya civarında, villaların birinde: "Oğlum, aslanım... Abdullah beyin kızını gördüm. Bir içim su, su.." Parmak uçlarını birleştirip elini aşağı yukarı sallayan Emine hanım pek keyifliydi. Mahsun sabır çekercesine gözlerini başka yöne kaydırdı. Suymuş? Bacak kadar kızın neresi suydu? En son gördüğünde altına kaçırmış ağlıyordu. "He ana he. Hala yatağını suluyordur o suyla." dedi birden. --- İstanbul boğaza nazır yalıların birinde: "Rahmetli Mehmet'in oğlu Mahsun'u hatırlatıyor musun kızım? Pek delikanlı pek cengaver bir yiğittir." dedi Abdullah bey tekli koltuğuna oturmuş kahvesini yudumlarken. "Hatırlıyorum babiş. Küçükken öcü geliyor dediğinde o adamın geleceğini zannediyordum. " dedi Yaz yeni yaptırdığı tırnaklarını incelerken. Pempe küçük svaroski taşlarla süslü tırnaklarını babasına gösterdi. "Babiş nasıl? Yeni yaptırdım. Çok güzeller değil mi? Riri yaptırmış çok hoşuma gitti ben de yaptırdım." ___ "A-aaa. Oğlum koskoca kadın olmuş ne yatağı ne ıslatması. Pek hanım efendi pek oturaklı ben çok beğendim." dedi Emine hanım oğluna kızarcasına kaşlarını çattı. "Ne yapayım ana? Koynuma mı alacağım kızı?" dedi yolun nereye gideceği belliyken kesmek istedi. Ama annesi durmadı. "He oğlum he. Al koynuna et nikahlı karın." "Fesüphanallah..." Mahsun annesinin yanında küfür etmemek için elindeki baba yadigarı tespihini çekmeye başladı. "O kız şam şeytanı gibi bir şey almam onu. Hem yaşı da çok küçük. Liseye mi gidiyor ne? Olmaz." ----- "Evet kızım çok güzel. Ne diyorduk biz? Ha! Mahsun dan bahsediyorduk. Delikanlı çocuğu niye öcüye benzettin güzel kızım? Yakışıklı, efendi, küçüğünü büyüğünü bilen bir gençti. Hala da öyle. " Abdullah bey sonda toparlayarak göz ucuyla kızının tepkisine baktı. Üstünde, dar pembe bir elbise ve dizlerinin üstüne kadar aynı renkte naylon bir çizme vardı. Anasından aldığı sapsarı uzun saçlarının azını önünde keçi gibi iki yandan bağlamış açık bir şekilde omzuna bırakmıştı. Kendisinden aldığı yeşil gözleri ise ışıldayarak yüzüne bakıyordu. Abdullah bey yüzünü asmamak için kendini zor tuttu. Mahsun gibi bir adam kızını nasıl alacaktı? Kızı daha beş yaşındaki kız çocukları gibi giyinmeyi severken bu iş çok zor olacaktı. "Baba ben beş yaşındayken adam senin boyunu hatta bütün korumaların boyunu geçmişti. Bütün çocuklar adamdan korkuyordu. Dev gibiydi." dedi babasının yine böyle yaptığını bilmeyerek. Eğer evlenmek için adam öneriyorsa kesinlikle olmazdı. Sarı saçını parmağına dolayıp odasına çıktığında dikeceği korseyi düşündü. "İşte adam gibi adam kızım. Boylu poslu..." "Babiş! Lütfen beni o yarma dağ ayısına uygun bulduğunu söyleme! Hanzonun tekiydi. Medeniyet görmemiş biri o!" ---- "Bak oğlum bir görsen işte anamın gelini bu dersin. Kadın gibi kadın. Bir yürüyor mermer ayaklarının altında eriyor. Maşallah sübhanallah pek tatlı dilli de." Mahsun küçüklüğüne kısa bir süre şahitlik ettiği sıska zayıf ve dişleri dökülmüş kızın büyümüş halini hayal edemedi. Ama küçükken ağzının bozuk olduğunu ve böyle devam ettiğini kendinden biliyordu. Bir keresinde bahçede bebeğinin koluna bastığı için sıralı sözlerini hatırladı da. "Şeni teys düz edey bahçe hoytumuyla bağlar köpekleyi üstüne salay havuza sokup çıkaytır üç gün yürümeyecek hale getiririm!" Sanırsa kısık sesle duyduğu küfürleri birleştirmişti. Babasını kan davası yüzünden kaybedince bütün hayatı alt üst olmuştu Abdullah bey onu öldürmekten uzak tutmak istemişti yanında tutarak ama olmamıştı Mahsun aylarca plan yapıp on yedi yaşında adını kanla yazdıracak bir katliam gerçekleştirmişti. Abdullah yine elini uzatmış onu hapishane köşelerinden almıştı. Tabi bir yıl sonra. Burnunun sürtmesi için bırakmıştı hapisenede. Çıktığında ise hedefi belliydi karanlık tarafa adım atmayı seçti. "Ana o kız olmaz! Abdullah bey onu çok şımarık yetiştirdi. Adam akşamları kızıyla başında pembe bir taçla evcilik oynardı hep. O yaşta o adamı o hale getiren kızı benden uzak tut. Bana dizini kıran, dilini ağzının içinde tutmayı bilen, her sözüme karşılık vermeden bekleyen ve en önemlisi nasıl giyineceğini bilen bir kız bul. Yaşıma da denk olsun. Mümkünse esmer olsun." "Oldu oğlum fabrikam mı var benim sana çıkartayım!" Emine hanım sertçe oğluna kaş çattı ama daha sonra düşünüp konuştu. "Bu devirde böyle kız bulamazsın oğlum. Ha eskiler diyeceksin ama o zamanlar dayaktan kötekten korktukları için ağızlarını açmaz boyun bükerlerdi. Şimdiki kızlar özgürlüğünün farkında kendilerini biliyorlar. Sen karına değer verdikçe karın senin huyunu suyunu alır yoluna girmeye başlar. Biraz sen biraz o feda edecek bir şeyleri. Evlilik anlayış ve saygıyla yürür hoş gönülle sağlamlaşır. Karının gönlünü hep hoş tut." dedi Emine hanım gözlerini kucağına indirip rahmetli kocasıyla geçirdiği yılları yüzünde sade ve özlem dolu bir tebessümle yad ederken. - "Bak kızım ben artık yaşlanıyorum. Senden başka çocuğum da yok. Sen benim bu dünyadaki tek varlığımsın anenin yanına gidersem gözüm arkada kalacak. Bizim dünyamız karanlık nereden hangi kuyuya düşüneceğimiz belli değil. Seni en çok güvendiğim adama emanet etmek istiyorum. Mahsun gibi bir adamın güvenine ve ahlakına kefilim. Babanın kefil olduğu bir adamı istemiyor musun?" Yaz dolu dolu gözlerle babasına bakıp dişlerini sıktı. Çünkü babası gözlerinin önünde neredeyse ağlayarak konuşacaktı. Görmeye asla dayanamazdı. Annesini daha küçük yaşta kaybetmiş olan Yaz babasının o mafya lideri imajını bir an düşünmeden onun annesi olmuş bir dediğini iki etmemişti. Taç takmış, oyuncak bebeği emzirmiş, makyaj yapmasına izin vermişti. İstediği okula göndermiş istediği kıyafetlere tek kelime etmemişti. Ve hepsinden daha çok verdiği bir şey vardı. Sevgisi. Her zaman sevdiğini söyler her zaman hissetirirdi. O yer yüzündeki en muhteşem babaydı. Bir kere olsun hayırlı dediğini bile hatırlamıyordu. Emrine onlarca insanı amade etmiş gerçekten de bir prenses gibi yaşatmıştı. Ama şimdi bu isteği... Ne diyeceğini bilmeden baktı. "Bir kere görüş. Eğer istemezsen bir şey demem." dedi Abdullah bey sessizce. Kızının istemediği bir evliliğe zorlamayacaktı ama oluru varsa sonuna kadar zorlayacaktı çünkü Mahsun güvendiği tek adamdı. Kızına gözü gibi bakacağını biliyordu. "Tamam baba bir kereliğine görüşeceğim. Olmazsa zorlamak yok tamam mı?" dedi Yaz kısık yenilgiye boyun eğen sesiyle. Yerinden kalkıp babasının dizlerinin önünde yere oturdu. Başını dizlerine koyarken gözlerindeki yaşlar akmaya başladı. "Beni bırakmana dayanamam." Abdullah bey bir de bunun için kızına bir eş bulmayı aklına koymuştu. Abdullah bey öldüğünde Yaz'ın yanında kimse olmazsa yıkılır zor ayakta dururdu. Kocası yanında olup destek çıkarsa Yaz'ın kabullenmesi daha kolay olurdu diye düşünüyordu. "Ölüm hak kızım ama seni benim gibi bir adama bırakmak için elimden geleni yapacağım." _ "Ben karıma nasıl davranacağımı biliyorum ana. Sen, bana uygun olanı bul yeter. Gördüğüm anda gerçekte nasıl biri olduğunu anlarım zaten ben. Bu yaştan sonra çoluk çocuk peşinde koşamam." dedi Mahsun saatine bakarak. Bu gece arkadaşlarıyla buluşup Kasım abinin mekanına geçeceklerdi. "Abdullah bey benden rica etti." Mahsun başını kaldırıp annesine kafası karışık bir halde baktı. "Ne rica etti ana?" dedi Mahsun gerilerek. Hiç iyi şeyler sezmiyordu. Bu işte vardı... "Kızına senden daha iyi bir eş bulamayacağını söyledi. Ağzını aramamı senin de gönlün varsa buluşma ayarlamamı rica etti." diye gerçeği ortaya döken Emine hanım oğlunun düşüncelerle kararan yüzüne baktı. Mahsun'un eli kolu bağlanmıştı. Ne diyebilirdi ki hayatını küf tutan dört duvarın arasından kurtarıp her daim arkasında olan adama? Tek çocuğu için yaptıklarına ne diyebilirdi ki? "Kız kaç yaşında?" dedi bir umutla küçükse evlenemezdi. "Yakında yirmi olacağını söyledi." Mahsun bıkkın bir nefes verdi. Evleneceği kadınının en az yirmi altı yaşında olamasını isterken bu yaş canını fena halde sıktı. Evlenecek bir yaş değildi ama yatakta evirilip çevrilerek ... Başını sağa doğru kırıp aklından çıkardı cümlenin devamını. Abdullah beyin kızıydı. Düşüncelerinde bile yanlışı olamazdı. "Ayarla ana. Beni beğenmezse olmaz ama eğer beğenirse evleneceğim."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD