Bölüm 7
Leonard mektubu beyaz zarfın içine koydu. Doktor Kevin'e kısaca Alice'in durumunu ve adresi yazmıştı. Postaya göndermek üzere masanın üzerine bıraktı. Purosunu yaktı, son zamanlarda oldukça çok içiyordu. Şimdi sıra Amy'nin meselesindeydi. Birkaç gün beklemişti çünkü Amy'nin itiraz etmesini ummuştu. Evet ummuştu, çünkü Amy küçüktü. Şimdi vereceği yanlış karar tüm hayatını mahvedebilirdi ama Bayan Maria onun için kötü bir şey yapmazdı. Hem Amy'de istiyordu.
Askılıkta ki şapkasını aldı ve siyah ceketini giydi. Yeni traş olmuş yüzünde elini gezdirdi. Papazın evine gideceği için oldukça özenmişti. Yıllardır sürmediği parfümü aldı ve birkaç kere sıktı. Papazın oğlu Amy için en ideal adaydı. Oldukça uzakta olan eve gitmek için at arabası kullanacaktı, gitmeden Alice'i gördü ve yola koyuldu.
***
Kapının sertçe açılması ile arkamı döndüm. Bayan Maria bana bakmadan yatağıma gitti ve çarşafı aldı. "Ne yapıyorsun!" diye bağırdım. Bayan Maria hiçbir şey demeden çarşafı düzeltti ve "Sadece birkaç gündür yoktum ve haline bak... Hiç büyümedin." dedi ve sanki her şey normalmiş gibi devam etti.
"Odadan çıkın." odadan defol! Demek ona daha makul bir cevaptı ama şimdilik bunları söyleyemezdim. Bayan Maria derin bir nefes aldı ve elinde ki süpürgeyi bıraktı.
"Bana kızgın olmanı anlıyor-"
"Kızgın? Sizce öyle miyim? Ben size kızgın değilim." bunu demem ile hızla bana döndü. "Tanrım!" diyerek yanıma geldi ve sarılmak için uzandı ama geri çekildim.
"Size kırgınım... Hayal kırıklığı yaşıyorum, aldatılmış hissediyorum, sizi hiç tanımıyorum Bayan Maria. Siz bana bunca yıldır baktığınız bir kıza bu kadar büyük bir kötülüğü nasıl? Nasıl?" gözlerinde ki umut yavaş yavaş söndü.
"Senin için."
"Kendiniz için. Siz Henry'yi seviyorsunuz." konuşmaya çalışırken onu böldüm. "Yalan söylemeyin bari bir kez doğruyu söyleyin. Sizin ayağınıza dolanmayayım diye beni gönderiyorsunuz." dedim ve "Başardınız, gideceğim ama eğer kaderimde Henry ile olmak varsa buna siz dahil kimse engel olamayacak." eğer yoksa ömür boyu mutsuz olacağım. Lütfen benim evleneceğim adam sen ol.
Bayan Maria hayal kırıklığı içinde bana baktı. Önceden olsa bu bakışların altında ezilirdim ama şimdi küçücük bir etkisi bile olmadı. odadan çıktı, banyoya girdim ve yüzümü yıkadım. Dolaptan kıyafetlerimi çıkardım ve üstümü değiştirdim. Bahçede dolanmak bana iyi gelecekti.
Leonard önünde ki tek katlı eve baktı. Ormanın tam içinde ki ev ıssız ve ürkütücüydü. Hırkasını iyice sarıldı ve tahta kapıyı çaldı.
Ayak seslerinin ardından papaz siyah elbiseleri ile kapıyı açtı. Leonard'ı eve davet etti ama bu sürprizden memnun olmadığı belliydi. Haber verilmeden yapılan her iş onu huzursuz ederdi.
Masaya oturdular ve günlük küçük konuşmaları yaptılar ve Henry "Amy'yi ve oğlun Christian'ı evlendirme fikrini nasıl bulursunuz?" diye sorduğunda ciddi bir şekilde birbirlerini dinlediler.
Papaz önce itiraz etti. Amy elbette çok terbiyeliydi ve güzeldi fakat istediği gelin olmaktan uzaktı. Haftada bir kez anca kiliseye geliyordu. Onunla ilgilenen kadın onu sık sık getirmeye çalışıyordu ama Amy kendi isteği ile gelmediğini belli ediyordu. Gelini olacak kadın her gün gitmeliydi ve bunu büyük bir istekle yapmalıydı. Kalktı ve birer bardak çay koydu. "Elbette, Amy çok güzel bir kız ama nasıl olur?" derken masaya oturdu.
Leonard "Amy çok uysaldır, aklınızda ki soru işaretlerini tahmin ediyorum. Evlendiğinde evine ve dinine daha bağlı olacağına eminim." dediğinde Papaz gülümsedi, haç kolyesine dokundu ve "O zaman sorun yok." dedi. İkisi mutlu bir şekilde sohbetlerine devam ettiler ve ancak saatler sonra Leonard kalktı.
Oğlu şehirde çalıştığı için eve gelmemişti. Leonard bunu sorun etmedi ama evlendiğinde evinden bu kadar uzak kalmamalıydı yoksa evlilik nasıl yürürdü? Papaz anlamış oldu ki açıklamaya başladı "Normalde, bu kadar uzun sürmez, işleri yoğun." dedi. Leonard anlayışla elini sıktı ve araca doğru gitti.
***
Bahçede ki koltukta oturuyor ve bulutları seyrediyordum. Konuşma sesleri geldiğinde, yüzümü yana çevirdim ve Bayan Maria ile Henry'yi gördüm. Gözlerimi kıstım ve onları izledim.
Sadece uzaktan anlaşılmayan konuşma sesleri geliyordu ama Bayan Maria elini Henry'nin koluna koyduğunda ayaklandım. Hırkamı sandalyeye attım. Ona yakınlaşmak için fırsat kolluyordu. Beni asıl şaşırtan ise Henry'nin Bayan Maria'nın kolunu itmemesi. Birbirlerine bakarlarken, şaşkınlıkla ona bakakaldım, Henry ile birlikte yakın bir şekilde yürüdüler. Her şeyden umudum garip bir şekilde, şimdi bitti.