1. Bölüm ( Kayıp )
Parkta kahve içerek bilgisayarda işlerimi hallederek oturuyordum. Öfledim. Bilgisayarı kapatıp boynumu ovdum. Boynum ağrımıştı. Kenardaki işletmeye gözüm takıldı. Acıkmıştım ama yiyecekleri güzel durmuyordu. İşletmenin arkasındaki ormana gözüm kaydı. Bir süre oraya baktıktan sonra içim ürperdi.
Hızlıca önüme döndüm. Hava karardığı için çok kişi yoktu. Etrafta 3 - 4 kişi gözüküyordu.
Elimi telefonuma atıp saate baktım. 10'a geliyordu. Ömer'i aradım. " Efendim birtanem? " dedi Ömer.
Bu dediği ile gülümsedim. " İşim bitti hayatım. Kızlarda 2 saat kadar önce gitti. Bana şöförü yollar mısın? " diye sordum.
Ömer'in kaşlarını çattığını hissettim. " Arabana ne oldu? " diye sordu.
Bu sorusuyla gülümsedim. " Ceyda istedi. Acil bir işi çıktı da. Araba bekleyecek zamanı olmadığı için verdim bende. " dedim.
Ömer beni onayladı. " Tamam bebeğim. Gönderiyorum ben. " dediğinde onayladım ve vedalaşıp telefonu kapattım. İşi vardı zaten. Yoğun olduğu arkada ona seslenen kişilerden anlaşılıyordu.
Bir süre telefonumla ilgilenirken arkamdan duyduğum ayakta sesiyle kaşlarım çatıldı. Hızla arkamı dönerken maskeli birinin boynuma bir şey batırışını hissettim. Gözlerim kocaman açılırken inledim ve elimi boynuma attım.
Adam elini çektiğinde elinde gördüğüm şırınga ile duraksadım. Maskeli adam bulanıklaşırken gözlerim karardı. Bedenim yer doğru düşerken birisinin bedenimi kucakladığını hissettim.
Gözlerimi hiç tanımadığım bir odada açarken kaşlarım çatıldı. Gözüm direkt odada gezinirken saate takıldı. Gece yarısı olmuştu neredeyse. Saat 1'di.
Etrafımda çantamı aradım. Tek gördüğüm yanımda yatan kızdı. 25 - 26 yaşlarında duruyordu. Yaşıtımdı muhtemelen.
Yattığım yerden kalkıp kızın yanına gittim. Hafifçe kolunu dürtüp " İyi misin? " diye mırıldandım. Tepki vermediğinde sarsmaya hafifçe devam ettim. " Pişt. Uyan. " diye mırıldandım.
Hâla yerinden kıpırdamadınız gördüğümde parmaklarımı bileğine götürdüm. Nabzına bakarken hissettiğim şey ile derin bir nefes aldım. Son istediğim şey bir ölüyle aynı odada kalmaktı. Ayrıca ne olursa olsun onun ölmesini istemezdim. Tanımasamda bu böyleydi.
Yatağa gidip oturmadan önce odada dolandım. Kendimi savunmak için bir şeyler aradım. Bulamamam ile öfleyecek yerime oturdum.
Sırtımı yatağın yaslandığı duvara dayayıp bacaklarımı kendime çektim. Bacaklarımı kendime çekerken kollarımı bacaklarıma doladım. Eminimki Ömer beni bulurdu. Ömer'e de babama da güvenim tamdı. Beni elbet bulacaklarını biliyordum.
Ömer'den...
Kurban babamın yanıma gelmesi ile ona döndüm. " Yok baba. Hiçbir yerde yok. Telefonu kenara atılmış. Kişisel eşyaları aynı şekilde atılmış. Yok hiçbir yerde. " dedim yüzümü sıvazlarken.
Kurban baba omzumu sıkarken " Sakin ol oğlum. Bulacağız. " dedi. O da sinirden devirdiği belliydi. İlk öğrendiği an anlık sinir krizi geçirmişti ama şimdi ise sakin durup mantıklı davranıyordu. Ama bu sefer ben mantıklı davranamıyordum.
Kurban babanın adamlarından biri onu çağırırken Kurban baba bana bakıp gülümsedi. Sonra adamının yanına ilerledi. Yanıma gelen Mete ile ona döndüm. " Sıkıntı yapma kardeşim. Kız kardeşimi alanları dünyayı dar edip onu geri alacağız. " dediğin sadece onayladım.
Kötü tarafı kimin kaçırdığını da bilemiyorduk. O kadar çok düşmanımız vardı ki hangisi tahmin edemiyorduk.
Kurban babam yanımıza geldiğinde ona döndüm. " Biraz ileride küçük bir işletme varmış. Ona sorabiliriz. Hem kameralarına bakarız. " dediğinde onayladık onu.
İşletmeye doğru ilerlerken etrafı süzüyordum. Belk bir ipucu bulabilirdim.
İşletmeye girip içerdeki kişilerden birini durdurdum. " Buralarda esmer minyon yeşil gözlü bir kadın gördünüz mü? " diye sordum.
Adam beni baştan aşağı süzüp " Görmedim maalesef. " derken onu onayladım
" Patronunuzu çağırabilir misiniz? " dedim.
Adam " Maalesef patron rahatsız edilmek istemiyor. " demesi ile " Kardeşim çağır patronu. Rahatsız edip etmemeye sonra karar veririz. " dedim. Olabildiğince kibar olmaya çalışıyordum. Ama zaten şu an sabrım yokken sabrımı sınıyorlardı.
Adam yeniden " Maalesef. Şimdi çıkarsanız sevinirim. " dediğinde Mete yanıma gelip adamın yakasını tuttu. " Bak kardeşim. Bu arkadaş naif biri. Kolay kolay öfkelenmez ve kaba davranmaz. Ama şu an sabrının son demlerinde. Yeterince sınandı şu an sabrı. Zorlama. " dedikten sonra damı itip " Siktir git patronunu çağır yoksa ben kendim bulucam. " diye bağırdı.
Adam koşturarak arkaya giderken Mete'ye döndüm. " Ne kadar kibarsın. " dedim alayla. Sonra " Belki adamın hiçbir suçu yok. " diye devam ettim
Mete omuz silkip " Şu an tek umursadığım kişi Mehir. O yüzden şu an adam masum olsana beni zorlaması geriyor. Ben gerilirsem karşımdakini gererim Ömer. Bunu en iyi sen bilirsin. " dedi.
Onu onayladım. İçeri Kurban baba girdikten bir süre sonra içerden adam ve arkasından bir kaç kişi geldi. Aralarından biri takım elbise giymişti. Muhtemelen patron oydu.
Patron yanımıza geldiğinde Kurban baba araya girip " Kamera görüntülerine bakıcaz. İzin verirseniz karşılığını alırsınız. " dedi.
Adam gülümseyerek " Efendim bu mümkün değil. Yazılı savcılıktan bir emir ile gelmediğiniz sürece size veremem kamera görüntülerini. " dedi.
Mete'ye doğru eğilip " Bu adam bizi zorlayacak gibi. " dedim.
Mete alayla gülüp " Yok topuzuna sıkmamı istiyor. " dedi. Bununla gülüp " Ben bunu sikerim bilgine. " dedim.
Mehir'den...
Yanımdaki kızın uyanması ile ona döndüm. Tam bir şey diyeceğim zaman içeri giren iki adam ile duraksadım. Adamlar bizi süzdükten sonra pis pis sırıttılar. Yüzündeki kocaman bir ben olan yanındakine dönüp " Bunlarla güzel eğlenilir yalnız İsmet. " dedi.
Yanımdaki kız hıçkırırken elim yavaşça saçıma gitti. Adı İsmet olan diğerine dönüp " Abiler geliyor. Olay çıkartmasın Avni. " dedi.
Avni gülümseyip " Kısa sürer. " diyip bana yöneldiğinde hızla ayaklandım ve saçımdan aldığım tokayı avninin karnına soktum. Avni şokla bana bakarken inlemişti.
Hızla tokayı bir daha çıkarıp saplarken yüzüm buruştu. Avniyi itip kapıya doğru adımladım. Çantamda işe yarar bir şeyler bulabilirdim. Çantamı bulmalıydım.
Önüme çıkan İsmet ile aynı şekilde ona da sapladım bir tane. Hızlıca onu da itip içeri koştum. İlk bulduğum odaya girerken buranın mutfak olduğunu fark ettim. Gözlerim etrafta dolanırken gördüğüm pompalı tüfek ve tabanca ile gülümsedim.
Anlık duraksamamdan sonra arkamdan gelen ayak sesleri ile gülümsememi silip bana en yakın olan pompalı tüfeğe atladım. Aynı zamanda arkamdan biri de benimle birlikte uzandı.
Arkamdakine dirsek atıp pompalı tüfeği alarak geriledim birkaç adım. İsmet ellerini kaldırarak bana bakıyordu. " Sakin olur ver onu bana. " diyip üstüme anladığında korku ile titredim. Hızla tüfekle İsmet'e ateş ettim.
Çıkan ses ile irkilirsen bir kaç adım geriledim. İsmet ise bana aynı şekilde şok ile bakıyordu. Gözlerim anlından gözlerine doğru süzülen kana değince gözüm doldu. Birini öldürmüştüm. Ben birini öldürmüştüm.
İsmet yere yığılırken gözlerimden onunla birlikte bir damla yaş aktı. İçerden gelen boğuşma sesiyle hızla pompalı tüfeği bırakıp tabancaya uzandım. Emniyetini açarken dikkatli ve sağlam adımlarla odaya ilerledim. Titrememi durdurmak için uğraştım. Silah kullanmayı biliyordum. Ve bir el titremesinin hayata mâl olabileceğini defalarca anlatmıştı abim.
Elimin titremesi yavaşça dururken soğukkanlılığım arttı. Şoktan yavaş yavaş çıkıyordum ve bu iyiye işaretti. Odaya girdiğimde kız ile boğuşan Avni ile hızla kafasına nişan aldım. Tetiği çektiğimde kızın yüzüne sıçrayan kan ile aynanda ir çığlık duyulmuştu. Kız olduğu yerde titrerken hızla onu elinden tutup kapıya doğru sürükledim.
" Bana bak. Kimsin? Kimlerdensin bilmiyorum ama çıkmalıyız. Adamlar birilerinin geleceğinden bahsetmişti. " dedim. O sırada kapının açılması ile karşımda gördüğüm kişileri inceleyemedim başka bir odaya girdim. Hızla oradaki cama ilerleyip açtım. Camdan dışarı çıkarken kıza da " Gel! " dedim.
Ama arkamı dönüp kıza baktığımda kızı tutan kadın ve arkasındaki adamlar ile hızlıca ormanın için Erdoğdu koşmaya başladım.
Ormanın içinde takandan gelen adam sesleri ile kaçarken pompalı tüfeğin sesini duydum. " Bunlar beni keklik gibi avlayacak. " derken ağlayacak gibiydim.
Ömer'den...
Adının Salih olduğunu öğrendiğim patronu yakasından tutup masaya yatırdım. Belimden çıkardığım silahı kafasına dayarken " NEREDE LAN BENİM NİŞANLIM? NİŞANLIM KAYIP LAN BENİM. KES SESİNİ VE BANA KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİ VER. YOKSA YEMİN EDERİM ÖLDÜRÜRÜM SENİ. " diye bağırdım öfkeyle.
Arkada aynı şekilde adamlara silah çekmiş Metelerin sesini duyuyordum. Ama gözüm sadece önümdeki adamdaydı.
Adamın titreyerek " Ye-yemin ediyorum bilmiyo-yorum. " dedi.
Bu dediği ile kafasına silahın namlusunu bastırdım. Aynı zamanda" YEMİN ETME LAN. " diye bağırdı Mete arkamdan.
Arkamdan bir adamın " Kızı Salih'in ortağı aldı. Kadın ticareti yapıyorlar. " diyen ses ile hızla arkamı döndüm.
Mete'nin elindeki adam konuşmuştu. Hızla Salih'in kafasına sıkarak Mete'nin elindeki adama ilerledim.
Tam Mete bağırıp daha fazla bilgi isteyeceği zaman işletmeye giren kişi ve " Yardım edin. " diyen ses ile duraksadım.
• İlk bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?
• Sizce içeri giren kim?
• Şimdiden en gönlünüzü çelen kişi kim? ( Şahsen ben Ömer ve Mete'ye düştüm ilk bölümden. Tabi briaz diğer bölümler aklımda canlandığı için. )