Sabah olmuştu ve ben Yiğit’in huzurlu kokusuyla uyanmıştım. Gece kabuslarla boğuşsam da, Yiğit’in varlığı benim için çok güzeldi. Gece boyu saçımı okşadığını hissettim; beni kabuslarımdan bile korumaya çalışıyordu. Kolum ve başım hâlâ çok ağrıyordu, ayrıca dudağımın kenarida acıyordu kesin yüzümde o tokatın izinden kalan morluk da vardır. Toprak beni sadece 5 dakika gördü onda bile bu hâle getirmişti. Eğer beni yakalasa, olacakları düşünmek bile istemiyorum. Usulca uzanıp Yiğit’in yanağına bir öpücük bıraktım, kalkıp kıyafetlerimi alıp duşa girdim. Banyoda giyinip saçımı kuruttuktan sonra çıktım; Yiğit yoktu, sanırım aşağı inmişti. Zaten uzun zamandır yoğun çalışıyor, önemli bir ihale için hazırlanıyorlardı. Aşağı indiğimde herkes masadaydı. Bakışları bana kaymıştı; herkes iyiyim mi diy

