Yüzükler Takılıyor

2069 Words
Ferdi' yi karşımda gördüğüm anda kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Gözgöze geldik, kapkara gözlerinin içinde dalıp gitmiştim bir an. Gözleri o kadar parlaktı ki içinde kendimi görebiliyordum. O güzel gözler bir ömür bana böyle bakmalıydı. Aşkla, sevgiyle ve güvenle. Merve' nin beni dürtmesiyle kendime geldim. Bütün büyüyü bozmuştu. Gülümseyerek Ferdi' nin elindeki çiçekleri alıp ; -" Hoşgeldin " dedim. O da Utanıyordu. Kapının önünde bir yığın insan ona bakıyordu sonuçta. Gözlerini gözlerimden çekip, başını yere eğdi ve ; -" Hoşbuldum" dedi ve ayakkabılarını çıkarıp içeriye girdi. Üzerindeki lacivert takım elbise ona çok yakışmıştı. Beyaz gömleği ve yine lacivert kravatı ile tam bir damat olmuştu. Başını eğerek odaya girdi. Onu da stresli dakikalar bekliyordu. Merve ile beraber mutfağa girdik. Kahve yapılması gerekiyordu. Yengem de yanımıza gelerek bize yardım etti. İlk hazırladığımız kahveleri erkek misafirlerimize ikram ettik. Servis için odaya girdiğimde kayinpederim olduğu için önce Kadir Bey ' e kahve ikramında bulundum. Kadir Bey; -" Ellerine sağlık kızım " dedi. -" Afiyet olsun Efendim " diyerek servisi tamamlayıp odadan çıktım. İkinci sefere hazırladığımız kahveleri de bayan misafirlerimize ikram ettik. Yine aynı şekilde kayınvalidem olan Semra anneden başlamıştım kahve ikramına. Semra annem yine gözlerini benden alamıyor. Gülümseyerek bana bakıyordu. Kahvesini Semra anneme sunduktan sonra ; -" Ellerine sağlık güzel kızım, maşallah " dedi. Gülümsedim ve gözlerimi yavaşça kapatıp açarak ; -" Afiyet olsun Semra anne , teşekkürler" dedim. Ben yanlarından ayrılırken Semra annemin yanındaki misafir bayan Semra anneme ; -" Nerden buldunuz bu güzel kızı, çokta hanım maşallah " diye fısıldadığını duydum. Mutfağa dönüp Ferdi' nin damat kahvesini hazırlamaya başladım. Merve beni çimdikleyerek ; -" Tuz da atacak mısın kız.? " diye sordu. Kıkırdayarak ; -" Evet , katacağım tabiki hatta baharat bile katmayı düşünüyorum." dedim. O sırada odaya giren annem konuşmalarımızı duymuş. Kaşlarını çatarak; -" Abartmayın kızlar .! Adettendir, bir çimdik tuz yeter." diye. Bizi uyardı. Dudağımı ısırarak; -" Tamam anneciğim haklısın " diyebildim. Annem odadan çıktıktan sonra Merve gülerek; -" Yengem ne derse o Zühre " dedi. Merve' yi başımı sallayarak onayladım. Ferdi' nin kahvesini hazırlamıştım. Ferdi' ye özel aldığım damat figürlü, damat fincanına tuz katıp cezvedeki kahveyi üzerine döktüm. Heyecandan elim ayağıma dolaşmıştı. Kahveyi sadece fincana değil, fincanın altlığına da dönmüştüm. Merve hemen bir peçete ile yardıma yetişti. Dökülen kahve lekelerini temizledikten sonra derin bir nefes aldım. Tepsiyi heyecanla elime aldım. Heyecandan titreyerek , yavaş adımlarla odaya doğru yürüyordum. Kahveleri dökmemek için gözümü kahve fincanından ayıramıyordum. Ben titredikçe fincan sallanıyor. Fincan sallandıkça ben daha çok titriyordum. Sonunda misafir odasının kapısına varmıştım. Üstelik kahve de dökülmemişti. Kapıda bir saniye kadar durup, Ferdi ile kapı arasındaki mesafeyi hesapladım. Yaklaşık beş adımdı. Ferdi' yi görünce heyecanım ikiye katlanmış olsa da kahveleri sağlam götürmeliydim. Derin bir nefes alıp yutkundum. Yavaş adımlarla Ferdi' nin yanına gelip , sehpanın üzerine itina ile kahvesini ve çikolatasını bıraktım. Kafasını kaldırarak , yüzüme baktı ve ; -" Teşekkür ederim." dedi. Cevap vermek istedim. Ama dilim tutulmuşçasına sesim çıkmadı. Gülümseyip başımı salladım. Ve odadan çıktım. Kapıdan çıktığımda Merve bu anları ölümsüzleştirmek için kameraya alıyordu. Bende Merve' nin arkasında gizlenip konuşulanları dinliyordum. Benim odadan çıkmamın ardından Kadir Bey söze girmişti. -" Kahveler içildiğine göre gelelim sebebi ziyaretimize " dedi. Babam onaylar şekilde başını salladı. Kadir Bey; -" Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızımız Zühre' yi oğlumuz Ferdi' ye istiyoruz." dedi. O an ayaklarımı hissetmiyordum. Babam şöyle bir Ferdi' ye bakıp Kadir Bey' e döndü ve ; -" Her iki aile için de hayırlı olsun. " dedi . Ferdi yerinden kalkıp Kadir Bey' in ve babamın elini öptü. Merve bağırarak ; -" Verdi, verdi " dedi ve bana sarıldı. Hemen annemin yanına gittim. Babam Merve' ye ; -" Zühre' yi çağır kızım, yüzükler takılacak" dedi. Merve yanımıza gelerek ; -" Yüzükler takılacak" dedi . O an heyecandan tırnaklarımı yemeye başlamıştım ki annem elimi ağzımdan çekip ; -" Hiç zamanı değil." diye uyardı. Hep beraber kalkıp misafir odasına gittik. Ferdi' nin yanına geçtim. Benim yanıma annem , Ferdi' nin yanına da Semra annem geçmişti. Semra annem çantasından yüzükleri çıkartıp Kadir Bey' e verdi. Kırmızı bir kurdaleye bağlı iki alyans... Kadir Bey eline aldığı yüzüklerimizi dua okuyarak önce benim parmağıma ardından da Ferdi' nin parmağına geçirdi. Ferdi' nin de benim gibi heyecandan eli titriyordu. Heyacanımıza ortak olan Kadir Bey; -" Ömür boyu aynı heyacanınızın sürmesini dilerim gençler " diyerek kurdaleyi kesti. O an herkes alkışlamaya başlamıştı. Kalbim çarpıyordu , mutluluktan gözlerim de dolmuştu. Semra annem yanıma gelerek bana sarıldı ve elindeki kutudan çıkarttığı altın kolyeyi bana hediye etti.. -" Annemden yadigâr bu kolye kızım. Eğer bir gün gelinim olursa ona takacağım diye söz vermiştim." dedi... Annesi vefat ettiği için Semra anne de duygulanmış , gözleri dolmuştu. Elini öpüp sarıldım ve ; -" Bu benim için çok ama çok anlamlı ve değerli bir hediye. Çok teşekkür ederim. " dedim.. Kadir Bey' de tebrik edip hediye almış olduğu altın bilekliği takarak ; -" Tebrik ediyorum evlatlarım." dedi. Ellerini öperek; -" Teşekkürler efendim " dedim. O sırada Semra annem Ferdi ile konuşuyordu. -" Sakın gelinimi üzdüğünü duymayayım " diyordu. Bu sözleri yüzümde tebessüm oluşmuştu. Ferdi de gülümseyerek ; -" Merak etme anneciğim o benim için çok kıymetli " dedi. Ferdi' nin gözlerinin içine bakarak gülümsedim. O sırada tebrik etmek için gelen annem beni dürttü ve o an kendimi toparladım.. Annemin elini öptüm ve sarıldık. Annem de kızını vermenin stresini yaşıyordu. Sarıldığımda onun da titrediğini hissetmiştim. Bir an omzunda ağladığını fark ettim. Yüzünü omzumdan çekerek, suratına baktım. Gerçekten de ağlıyordu. Üzgün ses tonuyla; -" Annneee!!! Yapma lütfen " dedim. Bu cümle ağzımdan dökülürken benimde sesim titriyordu. Yengem gelerek anneme sarıldı ve yanımızdan götürdü.. karşımızda duran koltuğa oturdu, bizi izliyordu. Babam ve ağabeyim tebrik etmek için geldiğinde, babamın elini öperek sıkı sıkı sarıldım. Babam herşeyi sessizliği ile anlatırdı. Yutkunarak ; -" Hayırlı olsun " dedi ve Ferdi' yi tebrik etmek üzere Ferdi' ye yöneldi. Ferdi de babamın elini öpüp tebriğini kabul etti. Sıra ağabeyime gelmişti. ' Umarım insanların içinde beni sinirlendirecek şeyler söylemez. ' diye düşünürken. Elini yüzüme doğru uzattı ve ; -" Öp " dedi.. Benden sadece iki yaş büyük olmasına rağmen bana elini öptürmek istemişti. Kaşlarımı kaldırıp, derin bir nefes alarak elini öptüm. Ardından bana sarıldı ve ; -" Tebrik ederim kardeşim " dedi. Ferdi' ye yöneldi. O an Ferdi' ye de elini öptürmek isterse diye ödüm kopmuştu. Ferdi ağabeyimden büyüktü çünkü. Hem büyük olmasa da böyle bir durum pek hoş karşılanmazdı. Neyseki korktuğum olmadı. Abim Ferdi' nin elini sıkarak; -" Tebrikler , hayırlı olsun " dedi. Herkesin tebriğini kabul ettikten sonra. Ferdi beni kendine doğru döndürdü ve elindeki kutuyu açıp , içindeki kolyeyi bana taktı. Kolyem yüzüğüm ile aynı semboldeydi. Sonsuzluk sembolü. Ferdi tebessüm ile ; -" Yüzüğün ile Takım olsun istedim " dedi. Kolyemi çok beğenmiştim. Elimle boynumdaki kolyeyi tutarak; -" Çok güzelmiş, ne güzel düşünmüşsün" dedim. Bir anda içeriden dans şarkısı çalmaya başladı. Babam öfke ile kalkıp ; -" Ne şimdi bu.? " diyerek odadan çıktı. Ağabeyim de babamın peşinden giderken öfkeyle ; -" Dans falan olmayacak " diyordu. Dayım ise onları sakinleştirmek için arkalarından gitmişti. Stresten ellerim bir anda terlemişti. Kadir Bey ve Semra annem de ne olduğunu anlamamışlardı. Her zamanki gibi güzel giden bir günümün ardından sorunlar geliyordu. Birkaç dakika sonra dayım gelerek; -" Siz dansınızı edin gençler " dedi . Ferdi yüzünü bana dönüp, gözlerime baktı. Ve ellerini bana doğru uzattı. Elinden tutup salonun ortasına gelerek dans etmeye başladık. Ferdi' nin bir eli elimde , diğer eli ise belimdeydi. Bir an sıkı sıkı sarmıştı belimi. Hemen kendimi geri çekip, hafifçe kaşlarımı kaldırıp onu uyardım. Ailelerimizin yanında olacak iş değildi bu yaptığı. Şimdi aramızdaki mesafe daha uygundu. Ferdi gözlerimin içine bakıyor ,yüzümün tüm hatlarını inceliyordu. Bakışlarını dudağım ile buluşturduğunda gözümün önüne dudaklarıma yapıştığı anlar gelmişti. İlk dansımız tüm heyecanıyla devam ediyordu ki Müziğin kesilmesi ile dansımız son bulmuştu. Ağabeyim odaya girerek ; -" Bu kadar dans yeter " dedi. Ferdi' nin kollarından hemen ayrıldım , Merve yanıma gelerek ,kulağıma fısıldadı; -" Daha fazlasına izin vermediler " dedi.. Şaşırmıştım. Demek Merve ayarlamıştı bu dans işini. Merve ile beraber odadan çıktık. Söz merasimi de bittiğine göre misafirler de yavaş yavaş dağılmaya başlamışlardı. Misafirlerimizi uğurladık. Evde sadece Ferdi ve ailesi kalmıştı. Kadir Bey ; -" Düğünü en yakın zamanda yapmak istiyoruz dünürüm " dedi. Babam ; -" Aceleye gerek yok efendim oğlunuzun okulu hele bir bitsin " dedi. Kadir Bey ; -" Okulun bitmesine 1 ay kaldı efendim biter bitmez özel şirkette işi hazır zaten. Merak etmeyin " dedi. Semra annem ; -"Bu yaza düğün yapalım. Ev ve eşya bakmaya başlayalım bence " dedi. Abim lafa girerek ; -" Ben askerden gelmeden düğün olmaz " dedi. Kadir Bey'in ve Semra annemin yüzü düşmüştü. Babam da ağabeyime onay verdi ve ; -" Mehmet haklı, oğlum askerden gelmeden düğün yapamayız, zaten on beş güne kadar askere gidecek " dedi ve Ferdi' ye dönerek şu sözleri ekledi ; -" Ferdi oğlum sen ne zaman askere gideceksin .? " diye sordu. Ferdi utana sıkıla ; -" Bedelli askerlik yapacağım Efendim" dedi. Babam bu sözlere çok öfkelenmişti. Ani bir çıkışla ; -" Ben askerlik yapmayana kız vermem. Önce askerlik yapılacak, sonra düğün olacak. " dedi. Ferdi ; -" Efendim işim gereği bedelli yapmak durumundayım. Mezun olur olmaz piyasaya adım atıp, kendimi göstermeliyim. Bizim sektörde birkaç aylığına ortadan kaybolmak demek , birkaç senelik iş kaybı demektir." dedi. Kadir Bey de Ferdi' yi destekler nitelikte ; -" Çok doğru, inşaat sektöründe işler böyle ne yazık ki." dedi. Ferdi ; -" İnanın Mustafa Bey bende vatanî görevimi yapmayı çok istiyorum. Ama belirttiğim üzere , piyasadaki bu çalkantılı durumdan dolayı böyle bir karar verdim " dedi . Babam bu diyologlardan sonra sanki biraz daha yumuşamıştı. -" Sorar araştırırız bakalım." dedi. Ağabeyim ise bu konuda tepkisiz kalmıştı. Böyle bir konuya tepki vermemesi beni şaşırtmıştı açıkçası. Kadir Bey ve Semra annem düğün tarihini netleştirmek istiyorlardı anlaşılan. Kadir Bey; -" O zaman yaz başı gibi düğün olur mu .? Kendimizi ayarlayalım " dedi. Babam anneme baktı ve başını sallayarak; -" Hanım ve kızla konuşup haber veririz Kadir Bey " dedi. Kadir Bey ve Semra annem müsaade isteyerek kalktılar. Sarılıp, ellerini öperek yolcu ettim. Ferdi' yi ise sadece bakışlarım ile yolcu etmiştim. Misafirlerimiz gider gitmez babam beni odaya çekerek önce çalan şans müziğinin hesabını sordu. Benim ayarladığımı düşünüyordu. Öfkeden suratı bir çamaşır ipi gibi gergin gözüküyordu. Derin bir nefes vererek o suçlayıcı cümleyi kurdu ; -" Bu dans zımbırtısını sen ayarladın değil mi .?" diye sordu. Stresten dudaklarımı ısırıyordum. Herşey de beni suçlamalarından bıkmıştım artık. Yutkunarak ; -" Ben değil Merve ayarlamış. Benim de haberim yoktu. " dedim. Cümlem bittiğinde ağzımdan kan tadı seziyordum. Dudağımı kanatmış olmalıydım. Annem babama uyarıda bulunup ; -" Üzerine gitme. Onunda haberinin olmadığı müzik çaldığı andaki şaşkınlığından belliydi zaten." dedi. Merve' nin işgüzarlığından başka birşey değildi olanlar. Annem gözüyle kapıyı işaret etti ve ; -" Sen çık " dedi. Hemen odama giderek üzerimdeki elbiseyi çıkarttım. Aynanın karşısına geçerek günün bende bıraktığı izleri inceledim. Gözlerim de bir buğu, çehremde bir soğukluk vardı. Dudaklarım gergin, kuru ve çatlak, yanaklarım ise heyacan, stres ve utançtan dolayı al al gözüküyordu. Ellerim ile kanayan dudaklarıma dokundum. O an kendimi Ferdi' nin yanında hissettim. Dudaklarımın Ferdi' nin dudakları ile buluşması... O eşsiz anlar. Parmaklarımı dudaklarımdan boynuma doğru gezdirdim. Parmağımın tenime her dokunmasında adeta o anları tekrar tekrar yaşıyordum. Zihnimdeki bu hatıralara geri dönmek her zaman yaşadığım stresi unutturuyordu bana. Ferdi' nin hediye ettiği kolyeyi elime alıp uzunca inceledim. Sonsuzluk sembolü. Hem yüzüğümde , hemde kolyemde bulunuyordu. Tabi asıl sonsuzluk bizim kalbimizde var olan sevgiydi. Hiç bitmeyecek, gündem güne artacak olan bu sevgiyi işaret ediyordu bu sembol. Aşkımızın sembolüydü. Ferdi' nin hediyesinin yanısıra , beni çok mutlu eden bir diğer şey de ; Semra annemin annesinden yadigar olan kolyesini bana takmasıydı. Çok değerli bu hediyeyi ölene kadar saklayacak , bende aile geleneği olarak kızıma - gelinime hediye edecektim. Zaman ne kadar da çabuk geçiyor, daha dün ben çocuk sayılırken , şimdi evleneceğim ve benimde çocuklarım olacak. Yine aklıma duyduğum o korkulu haber gelmişti : Vajinismus.! Ferdi ile yaşadığımız bunca yakınlaşmadan sonra hâlâ daha ilişkiden korkuyordum. Düğünü de yakın zamanda yapmak istiyorlardı. Aslında bende biran önce evlenmek ve ailemin üzerimde kurduğu bu baskıdan kurtulmak istiyordum. Aynanın karşısında kendimi gelinlik ile hayale daldım. Gelinliğimi balık model ,dantel detaylı ve boncuk işlemeli hayal ediyordum. Vücudumu saran gelinliğimin upuzun kuyruğu olacak. Saçlarım gelin topuzu olup, saçıma takılacak olan gelin duvağımda gelinliğin kuyruğuna eşlik edecekti. Ferdi' nin koluna girip salına salına düğün salonuna girerek şarkımız eşliğinde dans edecektik. Bugünkü gibi beni belimden kavrayacak, kendine doğru çekecek ve gözlerimin içine bakarak dans edecektik. O kadar yakın olacaktık ki birbirimizin aldığı nefesi hissedecek, kalp ritmini duyacaktık.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD