Boşlukta gibiyim. Uçuyorum ama özgür değilim. En yüksekteyim ama ölmek için aşağı atlıyorum. Kalbimde ki derin boşluk öylesine büyük, öylesine derin ki hiçbir şey hissedemiyorum bile. Henry... İsmini hatırladığımda ürperdim. Ona olan hislerim kuvvetliydi. Ondan uzakta yaşamak göze alabileceğim bir şeydi ama ölmesi... Onu sonsuza kadar kaybetmem canlı canlı öldürmüştü beni.
Christian beni neselendirmek için elinden geleni yapıyor. Yapısı gereği soğuk biri. Bunu uzun zaman önce anladım. Babası gibi uzak ve yalnız. İşten döndüğünde beni selamlıyor ve birkaç cümle kuruyor. Ne anlattığını kavrayamıyorum bile. Papaz benim deli olduğumu düşünüyor. Geçen konuşurken duydum. Deli değilim, beynimin içinde hapsolmuş gibiyim.
Boş evde ses yokken, yavaşça ayağa kalktım ve banyoya gittim. Kıyafetlerimi çıkardım ve soğuk suyun altına girdim. Anında ağlamaya başladım. Hala acı çekiyordum. Onunla geçirdiğimiz o akşamın izleri bedenimden silinip gidiyordu. Dokunduğu yerlerde elimi gezdirdim. Gözlerimi yumdum ve suratını hatırlamaya çalıştım. Başımı duvara yasladım ve hıçkırıklarımın banyoda yankilamasına izin verdim.
Amcam ve Alice uzun zaman önce kasabadan gitti. Alice'de teselli bulmak istiyordum ama o yoktu. Amcam olsaydı, her ne kadar iki yabancıda olsak, elimi tutsaydı. "Ah!" Suyu kapattım. Şampuana uzandım ve saçlarımı cekistirerek yıkadım. Alice doktor Kevin'in yaşadığı yere gitti. Belki de iyileşmişti. Dudağım hafifçe kıvrıldı. Umarım Alice hayata tutunurdu. Bayan Maria'da birkaç ay önce gitmişti. Onu bir daha görmeyecek olmak beni sevindirmiyordu bile umurumda değildi. Artık hiçbir şey umurumda değildi. Suyu tekrar açtım ve yıkandım.
Odaya döndüğümde üzerimi giydim. Yatağa uzandım ve tavanı seyretmeye başladım. Bunca zaman, ay, yıl geçti ve hala aklımdan silinmedi. Gitmesini istemiyorum, beynimden gidip beni hepten terk etmesini istemiyorum ama artık acımasın istiyorum. Yan döndüm.
Gece boyu uyumadım. Benim için garip bir durum değildi ama bu sefer düşündüğüm Henry değildi. Ayağa kalktım ve yavaşça cama gittim. Buradan gitmek istiyordum. Christian'ın sakin duran yüzünü inceledim. Tek başıma gidecek güce sahip değildim. Aylar önce aklımın ucundan Christian ile buradan gitme fikri getiremedim bile
Christian'ı dürttüğümde hızla uyandı.
"İyi misin?" başımı salladım. "Seninle konuşmak istiyorum." dedim ve yatağa oturdum. Hiçbir şey söylemedi. Sessizliğime, garipliğime alışmıştı. Belki oda benim deli olduğumu düşünüyordu.
"Gitmek istiyorum." Christian kaşlarını çattı "Biz evliyiz." gözlerine baktım. "Birlikte." Birlikte... Christian şaşkınlıkla bana baktı ve gülümsedi. Ona soğuk bir şekilde baktım.
"Başka bir ülkeye gitmek mi istiyorsun?"
"Evet." Christian bir süre düşündü. Uzunca bir süre bana baktı, kabul etmeyeceğini düşünürken beni şaşırtarak "Tamam." dedi. Şaşırsam da belli etmedim ve başımı salladım. Christian babası ile konuşmak için odadan çıktı. Papaz oldukça erken uyanıyordu. Gözlerim acırken, yatağa uzandım. Uyumak istiyordum. Gözlerimi yumdum ve dinlenebilme umudu ile uykuya daldım. Artık iyileşmek istiyordum.