Çalan telefona bakmadım, cesaret edemedim, ellerim bir türlü gitmedi. Cihangir karşımda benimle beraber, ağlıyor ciğeri yanıyordu. Ağlamaktan başka elimizden birşey gelmiyordu. Başındakiler oğlumun son halinin fotoğrafını çekiyor, deliller arıyor, topluyordu. Oğlumun o haline tekrar tekrar kez baktım. Ne zor şeydi evladını böyle bir şekilde bulmak, görmek. Bedenim uyuşmuş bakışlarım donuk, kalbimin acısı söküp alınmış olmayan boşluktan ibaretti. Artık bende yaşamıyorum ,oğlumla birlikte beni de öldürmüşlerdi. Sadece bedenini, kalbini hissetmeyen beni nefestim. Artık oğlumla birlikte kendimden de geçtim. Sonra oğlumun çaresizliği geldi aklıma, biz uyurken oğluma neler yapılmış neler... Bu düşünce beni kahrederken evdekilere nasıl açıklayacağımın korkusu, endişesi sardı beni. Kendimi ,acı

