1. Bölüm: “Çift Kartal Timi”
Yazarın Anlatımı…
Dağlıca — Gece Yarısı
Sessizlik, ölümün giydiği ilk kamuflajdı.
Gece, sınır hattının öte yanında sessizlik ve zindan gibi bir karanlığa kapandı. Yalnızca kayalıkların arasına sıkışan rüzgârın hırıltısı duyuluyordu. Ay, pusuya yatmış bir suikastçi gibi kısık gözlerle dağın yamaçlarını izliyordu. Ve o karanlığın ortasında, taşın ve gölgenin rengine bürünen yedi siluet ilerliyordu.
Çift Kartal Timi.
Her biri vatan, bayrak aşığı cehennem gibi bir çocukluktan sağ çıkmış yiğitler. Ana yok, baba yok. Sadece üniforma, yemin ve birbirleri vardı.
Kıdemli Yüzbaşı Arjin Kartal…
Nam'ı Diğer Mühür.
Çünkü çıplak gözle bile çok net görüp attığını vuran biridir. Tek kurşun, ölümüne, hedef kafatası. Canlı kurtulma ihtimali yok…
Tim komutanı olarak yine en önde ilerliyor. Sırtına yüklediği sadece yalnızlık değil, Timini koruma içgüdüsü. Gece görüş dürbününe ihtiyaç duymadan etrafı izliyor. Çünkü kartal bakışları karanlığa alışkın ve hakimdi…
Dağlıca'da, Zırhlı Birlik Komutanı Astsubay Kıdemli Başçavuş Selçuk Karaca için kurtarma operasyonunda Çift Kartal Timi…
Kulaklıktan gelen sesle Tim yerinde durdu;
> “Kartal Bir, 200 metre kuzeydoğuda mağara ağzı... Sinyal sabit.”
İstihbarat Subayı Zekeriya… (Zeko)
Arjin Komutan başını hafifçe çevirdi. El işaretiyle timin geri kalanına komutu verdi:
“Dağılın! Sessiz Giriş…! Temas Yok.!”
Timin en gürültülü ve irisi, Minik lakaplı Özkan mecburen sıranın sonuna geçti.
SAT Komandosu Özkan Demirci…
1.97 Boy 121 kilo ile Çift Kartal Timinin en irisidir. Tabii timdeki arkadaşları bu durumu kendi lehine çevirip ‘Minik’ lakabını verdiler ona.
Sessizce hedefe ulaşıldı. Mağara ağzı..
Zeko;
“Nöbetçilerin sayısı üç. İçerisi kalabalık mı sayı belli değil. Kimse kahramanlık yapmaya kalkışmasın.”
Sabırsızlık ve görev arasına sıkışmış, ellerinde silah ama yüreklerinde disiplin vardı. Çünkü Çift Kartal, her adımı hesaplanmış bir fırtınaydı.
Üsteğmen Alparslan, kayalığın gölgesinde bir taş yuvarladı. Kısık bir "tak" sesi, nöbetçilerden birini kandıracak kadar zekiceydi. Adam sese yöneldiği anda Arjin, sırtından kaydığı taş gibi sessizce arkasına düştü. Bıçağın sesi çıkmadı. Sadece teröristin önce boynu sonra nefesi kesildi.
Diğer ikisini Fırtına lakaplı SAT Komandosu Rüzgar Tekin ve Timin tek kadın askeri Neşter lakaplı Kumru Hayat, halletti. Timin sıhhiyesi Kumru idi. Soyadı gibi yaralı askerlere en hızlı ve güvenilir şekilde ilk yardım yapıp hayatta kalmaları için mücadele ederdi. Profesyonel, zeki, atik ve disiplinlidir.
Mağara ağzı temizlendi. Tim tek sıra halinde sessizce içeri girdi.
Arjin Komutan, kulaklığına dokundu ve;
“Telsizler kapatılsın, buradan Selçuk'u almadan çıkış yok. Tek bir eksik istemiyorum, +1 fazlayla döneceğiz. Hadi kartallarım size güveniyorum.!” dedi.
Tüm telsizler kapatıldı. Askeri üs ve karargahla olan bağlantı kesildi. Mağaranın içi sarp ve dardı. Arjin el işaretiyle ikili gruplar oluşturdu. En arkada kendisi kalacaktı bu defa. Timinin arkasını kollamak onun göreviydi; zira o, bu timin sadece komutanı değil, öksüzlüğün içinden doğmuş bir ağabeyiydi.
20 metre sonra, ilk temas geldi. Üç militan, dar galeride taş gibi durmuştu. Karşılaşmanın süresi üç saniyeydi. Yalnızca üç. İlk atışı Kumru yaptı. Kadındı ama bu ona artı bir özellik kattı. Erkeklerden daha hızlı ve seri bir askerdi. Kurşun, teröristin alnının ortasına isabet etti. Diğer ikisini Özkan susturdu. Sessizlik, yeniden mağaranın nefesi oldu. Çünkü silahlarında susturucu var. En sessiz operasyonunu gerçekleştiriyor Çift Kartal Timi…
Mağara sığınak olarak kullanılmış, kısmî çökmüş bir tavanla ikiye ayrılmıştı. Duvarlar, kablolar ve uydurma sedirlerle kapatılmıştı. İçeriden boğuk bir ses geliyordu.
Arjin Komutan mağara girişini emniyete alınca en öne geçti. Yakınlarda buraya yardıma gelecek herhangi bir grup yok. Bir gün önce arazi taraması yapılıp tuzak ya da grup var mı diye bakıldı. İşini şansa bırakmaz. Disiplin tek vazgeçilmez ve çiğnenemez kuraldır bu timde.
Boğuk boğuk sesler gelince anlaşıldı ki Selçuk komutana yaklaşıldı. Buldukları küçük bir delikten mağaranın diğer kısmına bakmaya başladılar. Loş ışık, Selçuk komutan zincirle kollarından mağaranın tavanına asılmış. Karşısında kirden yüzü görünmeyen dağ faresi Behram var. Hemen yanında da sağ kolu Tilki Sinan.
Arjin Komutanın işareti ile sessizce diğer bölüme geçildi. O kadar sessiz bir geçiş oldu ki Behram tam arkasında duran 6 kişilik efsane Çift Kartal Timinden habersiz Selçuk'u konuşturmaya çalışıyor.
Yedinci kişi Pilot Üsteğmen Taypars, operasyon bitiminde güvenli bir şekilde Timi almak için beklemede.
Behram, kısacık boyu ile koskoca Zırhlı Birlik Komutanı Astsubay Kıdemli Başçavuş Selçuk Karaca'ya;
“Şimdi sizin bu tanklarda, uçaklarda Kemal Atatürk imzası oluyor ya!? Ne demek o? Yani uçağı, tankı Kemal Atatürk mü yapmış oldu.? Yapamaz ki! Öldü ya hani!?” dedi.
Tilki Sinan sırıttı… Son sırıtış…
Selçuk Komutan cevap vermek için başını kaldırınca Behram'ın hemen arkasında inci gibi dizilmiş Çift Kartal Timi'ni gördü. Kahkaha atmaya başladı…
Behram anlamadı tabii ve;
“İşkencenin dozunu iyi ayarlayamadın Tilki, adam sıyırdı kafayı.”
Arjin Komutan Atatürk'ü ağzına alan hemen önünde duran bu Behram'a artık cezasını kesecekti. Sonuçta beklemesi için herhangi bir sebep kalmadı…
“Atatürk'ün Askeri sana imza çakmaya geldi puşt.!” deyip ensesine tek kurşun sıktı.
Tim yerini belli etmek istemezse ensesinin dibinde de olsa karşı taraf bunu asla anlamazdı.
Tilki Sinan öne atıldı ama kurşunu alnına İstihbaratçı Zeko sıktı. İyi olduğu tek konu İstihbarat ve Bilgi İşlem değildi. Arada kurşun sıkıp stres atması gerekiyordu.
Özkan (Minik) Zekeriya'ya bakıp;
“On numara atış oldu hayatım. Tebrikler!”
“Teşekkürler hayatım. Bana da iyi geldi.”
Arjin Komutan;
“Şu salağı çözün de gidelim. Biraz daha mağaradan çıkmazsak Taypars skorsky ile dalacak buraya. Zaten operasyona dahil etmedim diye kuduruyor. Oyalanmayın.!”
Alparslan ;
“Komutanım girişimiz sessiz oldu, peki çıkış!?”
“Yıkın!” dedi Arjin Komutan ve kimseyi beklemeden en önde çıktı mağaradan. Arkasında dedikoducu timini bırakarak.
Zeko;
“Kumru biz çözelim sen ilk sağlık kontrolünü yap. Hem hasret gidermiş olursun sevgilinle.” deyip göz kırptı.
Kumru huzursuzlandı ve;
“Kapayın çenenizi, Komutan duymasın. Anlarsa bitiririm hepinizi. Timde sevgilisi ya da sevdiği olan kim varsa ifşa ederim. Sonra kendinizi masa başı iş yaparken bulursunuz.!!!”
Özkan;
“Allah korusun, Allah yazdıysa bozsun. Eyy bizleri Yaratan yüce Rabb'im. Evlilik ve aşk düşmanı şu komutanıma genç, güzel, çok konuşan bir kadın nasip et. Hepimiz rahatlayalım. Çok Âmiiinnn.!”
Timde ki herkes hatta günlerdir esir tutulan Selçuk Komutan bile Âmiiinnn dedi en içten ve kalbi duygularla…
Kumru sevgilisi Selçuk’un ilk sağlık kontrolünü yaptı. Bolca su içirdi. Sarıldılar ve arkadaşlarının yardımı ile mağaradan çıktılar. Arjin komutan timini önce Askeri helikoptere ardından askeri üsse eksiksiz ulaştırdı. Yaralı veya can kaybı yok. Keyfi yerinde, sadece Selçuk ve Kumru'ya canı sıkkın. Birazdan konuşup bu konuyu halledecek. Zaman kaybetmeyi sevmez çünkü her an ölümle burun buruna oldukları bir meslekleri var.
Askeri üsse ulaşınca 15 dakika molanın ardından toplanalım diye emir verdi time Arjin komutan. Hepsi kamuflajları çıkarıp, duş alıp toplantı için hazır şekilde beklemeye başladılar. Arjin Komutan odaya girince ayağa kalktı hepsi. ‘Oturun’ diye eliyle işaret verdi komutan ve tim yeniden oturdu.
Selçuk Komutan, bazı derin işkence izleri dışında iyiydi. Sevgilisi Kumru yaralarını sardı. Sütür atılması gereken yerler vardı. Elleri titredi ama başardı. Aklı operasyon sonrası yapılacak toplantıda. Komutanı bu iki aşığı itiraf ettirmek için zorlayacak ama ne kadar zorlarsa zorlasın Kumru kararlı. İtiraf etmeyecek. Bu timden ayrılmayacak. Çünkü yetimliğini, yalnızlığını unuttuğu tek yer bu tim ve silah arkadaşları. Selçuk sevdiği kadının bu durumunu bildiği için sadece ayak uydurmak zorunda. Yapabileceği başka bir şey yok. Sevdiği nerede nasıl mutluysa Selçuk'ta o mutlu olduğu için huzurlu.
Yan yana oturmamaya özen göstererek toplantı masasında iki aşıkta yerini aldı. Arjin Komutan gözlerini kısıp Selçuk'a baktı ve;
“Sen nasıl eğitimli Zırhlı Birlik Komutanısın.!? Tankını nasıl terk edersin!? Üstelik tek tank olduğun halde.!?”
“Hayalet burnumun dibindeydi. Kaçırmak istemedim ama yine de kurtuldu. Onu yakalayayım bitsin aranızda ki şu çılgın hasretlik derken Behram'ın tuzağına düştüm.”
“Sizi Hayalet konusunda uyardım! Asla bu meseleye karışmayın dedim. Onun nasıl bir psikopat olduğunu saatlerce ders anlatan öğretmenler gibi anlattım size. Hayaletin eline düşmek, işkence dolu yıllar demek dedim. Bunları hiçe sayıp o tanktan indiysen sonucunada katlanacaksın! Raporumu emre itaatsizlik diye tutacağım.”
“Emre itaatsizliğin kitabını yazan sensin. O mağaraya beni almak için girdiğinizde telsizler açık mıydı? Doğruyu söyleyin.!”
Minik;
“Her zamanki gibi kapalıydı.”
Zeko;
“Timin sırlarını ortaya dökemezsin Minik. Kendine gel.”
“İyi de bu ulaşılamayacak bir bilgi değil ki. Teknik takip yapılsa o zaman diliminde telsizlerin kapalı veya telsiz hattının çekmediği anlaşılır. Sır değil, ayrıca ilk defa yaptığımız bir şey de değil.!”
Selçuk Komutan;
“Karargahtan geri dön emri gelirse diye kapattınız o telsizleri. Kalabalık grup olsaydı ve telsiz açık olsaydı emre itaatsizlik yapmamak için kapattınız telsizleri. Sonuçta duymadığınız herhangi bir emri çiğnemiş sayılmazsınız. Raporu Zaruri Çıkış diye tutacaksın. Bende üstlerime aynı şekilde bilgi vereceğim.”
Derin bir nefes alıp verdi Arjin Komutan…
“İlk olduğu ve Hayaletin peşine takıldığın için kabul ediyorum. İkinci defa aynısı olursa affetmem. Operasyona da ben katılmam. Kalırsın mağara köşesinde, elin kolun bağlı.”
“TSK arkada adam bırakmaz. Düşersin en hızlı şekilde peşime. Ayrıca yine esir düşersem diye vasiyet bıraktım kendi Timime. Beni Çift Kartal Timi'ne emanet edin dedim. Mecbur sen çekeceksin operasyonu. Ayrıca sen bana dayanamazsın, kıyamazsın.”
“Ciğerini bile sii… Severim! Konuşturma beni Kumru'nun yanında. Kumru demişken, Kumru istifanı yaz, timden gidiyorsun. En geç yarın o dilekçe masamda olsun. Sevgilinle evlen bizi bu yavşaktan kurtar. İki de bir dağ bayır enişte aratma bize.!” deyip hızlıca ayağa kalktı.
Bu saatten sonra kimse tek kelime edemez. Kumru için araya giren olursa Timden o da gider. İyi biliyorlar. Üzgünler ama kimsenin elinden bir şey gelmez.
Toplantı odasının kapısını açıp tam çıkmak üzereyken sol omzunun üzerinden yan bakış attı Arjin Komutan ve;
“Yarın şafakta, yeni göreve gidiyoruz. Hakkari Çukurca… Sonrasında 3 aylık mecburi izin başlıyor ancak Albay Ateş Bakırhan aradı. İzin için bize bir sürprizi varmış. Çukurca dönüşü Ankara’daki özel üsse yani Ateş Hattı'na geçiyoruz. Kimse şehirdeyiz diye salmayacak kendini. Disiplinsiz hareket edenin askerliğini yakarım!” deyip öylece çıkıp gitti odadan…
Zeko;
“Allah'ım Kumru gitmeden bu adamın aşık olmasını sağla… Âmiiinnn…”
Kumru;
“Çukurca'ya bende geliyorum.!”
Minik;
“Yapma Kumru, dediği gibi istifa edersen başka Özel Kuvvetler timinde devam edebilirsin. Ama aklındakini yaparsan askerlik hayatın biter.”
“Taypars Komutan Deniz'le çıkıyor, Alparslan Komutan Irmak'la. Ayrıca hepinizin gönlünde birileri var diye hissediyorum. Kim açık verdi benim durumumu.? Neden ilk kurban ben oldum.? Ya bana destek olursunuz ya da hepinizi yakarım.!”
Taypars Komutan;
“Ne istiyorsun Kumru? Ne yapabilirsin ki?”
“Sana görev uçuşu için emir getireceğim. Sen sadece emre uyacaksın. Gerisi bende.!”
Selçuk Komutan;
“Kumru hırslandın sen. Bak yanlış bir şey yapma! Bu defa seni Arjin'in elinden değil ben Albay Ateş Bakırhan bile alamaz. Sakin ol lütfen.”
Kumru ayağa kalkıp bordo beresini başına düzgün bir şekilde geçirdi ve;
“Ben askerim! Kanunsuz iş yapmam. Merak etmeyin her şey kuralına göre olacak. Kimsenin başı ağrımayacak. Arjin Komutan dışında. Şu adam tez zamanda aşık olsada saçma sapan kuralını kaldırsa. Hepimiz rahat edeceğiz.!” deyip toplantı salonundan çıktı.
Aklındaki plan kural kanun dışı değil. Albay Ateş Bakırhan babacan tavırlı bir Albaydı daima askerlere karşı. Özellikle kadın askerlere karşı. Kumru'yu kırmayacak ve Kumru bu durumu fırsata çevirecek. Çukurca ve yıllardır peşinde dağ dağ gezdikleri Hayalet lakaplı Ermeni asıllı olan terörist için harika planları bulunuyor.
Kadın zekası ve altıncı hissi denilen bir gerçek var. Askeri eğitimle birleşince on tane erkek askere bedel bir güç çıkıyor ortaya. Ne pahasına olursa olsun Çift Kartal Timinden asla çıkmayacak Kumru. Çünkü her birini ailesi yerine koydu. Arjin Komutan bazen baba merhameti ile muamele ederdi. Bazen abi gibi kıskanırdı. Timde ki diğer erkeklerde aynı şekilde. Mesela, Fırtına lakaplı SAT Komandosu Rüzgar Tekin… Nasıl olduğunu henüz çözemedi Kumru ancak, ne zaman regl olsa dağ başında bir çadırda bile olsalar sıcak su torbası hazırlar getirir. Bu bir aile olduklarına verilebilecek en basit örnek. Konservelerini paylaşmaları, kalan suyu yudum yudum aynı mataradan tiksinmeden içmeleri… Daha bunun gibi sayısız örnekler var.
Kendi oluşturdukları bu aileden sırf aşık olduğu için tek bir emirle öylece çıkıp gitmeyecek Kumru…
Ne aşkından ne de Timinden vazgeçmeye asla niyeti yok!