Güneş "Ayrılmak zorunda mıyız?" diye mırıldandım dudaklarımın arasından, hafifçe homurdanarak. Başımı Şahin’in omzuna yaslamıştım. Birkaç gün geçirmiştik bu evde… Ama sanki aylarca buradaydım da ilk defa huzur bulmuştum. Kalbimin orta yerine kurulan bu adamla geçen zaman, tüm geçmişimi unutturmuştu. Şahin’in eli saçlarımda gezinirken sustu bir süre. Sonra derin bir nefes aldı. "Kadınım," dedi, “Ben de istemem. Ama işler beklemez. Yarın yurt dışına çıkmam lazım. Kayısı zamanı geldi çattı. Anlaşma var, dönmem de biraz sürecek.” Kafamı hafifçe kaldırıp gözlerine baktım. Sertti bakışları, ama içlerinde gizli bir yumuşaklık vardı. Kayısılar... Don vurmuş çoğu bahçeye. Ama Şahin önlem almıştı. Akıllı adamdı. Planlıydı. Bahçeleri sağlıklıydı; ticaret de onun gibiydi: sağlam. “Sen konağa döne

