İçimdeki heyecan ve telaşla odanın içinde sağa solo gidip duruyordum. Saat on ikiydi, Kürşat henüz eve gelmemişti. Kafaya koymuştu bir hafta içinde Nehir'in odasını yapacaktı. Elim göğsümün üzerinde pencereye doğru ilerlerken dış kapı açıldı. Derin nefes alıp verdim. Yatak odasından çıkıp yorgun halde içeri giren Kürşat'a ilerledim. "Yorulmuşsun, yemek hazırlayım sana." "Karnım tok, sağ ol. Sen yat ben duş alıp geliyorum." Beraber yatacaktık. Elimi yumruk yapıp başımı salladım. O, kıyafetlerini alıp banyoya ilerlerken yatak odasına girdim hemen. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Onunla beraber uyumak beni korkutmuyordu ama heyecanımı artıyordu. Saçlarımı tarayıp şortlu takım geceliğimi düzelttim. Uyuyan kızıma tebessüm ederek yatağa uzandım. Acaba Nehir'i ortada mı yatırsam? Yok

