21. Bölüm – Ayrılık ve Sorumluluk Karakolun ağır kapısı kapanırken koridorda sessiz bir gerginlik vardı. Bejna, ellerini önünde kenetlemiş, başını öne eğmişti. Ertuğrul yanına yürüdü, adımlarındaki sertlik onun öfkesini saklayamadığını belli ediyordu. Yine de sesi yumuşaktı: “Gel,” dedi, başıyla odasının kapısını işaret ederek. İkisi de ağır bir sessizlik içinde içeri girdiler. Kapı kapandığında dışarıdaki uğultu kesildi, odada sadece Ertuğrul’un nefes alışları ve Bejna’nın çarpan kalbi duyuluyordu. Ertuğrul, masaya yaslanıp ellerini çaprazladı. Gözlerinde savaş meydanında bile eksik olmayan o kararlı bakış vardı, ama bu kez içinde başka bir şey daha gizleniyordu kolay: endişe. “İki saatimiz var,” dedi tok bir sesle. “Sonra ben İstanbul’a doğru yola çıkacağım. MİT sorguyu devralmış. O

