Buğlem Yaren Kara'dan
Gelecek demiştim”
yazısı vardı . Her yıl ona ait fotoğraf elime ulaştığında arkasında ;
" Çok yakında gelecek" yazardı ama busene yazılan cümle o kişinin dediğini doğruluyordu. Sanki evren tekrar karşılaşmamız için sinyaller yolluyordu kafam daha çok karmakarışık bir durumdaydı . Fotoğrafı alıp çalışma odama yöneldim .
Fotoğrafı diğer fotoğrafların olduğu çekmecede koyup kilitledim . Masa oturup ellerimi saçlarımın içinde geçirip
“off neden şimdi neden bugün olmak zorundaydı neden. " diye mırıldandım.
Yıllar sonra neden kalbim neden bu kadar ağrıyordu.
Derin bir nefes aldım tekrar bugün bu kadar aksiyon bünyeye zarardı . çalışma odamdan çıktım odama yürürken kedimde beni takip ediyordu . Odama geldiğimde üstümü çıkarıp hızlıca kirli sepetine koyup duşa girdim . Duştan sonra yatağıma yatmaya hazırdım . Hızlıca soğuk olan yatağımın içine girdim. Vücudum irkilse de iyi hissettirmişti. Kafamda dönen soruları bir köşeye bırakarak gözlerimi yeni bir gün için kapadım .
❄️❄️❄️
Gün yeni bir gündü . sabah erken kalmıştım kafamda dönen sorular beni rahat bırakmamıştı kliniğe bu yüzden erken gitmiş ve orada kahvaltı etmiştim . Sekreterim bugün gelecek olan danışanları söylemiş ona göre odamı havalandırmış ve temizlettirmiştim .
Bilgisayarımdan gelen e' postlarımı kontrol etmeye başlarken Can Karaman'ın tekrar bir e-posta gönderdiğini gördüm. Maili hızlıca açtım. Bugün Türkiye’ye döndüklerini ve cep telefon numarasını eklemişti.
Numarasını hemen kaydedip mesaj attım .
Kime: Can Karaman
Merhaba Can ben Buğlem Yaren Kara bu benim numaram sizinle tanışmayı iple çekiyorum.
Yeni insanlar yeni arkadaşlıklardı tabi ben onun getirdiği kişi ile tekrardan yüzleşeceğimi bilmeyerek kaderime yürüyordum…
Herhalde bir önceki e-postada yazmayı unutmuştu numarasını diye düşündüm . Gerçi bende sormamış ya da istememiştim . Bende böyleyim işte sormam ya da düşmem peşine eski ben olsa böyle şeyler bir an evvel hızlıca elde etmek için hızlı olurdu şimdi tam tersiydi bu . Çalışma odamdaki telefon çalınca açtım .
"Buğlem Hanım odanıza Murat ve Pelin çifti geliyor bilginiz olsun" diyerek telefonu kapadı .
Ardından kapı çaldı ve içeri Murat ve pelin çifti girdi. Ayağa kalkarak
"Hoş geldiniz"
"Hoş bulduk Buğlem Hanım" dediler onları
oturacakları yere yönlendirdim bende onların karşısına geçtim. Seansımız böylece başlamış oldu . . .
Murat ve pelin çiftini uğurladıktan hemen sonra Ali ve Meltem çifti ile seansıma başladım böylece iki çift aldıktan sonra aşağıya indim.
Pınar yanıma gelerek
“Buğlem Hanım bahçede birkaç öğrenci var onlar sizinle görüşmek istiyorlar" dedi.
Bahçeye doğru yürüdüm. 2 kız 2 erkekten oluşan guruba yaklaştım ve ;
"Benimle görüşmek istiyor muşsunuz" dediğimde,
Çocuklar kafalarını bana çevirip ayağa kalktılar. Yüzüme bir gülümse yerleştirip bir sandalye çekip oturum çocuklarda tekrar oturdular . Benimle neden görüşeceklerdi acaba düşünmeden edemedim.
Sağımda duran kız ;
"Buğlem hocam . Bizi üniversiteden bir hocamız sizi önerdi" dedi ve sustu .
Aklımdan biri geçiyordu umarım sen değilsin diyerek sövdüm yüzümdeki gülümseme ile hala bakıyordum ben hala ona bakıyordum
Kız daha fazla dayanamayarak konuştu.
" Direk konuya girmek istiyorum hocam . Sosyal sorumluluk projemiz var . Konu davranış bizde grup üyeleri olarak davranışlarımızı etkileyen duygular üzerine sizden bir konferans istiyoruz ." deyip tekrar sustu.
Yüzümde oluşan kocaman gülümseme ile tabi bu yalandan bir gülümseme ve tahmin ettiğim kişiydi bu öğrencilere olan zaafımı biliyordu .
" Konuyu detaylı olarak bana e-posta olarak atarsan çok daha iyi olur . size öyle yardımcı olabilirim Ya da dur” deyip ayağa kalktım.
Bir yandan saatimi kontrol ederken Pınar’ın yanına yürüdüm. Pınar beni görünce ayağa kalktı
"Buğlem Hanım , bir şey mi istemiştiniz ” dedi .
Elimi sağlarıma götürüp kaşıdım ve ;
“ Ah yok, saat 17 : 00’dedi bugün başka hasta yok değil mi ? ” dediğimde ajandasını kontrol edip
“ Hayır Buğlem Hanım. Fakat bir sorum olacak” dedi
“ Tabi sor ? ” dedim bende
“ Can Bey ’ in programını ne zaman gönderirsiniz bana, birde Münevver abla Can Bey ’ in odasını ona göre hazır duruma getirecek ” dedi .
“Ah , ben onu tamamen unuttum . Can Bey Bu hafta Türkiye ’ ye dönüyor, şu an bende bilmiyorum açıkçası ne zaman klinikte işe başlayacağını” dedim
ve devam ettim “ ben bugün Canla konuşup sana mail olarak gönderirim çalışma programını” dedim
Gülümsedim akamı dönerek
“ Çıkabilirsiniz Pınar ” deyip yanından ayrıldım.
Bahçe kapısına bedenimi yaslayıp çocuklara baktım yüzümde oluşan kırık bir tebessümle ; bir zamanalar benim de öğrenci olduğum zamanlar gözümün önünden akıp gitti .
Ne güzel bir arkadaşlığımız vardı gülerdik eğlenirdik hiçbir şey umurumuzda değildi hayat bize toz pembeydi o zamanlar
Ben öyle dalmış çocukları izlerken içlerinden biri;
“ Hocam daldınız”
Kendi aralarında kıkırdamaya başladılar bende kendime gelip benim yüzümde oluşan yarım tebessümü daha da büyüterek
“ Acıkmadınız mı” dedim dan diye
Çocuklar hayır diye kafalarını salladılar bana. Geçmişi hatta bizim arkadaşlığımızı hatırlatan bu arkadaşlara yemek ısmarlamak istiyordum içimden öyle geliyordu .
"Kalkın sizi bir arkadaşımın kafesine götürüyorum” deyip kapıya yöneldim
“Hocam hiç gerek yok” dedi biri geldiklerinden beri isimlerini sormadığım öğrencilere baktım ve
“isimleriniz nedir” dedim.
Üstünde deri ceketi olan çocuk
“Ben Emre” dedi. Yanında duran kızın elini tutuyordu gözleri parlıyordu o ise
“Ben Aylin” dedi .
Diğer kız öğrenci ise par paça pantolon siyah boğazlı kazağı ve siyah kaban giyiyordu .
“Derin ben de”
Emre gibi siyah deri ceket giymiş olan diğer öğrenci ise
“Demir” dedi
Soğuk bir ses tonu ile bu ses tonu bana geçmişte hatırlamamam gereken birini hatırlatıyordu .
“e hadi gidelim o halde, hayır lafını kabul etmiyorum, ayrıca dediğiniz konu ile uzun uzun konuşmamız lazım” deyip bahçeden çıktım.
❄️❄️❄️
Selen’in kafesine giriş yaptığımızda beni her zamanki gibi kapıda karşılayan can dostuma sarılıp öğrencileri gösterdim
“Bunlar taze kan, ona göre” deyip göz kırptım.
Çocukları üst kata çıkartıp cam kenarı olan bir masaya geçtik. Selen ve yanındaki garsonla birlikte yemek getirmiş beni öğrencilerle baş başa bırakmıştı. Yemekleri sessizce yemiş daha sonra ise kahveleri istemiştim . Ben başa oturmuş ve ellerimi birbirine geçirerek
“Hadi konuyu anlatın” dedim sabırsızca.
Derin söze girerek ;
“Hocam konu duygu , Alin hocam sizi önerdi” dediğinde kaşlarımı çattım. Sonra kaşlarımı düzetip. Kendi kendime ' bunu ondan başka kimse yapamazdı ' zaten deyip sustu iç sesim .
“Alin Hoca , bizim sosyal sorumluluk proje koordinatörümüz .
Dönem başında fakülte tarafından bir konu belirlendi , konu da duygular” dedi
Daha sonra Demir devam etti ;
“Hocam bizde düşündük taşındık Alin Hocamıza gittik oda ‘ bu konu için seminer düzenleye birisiniz ’ dedi, daha sonra biz kendi bölüm hocalarımız ile konuştuk ama kabul eden olmadı yine Alin hocamızın yanına gittiğimizde ise sizi önerdi .” Dedi .
Sakince dinledikten sonra
“Bildiğim kadarıyla Alin Hocanız sadece sosyoloji öğrencilerine ders veriyor ” dediğimde
Emre söze girip :
“Hocam çap yaptığımız için sosyal sorumluluk dersi projesini iki bölüm için birleştirdik konumuzun ana konusu ' Duygularımızın sosyal ve psikolojik olarak etkisi ' öğrendiğimiz kadarıyla sizde sosyoloji alanında çap yapmışsınız o yüzden Alin Hocam sizi önerdi ” dedi . . .
Bazı insanlar sizi olmanız yere götürmek için aracıdır bazen bu en yakın arkadaşınız bazen de düşmanınızdır . . .