“Sen de amma çirkinmişsin hele! Ağzın yüzün dağılınca bulaşık çanağa dönmüşsün” “Ağzımı yüzümü görecek halde miyim ben! Demek ki kaderimde bunu yaşamak varmış!” “Hele bak hele! İşine gelince kaderinde yaşamak varmış! Dünden beri benim kaderime karşı ne ötüp durun ya!” “Kız dur güldürme beni! Dişlerim sancıyor. Hem yalan mı? Sen kaderinin sana sunduğu altın tabaktaki meyveyi bilememişsin. Şu cadılığın yüzünden elinin tersiyle itmişsin!” “De Domuzun dölü. Çok bilin sen” *** “Ya hadi anlatsana! İbrahim Dede sana ne zaman dokundu! Yoksa zorla mı sahip olmaya çalıştı? Canın çok yandı mı? Çok mu bağırdın?” “İyice azdın sen! Yatakta nasıl soydu onu da diyeyim mi! Edepsiz fışkı!” “Desene edepli Dursun Nine! Sanki aramızda perde mi kalmış da bunu gizlen. Anlat! Ne olur anlat. Ölmeden

