Ev ile ahırın arasında bir boşluk vardı. O arada ağaç kütüğünün üstüne oturmuş, kara gözlerini evin kapısına dikmiş, Mihran’ın yanına gelmesini bekliyordu İbrahim. Elinde yine en yakın yoldaşı sigarası vardı. Üstü başı fiyakalıydı fakat durumu, yokuştan aşağı kaymış da yüz üstü çamura düşmüş gibiydi. Bugün şehre inmiş, orada kendine çeki düzen verdirmişti ki bu da yine Cihat’ın sayesinde olmuştu. Köye dönüp evine uğradığında ise değiştirmeye vakti olmamıştı. Sadece beyaz gömleğinin manşetlerini katlamış, üzerine giydiği siyah yeleğin düğmelerini açmıştı. Yakışıklı ve çekici hali kendi köyü dışında herkesin dikkatini çekerken o içindeki sevda ateşinin gözlerine vurduğu dumandan ötürü kimseyi görecek hali yoktu. Onun gri gözlerine bakan sevdalı bir berduş olduğunu anlardı. Aklını okuyan is

