Beni ne hale getirmiş

1745 Words
Cankat Biri beni vursun.  Bu nedir ama ya. Kapıda bir adet Alican var. Kör filan bu kız. Zevksiz de. Böyle ezik gibi neden giyinmiş olsun ki?  Onca canım tişört dururken nerden bulmuş, annemin heves edip aldığı kısa kollu ekoseli ezik gömlekle bu kotu. Kapıda retinalarım yanarak giydiklerine bakakaldım. Zavallı saçıma ne demeli. Insan bir şekle sokar. Tarayıp, yatırmış yana doğru. O kadar jöle, saç köpüğü var. Hanımefendi zahmet edip, kullanmamış. Islatıp, yana yapıştırmış. Inek yaladı modeli. Otel filmindeki psikopat katil Norman Bates olmuşum! " Çabuk gir içeri biri görmeden. " deyip, içeri çektim  Sinirle kolunu çekti. " Yavaş ol ya. Ne çekiyorsun kolumu?  Ne panikledin?” " Kızım bu halim ne?  Bitirmeye mi çalışıyorsun sen beni?  Bu giydiğim ne?  Bu saçımın hali ne?" " Ne varmış, gayet iyi " demez mi? " He çok iyi. Eziklikte on numara beş yıldız. Biri görse biterim ben, anlamıyor musun?” " Sinir krizin geçtiyse işimize bakalım. " " Valla bakalım. Ne kadar çok ben olursan hayatım dibe vuracak, belli oldu. " " Ne mızıklandın ya. " deyip, salona geçti. Kanepeye oturmuştu. " Eee napıyoruz?” dedim " Araştırırız belki demiştim. " " Tamam, nasıl yapacağız?  Nereye bakacağız?” Bir an düşündü. " Internette bakabiliriz. " dedi. " Bakalım o halde. " Odama, yani odasına gittik. Daha adımını attı, cıyaklamaya başladı. " Cankaaaattt , naptın sen odama gerizekalı?” " Ne bağırıyorsun ya cazgır gibi kızım. Napmışım ki?  " "Bunlar ne?  " Yatağının üzerindeki kıyafet yığınını gösteriyordu. " Kıyafet " " Koyofet ! Iyi ki dedin. Neden tüm gardrobum burda, yatağımın üzerinde?” " Giyecek bir şey aradım. Biliyor musun durum düşündüğümden de kötüymüş. Nerden giyiniyor bu çırpıbacak diye merak ederdim. Artık biliyorum. Babaannenin çeyiz sandığından. Pardon dedenin olacaktı. Hiç kız kıyafetin yok. " Öldürecek gibi bakış attı. " Kadınlar pantalon giymeye baya önce başladı. Kız kıyafetiymiş. " Tek tek dolaba geri asmaya, katlayıp kaldırmaya koyulmuştu kıyafetlerini. " Gardrobuna el atman lazım. Iki etek, elbise filan al. Ne bileyim daha kız işi tişörtler. " " Ben kıyafetlerimden memnunum. Kız işi kıyafet derken o minnacık, daracık bez parçalarını kast ettiğini biliyorum. Ağzınızın suyu akarak baktığınız o tür kıyafetlerle asla işim olmaz. " " Niyeymiş?” dedim merakla. " Çünkü bana et parçası gibi bakıp, sapık sapık şeyler düşünülmesi hoşuma gitmez. " Hah geldi bayan feminist. " Güzele bakmak sevaptır kızım. Güzelse bakarız. Elimizde  değil. Her baktığımızda da sapık sapık şeyler düşünmüyoruz. " " Ortaya koyayım da ona da anlat. " dedi. " Neyi?" " Külahımı. " " Valla düşünmüyoruz. Kendin de fark edeceksin. " Kollarını kavuşturmuştu. " Ne yani kızlara bakarken aklınızdan şey.. dışında başka şeyler mi geçiyor?" " Yani. Çok güzelse taş gibi hatun diyoruz. " " He yav he, çok değişikmiş gerçekten. " " Yanlış ifade ettim. Güzel kızmış, sevgilisi var mı diyoruz örneğin. Şimdi erkek arkadaşı varsa olmaz yani. Başkasının kızına yürümek ters. Güzel ama böyle burnu havada bir tipse bu kız bakmaz diyoruz. Ya da inadına ilgilenmiyoruz ki o egosu insin bir tavandan. Böyle sevimli, konuşkan bir tipse, kastırmıyorsa biz de rahat oluyoruz. Her kıza asılmak gibi derdimiz yok. Sizin gibi yani. Siz her gördüğünüz erkeği beğenip, bununla da şansımı deneyeyim diyor musunuz?  " Şaşırmış görünüyordu. Sanki bunları dememi beklemiyordu. " Yok, tabi ki hayır da.. " " Eee biz niye farklı olalım. Her size bakan erkek sizden hoşlanmıyordur yani. Çıkın bence bu triplerden " Bir şey demeden beni süzüyordu " Ne?” dedim " Yok birşey. Sen deyince bir tuhaf geldi de. Önüne gelene hayır demeyen biri olduğun düşünülünce. " " Önüme gelen açık çek veriyorsa benim suçum ne?  " " Iyykkk. Bak işte tezim doğrulandı. " " Hormonlar var herhalde. Sonra ta mağara devrinden miras avlanma ve fetih güdüsü. Yapacak bir şey yok. Ama aşk ve sevgi başka. O her önüne gelenle olmuyor " Kendimi aştım yeminle. Döktürürüyorum tweetwer hashtag'i gibi. Ne diye gülümsüyor bu tuhaf tuhaf şimdi? " Vay kalbin varmış gibi konuşuyorsun bay playboy. " " Taş değilim herhalde. Taş gibiyim o ayrı da. " deyip sırıtınca, göz devirdi gene. " Iki dakika ciddi konuştun ya hemen sulandır. " dedi. " Birbirimizin tırnaklarını boyayıp, saçlarını örelim istersen dertleşirken " dedim. " Ne çok seviyorsunuz konuşmayı arkadaş. Hele de "ne düşünüyorsun şu an?  Ne hissediyorsun?  " sorularınız  var ya adama gına getiriyor.  Bir de en sevdiğimiz var. " Bunu mu demek istedin sen şimdi?” Iki artı iki dört demişim mesela, beş mi demek istedin diyor. Yok güzelim, dört dedim. Dört yahu. Beş değil, üç buçuk değil. Inat ediyor, kafasındakini dedim diye. Tuhaf cinssiniz. Bizi çok karmaşık sanıyorsunuz ya. " " Yok, çok basitsiniz siz bence. Ye, iç, uyu, bir de... O şeyden işte " " Aynen. " deyip sırıttım. " Üç paragrafla. Giriş gelişme sonuç. Roman çıkartacağım, şiir kastıracağım diye uğraşıyorsunuz. " " Napalim o da bizim suçumuz. Sizin gibi odunları yontmaya uğraşıyoruz. " Bir anda onunla karşılıklı çarşaf düzelttiğimiz fark ettim. Beni lafa tutup, yatak mı toplatıyor bu cingöz? " Başak napıyorsun?  Yatak mı toplayacağız şimdi?  Lafa tutup, çaktırmadan bana iş yaptırıyorsun sen. " " Ne biçim yatmışsın ya yatağımda.  Yastık bir yerde, çarşaf bir yerde, pike yerlerde. Insan bir toplar yatağını. " " Niye?  Akşama gene yatacağım, bozulacak. "  Gözlerini devirdi gene. " Bozulmayı aşmış bu, üstünde filler tepişmiş, maymunlar parti vermiş gibi. Ne biçim uyuyorsan artık. " " Ona da mı kulp buluyorsun?” " Evet, insan bir doğru düzgün uyur. " " Mumya mıyım kızım ben?  Kıpırdamadan mı uyuyacağım heykel gibi?” " Her miliminde gezinip, tepinerek uyumak da nasıl bir uyumaksa ! " dedi. Bir yandan da seksen sekiz tane ufacık minderleri ve peluş oyuncaklarını düzelttiği yatağın üzerine diziyordu. " Bunlar yüzünden. Yatağında çin ordusu gibi yastık, döşek, bu saçma sapan oyuncaklarla nasıl uyuyorsun kızım sen?  Üç yaşında mısın ayrıca, ne bu ayıcıklar, maymunlar, tavşanlar ya. Tiplere bak. " Elime geçen mor maymunu almıştım. " Bu nedir yani?  Sabah sabah suratımın ortasında uyanıp, cinnet geçirdim. " Maymunu elimden almıştı. " Heathcliff o. " " Heathcliff?  Kedi değil miydi o ya?” Kaşlarını çatmıştı. " Uğultulu Tepelerdeki Heathcliff. Cidden cahilliğin beyin hücrelerimi eritiyor. " " Maymuna adamın ismini mi verdin?  Acil sevgili yapman lazım. Yani yapmam lazım. Elin adamının adını maymuna verip, sarılıp yatman senin için bile çok üzücü " dememle suratıma maymunu yemem bir olmuştu. Laptopunu almış, yatağın üzerine somurtarak geçmişti. " Gülüp, dalga geçmen bittiyse başlayalım araştırmaya. " Gülerek maymunu sandalyeye yerleştirdim " Sen burda bekle aşkım " deyip, yatağa gittim. Yanına oturdum. Ekrana bakınca birden panikle laptopu kapatmaya çalışmıştı ama elimi araya koydum. Atladığı çok önemli bir ayrıntıyı yeni fark etmiş ve benim göreceğimi anladığı içindi paniği. " Hop hop hop, ne bu panik?  Ne var orada?” deyip sırıttım. " Yok bir şey. " dedi ama sesi titriyordu. Seni çırpıbacak seni. " Var birşey var. Ne saklıyorsun o laptop da sen?” " Hiçbir şey. " deyip, kaçırmaya uğraştı ama elinden çekivermiştim. Laptopu alıp, yataktan kalktım. Resmen üzerime planjon yapmıştı ama çok geç Ikimiz yere yapıştığımızda çoktan görmüştüm. Kahkahayı bastım. " Yuh kızım. Burak'ı ekran koruyucusu mu yaptın?” Suratıma kıpkırmızı olmuş halde bakakalmıştı. Ne diyeceğini bilmiyordu. " Bir de habersiz çekmiş çakal seni. " " Gerizekalı. " deyip, kalktı. Laptopu hışımla çekti elimden. Utanmıştı. Gülmem gururuna dokunuyordu ama çok komikti napayım. " Bir de nal gibi büyütmüş resmi. Başka resimleri de var mı?  Allah bilir dosya vardır, albüm fl lan. Vay be ,çırpıbacak sapık takipçi çıktı. " Kapıya gitmişti " Geber e mi. " dedi. " Dur kız, gitme. Daha araştıracaktık hani?” " Ben bakarım. Sen de kendin bak. " " Başak, dur ya şaka yaptım. Gitme yahu. " " Şu an seninle aynı yerde durmak istemiyorum. " " Dalga geçmeyeceğim söz. Aşka boynumuz kıldan ince. Hem bak bende bir sürü resmi var Burak'ın ,sana göndereyim de koleksiyonuna ekle. " Gözleri ateş saçarak bana bakıyordu. " Sen var ya.. çok... Çok... sinirsin Cankat. " " Sana merak ettiğin ne varsa anlatırım Burak'la ilgili. Bak ne kadar iyi kalpliyim. " Gözlerini kısıp, sanırım içinden küfrettikten sonra dışarı çıktı. Peşinden gittim " Başak?" " NEEE?” " Cep telefonum. " deyip, onunkini uzattım. Sinir olup, telefonunu aldı. Benimkini avucumun içine çarptı. " Al lanet telefonunu. " deyip, merdivenlerden indi. " Boşuna panik yaptın az önce. Zaten telefonunun galerisinde bir milyon Burak resmini görmüştüm. Küçük stalker seni. " deyip sırıttım. " Ben de senin mesajlara cevap vermiştim, önemli değil " demesin mi. " Ne?  Ne mesajı, ne cevabı?” derken, tedirgin olmuştum. " Telefonumu mu kurcaladın sen?" Dönmüş,paniklemeye başlayan halimden acayip keyif alarak bana bakıyordu. " Ne yapayım, zar zar zar susmadı hiç tepemde. Baktım zavallı kızlar yemeyip, içmeyip mesaj atmış, cevap yazmamak ayıp olurdu değil mi?” derken gözlerini iri iri açmış, gülümsüyordu. " Naptın kızım sen ya?” " Aaa iyi kalpliliğimden hep. Seni cevap yazma zahmetinden kurtardım. Hımmm, sanırım bir sürü randevun oldu. Öyle bir kere buluş, arazi ol, kızın aramasına, çağrısına cevap verme, hoş hareketler değil bunlar Cankat. " deyip, dudaklarını sinir şekilde, alay etmek için büzmüştü. Her cevap yazdığı mesaja bakarken değişen ve sıkıntılanan suratıma bakıp eğleniyordu. " Bir daha da kızlara umut verip, sonra hiçbir şey olmamış gibi ortadan yok olmamayı öğrenirsin canım " Havalı şekilde dönüp, sırıtarak indi. " Yanlız, saçın bende canım. Savurtuyorsun ya güya. " dedim. " Randevularında iyi eğlenceler " deyip, el salladı. Bir anda kafama dank etmişti. " Asıl sana iyi eğlenceler canım çünkü ben değil, sen buluşacaksın. Senin bedeninde gitmem işe yaramaz değil mi?  Kızlarla randevuya ben çıkacaksam benim bedenimi beklerler ki o da sende şu anda. " Yemin ederim eblek gibi baktı kaldı. Gülmeye başlamıştım. " Noldu kaldın öyle? Şeytanlık yaparken bu minnacık ayrıntıyı atladın demek. " Gülmekten ölüyordum. Bu kez havalı bir şekilde, çantamı sırtıma takıp, yanından geçtim. " Sana iyi eğlenceler canım. " deyip, kapıdan çıktım. Peşimden gelmişti " Nereye ya?  Bir dur. " diye atıldı. " Çok isterdim ama şimdi hatırladım. Annemle, yani annenle buluşacağım. Alışverişe gideceğiz de bekletmeyeyim kadını. " " Ne alış verişi?  " " Kıyafet. Senin bedeninde ne kadar kalırım bilmiyorum ama odandaki çöpleri hayatta giymem ben bilesin. " Panikle yanıma yetişti. " Saçmalama Cankat ya. Ne kıyafet alması şimdi. Alacaksın abuk subuk şeyler. Giyip, rezil edeceksin beni ya. " " Hımmm evet. Sonuçta bunu sen başlattın çırpıbacak. Öyle değil, böyle uğraşılır. " diyerek gittim yanından. " Cankat.. Cankatttt ! " Arkamdan istediğin kadar bağır dur sen. Akıllı sanıyor kendini küçük hilebaz,  fitne fücur bücür. Yer miyim bunu ben. Yememmm. Hahaha belki de bu saçma durum o kadar da kötü bir şey değildir. Eğlenceli bile olabilir. Başak'ı deli etmenin yepyeni yolları.. hahaha çok eğlenceli olacak. Çoook.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD