
Karşımdaydı ;
kollarını kaldırmış karşısındaki damat
bey le karşılıklı oynuyordu.
Sevdiğin insanın kaybetme acısını yaşıyordum gözümün önünde en mutlu gününü yaşıyordu.
Ve bana ne mutlu Ki beni de çağırmıştı çok şanslı bir insanım...
Bütün düğün boyunca sevdiğim kizin mutlu anını izliyordum. İçimde bir yerler eziliyordu , karşısındaki ben olabilirdim karşılıklı oynaya bilirdik .
Eğer annem inat etmeseydi istemeye gitseydik..
of of içimdeki bu yangın ne zaman dinerdi.
Kalbime iğneleri batıryorlar, beynimde bir sürü eğerli başlayan cümleler, çenemi sıkmaktan yanaklarım agrıyordu, gözlerim bütün düğün boyunca sadece onda kulaklarım da davul zurna sesleri..
Ah be neden sürekli acı çekmek zorundayım Ki...
Eğer utanmasam tek olsam küçük bir çocuk gibi hüngür hüngür ağlardım.
Annemin beni dürtmesiyle bakışlarım değişmedi sadece çenemi oynattım " efendim" dedim
Annem üzüntümü anlar mi bilmem sesindeki üzgün tınıyla " oğlum herkes sana bakıyor bakma şu kıza artık evli artık o" dedi acı gerçeği yüzüme vurarak..
Bir anda yüzüme yumruk inmiş gibi sıçradım yerimden acı gerçekle yüzleşmek istemiyordum ama gerçek herzaman acıttırdı ve acıttı.
Ben de " peki bakmayınca içimdeki bu acı azalacak mi? "diye sordum yüzüm hala sevdiğin kıza dönüktü artık ona bakmıyacaktım şuan son demlerini yaşıyordum .
Annemin hafif sitemli kırgın sesiyle " yapma oglum" demesiyle oturduğum yerden kalktım.
" peki o zaman ben de bakmam sen altını da takarsın ben eve geçiyorum olur mu? "dedim.

