Bölüm 2: Yeni hayat, yeni başlangıçlar🎈

1695 Words
Telefonuma kurduğum alarm sayesinde uzandığım banktan kalktım. Her yerim deli gibi ağrıyor ve acıyordu belimi esnetip vakit kaybetmeden bavullarımı ve çantamı da alıp biletlerin satıldığı gişeye doğru yürüdüm. Gişede yüzü asık duran hanfendi ona yaklaştığımı görünce, asık olan yüzünü mümkünmüş gibi daha fazla astı ve sert bir şekilde -Buyrun. Dedi sakinim tabii çok sakinim herkesin bir derdi var diye düşünüp sakin olma yolunda ilerliyorum. Derin bir iç çekip -Günaydın, İstanbul otobüsü için tek kişilik bir bilet almak istiyorum. -İlk otobüs saat 6:15'de koltuk sayınız 21. Numara cam kenarı. Uygunmudur? Kadın gerçekten çok gıcıktı. Yemin ederim yüzünde gram mimik oynamıyordu, takmayayım diyorum ama sinir bozucu. -Hıhı uygundur. Dedim bende aynı onun gibi. Kadın suratıma bile bakmadan -Biletinizin fiyatı 75₺. Kadına cevap vermeden parayı tezgah kısmına koydum, biletimi ve para üstümü de alıp benim otobüsümün geleceği kata gidip ilk bulduğum banka oturup otobüsün gelmesini bekledim. Dün gece yaşadığım şeyler aklıma geldikçe her an akmaya hazır olan gözyaşlarım, gözlerimi bulanıklaştırıyor sonraysa dayanamayıp yanaklarımdan süzülüyorlardı. Ağlamak istemesem de ağlıyordum. Kalbimde tarifi olmayan bir sızı, hazmedemediğim şeyler vardı. Artık iyide olsa kötüde olsa bir ailem yoktu. Bügüne kadar verdiğim bütün emeklerim, çabalarım bir gecede benimle birlikte bir paçavra gibi kuytu köşeye atılmıştı sonsuza denk. Üzüldüğüm tek şey kaybettiğim bir yılım. Onları umursamayıp okuluma devam etseydim şuanda mezun olmuş belki de çalışıyo olacaktım. Demek ki nasibim de bu varmış yoluma onlarsız devam etmek benim için hayırlı olanmış sanırım. Şimdi omuzlarım da koca bir hayatın sorumluluğu var, yaşam mücadelesi var. Aklımda; hepsinin üstesinden gelebilecek misin? Sorusu var. Gelebilirmiyim bilmiyorum, tek bildiğim şey asla pes etmeyeceğim ve herşeye, herkese rağmen inadına yıkılmadan ayakta duracağım. Hayatımı yoluna koymak için ne gerekiyorsa yapacağım. -İstanbul yolcusu kalmasın. Düşüncelerimi ve içsel hırslarımdan beni koparıp alan muavinin normalden yüksek olan cırtlak sesiydi. Bavullarımı ve biletimi muavine verip otobüse geçip, muavinin gösterdiği yere oturdum. Kulaklığımı takıp gözlerimi yumdum, hiçç otobüsün kalkmasını bekleyemezdim uyumak için çok uykum va-demeye kalmadan yumduğum gözlerimi yanıma oturan tombik teyze yüzünden açmak zorunda kaldım. Çünkü Teyze gerçekten tombikti o oturduğu gibi yüzüm abartısız camla bir oldu. Kendimi koltukta ayarlayıp eski pozisyonuma geçmeye çalıştım ama yok, yani bir kıpırdaya bilsem eski pozisyonuma geçicem ama geçemiyorum. Tekrar derin bir nefes çekip kafamın arkasını koltukla camın arasına koydum ben uyuyacak rahat bir pozisyon bulana kadar otobüs kalktı zaten. Şimdide uyuyamadığım için yolu seyretmeye koyuldum, zaten bir süre sonra göz kapalarım gözlerime ağır gelmeye başladı bende uyumaya dünden razı olduğum için kendimi uykunun kollarına bıraktım. ...................................... Cama vuran kafamın acısıyla uykumu yarıda kesmek zorunda kaldım. Ben acıyan kafamı ovalarken aklıma gelen Füsun'la gözlerim fal taşı gibi açıldı çünkü bana binerken haber ver dedi ama ben unuttum inmeme de sadece 15 dakika vardı birazdaha vakit kaybedersem beni geberticekti çünkü beni tam on kere aramış ama ben duymamıştım. Hemen Füsun'u aradım. Füsun✨ ARANIYOR... ikinci çalışa kalmadan Füsun'un endişeli sesi kulaklağımda yankılamıştı -ALOO Gardenya nerdesin sen yaa. Niye bakmıyorsun o lanet telefona. Ne kadar endişelendim haberin var mı? Alo orda mısın ses ver. -Burdayım canım kusura bakma aramayı unuttum kafamı kaldı bende vallahi seni endişelendirmek istememiştim. Uyumuşum birde ondan duymamışım telefonu. Özür dilerim. Ama az kaldı inmeme 13dk falan var. -Ah Gardenya aklım çıktı valla ama sende haklısın canım onun için kızmıyorum. Esenler otagarındayım ben aynı otobüsle geliyorsun dimi. -Evet canım, esenler otagarın da inicem. -Tamam bebeğim ben aynı yerde bekliyorum seni şimdi kapatıyorum mestanı arayıp sana ulaşa bildiğimi söylemem lazım. -Kızz Mestan da mı biliyor bana ulaşamadığını valla rezil oldum çocuğa da dicek ne başbelası bir kız. -Kızım saçmalama ya Mestanın kardeşi gibisin ne rezil olcan o da endişelendi senin için. Bu arada arkadaşlarına da söyledi akşama kalmadan sana ev bulmuş oluruz sıkıntı etme yani ev meselesini tamam mı? -Ya Füsun siz olmasanız ben ne yapardım. İyiki varsın, iyiki varsınız birtanem gerçekten. Seviyorum sizi. -Ağlatıcan kızım beni ya deme şöyle şeyler. Bizde seni çok seviyoruz kıyamam ben sana. Sen hiçbir şeyi dert etme yanın da biz varız seni asla bırakmayacağız hiçbir şeyi kafana takıp üzülme bebeğim tamam mı? -Tamam canım gerçekten çok teşekkür ederim. Bana yaptığınız bu iyiliği hiçbir zaman unutmayacağım. İnmeme az kaldı sen ara mestanı çok konuştum yine ben, daha fazla endişelenmesin çocuk. -Tamam canım görüşürüz. -Görüşürüz. Telefonu kapattığımda içime bir huzur dolmuştu, hayatım boyunca hissetmediğim hissedemediğim huzur duygusu. Herşeyin güzel olabileceğine olan inancım az da olsa filizlenmişti şimdi. Hayatım hep zordu hep zorluklarla mücadelelerle geçmişti. Artık benim de gerçekten yüzüm gülsün istiyorum, içim kan ağlarken gülümseyebilmek değil, gönlümde kelebekler uçarken yüzümde de sahici bir gülümseme olsun istiyorum. Kısacası hayat artık bana gülsün istiyorum... Zorluklarla da olsa sonun da otobüsten inebilmiştim. Yanımda oturan, sevgili tombik teyzecik kalkana kadar İzmir'den İstanbul'a tekrar giderdik sanırım. Bavulumu alıp karşıma baktığım da bana doğru koşturarak gelen arkadaşlarımı görünce ister istemez gülmüş ve duygulanmıştım. Adımlarımı hızlandırıp hepimiz ortada buluşunca kızlara bakıp gülümsedim onlar ise neredeyse koro halinde -ÇOK ÖZLEDİKK diyip dördü birden bana sarıldı. Tutamadığım göz yaşlarım yine akmaya başlamıştı. Ben sadece Füsun'u görmeyi beklerken kızların hepsinin burada olması beni çok mutlu etmiş ve duygulandırmıştı. Benim zaten bir ailem varmış en büyük hazinem dostlarımmış bunu bu gün bir kez daha anlamama sebep olmuşlardı. Sonun da birbirimizden ayrıldığımız da kızlarında benden farklı olmadığını gördüm. Mısra -Gardenya aşkolsun yani senin tek arkadaşın Füsun mu biz neliğiz kızım bize niye haber vermiyorsun. Dedi hakikaten kızdığını belli ederek. -Mısra kızıcaksın biliyorum ama biranda hepinizi telaşlandırmak istemedim. Mısranın kaşları daha da çatılırken Belma -Kızım saçmalama ya bizim canımız orda terminal köşelerin de yalnız başında acılar çekerken durmuş telaştırmak istemedim diyorsun, bırak telaşlanalım, senin için telaşlanmayacağız da kimin için telaşlanacağız be gülüm. Artık biraz da kendini düşün e benim canım. Diyerek iyice yanıma yaklaşıp kolunu omzuma attı. Hepsi kafasını onaylar biçimde sallarken Hayat gülümseyerek devreye girdi -Ya bir bırakın kızı da nefes alsın. Gözleri çökmüş garibimin. Hadi eve gidelim de Gardenya da dinlensin, kendine gelsin. Sonra konuşuruz bunları. Herkesten onaylayan sesler çıkınca arabalarının olduğu yere doğru geldik Füsun Mestanın elini bırakıp bize doğru döndü -Kızlarr konuştuğumuz gibi bu gün bizdeyiz dimi, bize gidiyoruz yani. Dedi heyecanlı bir sesle. Araların da ne konuşmuş olduklarını ve ne plan yaptıklarını bilmediğim için sessizce onları dinliyordum. Belma Füsun'un yanına gidip kolunu omzuna attı ve -Tabii kızım geliyoz işte yanlızz bana bakın sevgilileriniz olamayacak, bu gün kız kıza takılacağız. Gardenya sende benim arabamla gel canım. Başımla sessizce onayladım kızlarda kabul edip arabalara dağıldığılık kendimi arabanın rahat koltuğuna bıraktığım da sesli bir nefes vermiştim. Yorgundum mutsuzdum ama bir yandan da hem mutlu hem enerjiktim. Dostlarımı ve onlarla vakit geçirmeyi çok özlemiştim. İstanbulu ve o temiz kokusunu herşeyini özlemiştim. Burayı gerçekten çok seviyordum. Bir kaç ay sonra okuluma tekrar başlayacaktım onun öncesin de kalacak bir yuva sonra da çalışacağım bir iş bulmalıydım kendime. Evet aklıma çalışma fikri gelmişkenn -Kızlarr, hiçbirinize yük olmak istemiyorum biliyorsunuz ama, benim iş bulup çalışmam gerek. Tanıdıklarınıza haber verseniz de bana uygun bir iş olursa bana haber verseniz olur mu? Dedim mahçup bir edayla Marya ise onaylamayan bakışlar atıp -Kuzum bırak şu yük olma laflarını kırıyorsun bizi bak, bir daha duymayayım böyle laflar. Hem tabiki veririz haber. Ben arif amcaya söylerim ona da derim tanıdıklarına haber verir. Buluruz birşeyler dert etme sen. Ben Marya'ya gülümseyip, -Teşekkür ederim birtanem gerçekten siz olmasanız ben ne yapar nereye giderdim bilmiyorum. Hayat elini omzuma koymuş -Bende babama söylerim tanıdıklarına da haber vermesini söylerim. İllaki çıkar güzel bir iş sen merak etme bebeğim. Dedi destek verircesine gülümseyip konuşmaya başlayan Belma'ya döndüm -Bende anneme söylerim şekerim annemin de çevresi geniş bizim hastanedeki arkadaşlara da söylerim, bu kadar kızız zaten birimizden çıkmasa diğerimizden çıkar iş sen hiç dert etme takılma o konulara tamam mı balım. Dolu dolu olan gözlerimle hepsine bakıp Belma'ya döndüm -Hepiniz gerçekten iyiki varsınız, ben bu güne kadar ailem bile olmayı başaramayan kişileri, sırf sözde anne, babam, kardeşim diye onları kaybettim diye üzülürken. Benim zaten gerçek bir ailem olduğunu farkettim. Hepiniz iyiki hayatımdasınız bu zor anımda benim yanımda olup bana destek çıktığınız için çok teşekkür ederim size. Diyip gözümden akan yaşları sildim. Marya arkadan yetişebildiği kadarıyla bana sarıldı maryanın sol tarafında oturan mısrada Marya' ya sarılmış sağ tarafta oturan Hayat ise kolunu Mısraya sarmıştı hepsi birden -Bizde seni seviyoruz sarışın. Marya yanağıma sulu bir öpücük kondurup üzerindeki hayatı da itip geri çekildi -Yeter kız bu kadar sulu gözlülük, artık size ağlamayı yasaklıyorum, hepinize! Mutlu olacaz gülecez biz ya, bize ağlamalar değil gülmeler yakışır bunu unutmayın vee gülün. Diyip bizi güldürmek adına otuz iki diş güldü o halini gören biz kahkahalara boğulduk tabi. E bundan sonra ki yol Marya ve Hayatın komik atışmaları ve Mısranın onları susturma çabaları sayesinde su gibi aktı geçti zaten. Füsun'un evinin önünde duran arabadan hepimiz indik ve açık olan site kapısından girip asansörün yanına geldik. Hala atışan Marya ve Hayata kızan Mısra ve onları gülerek izleyen Belma ile ben, sonun da gelen asansör ile hep birlikte Füsunların oturduğu kata çıktık ve kapıyı çaldık. Bir dakikalık beklemenin ardından kapıyı coşkuyla açan Füsumcuğum bize sırıtıp içeriye davet etti -Hadi bakalım kızlar hemen eşyalarınızı bırakıp sizin için hazırladığım terasa geçin bakalım beğenecekmisinizz. Diyip heyecanla mutfaktan eline aldığı kocaman tepsiyle geri geldi. Yerinde kıpırdamayan bizleri görünce -Ne duruyorsunuz kız geçsenize teresa tövbe yarabbim. Diyip gülerek önden o arkadan ördek yavruları gibi sıraya dizilmiş biz terasa doğru adımladık. Terası gördüğümde ağzım şaşkınlıkla açılmıştı çünkü bir sene önceki terasla şuan ki teras arasın da Kocaman bir fark vardı ve şuan bu teras tek kelimeyle mükemmel olmuştu. Füsun'un durumu iyiydi varlıklı bir ailesi vardı zaten. Ama okulunu bitirip kendi hayatını kendi düzenini kurunca Mestanla bu lüx evi tutup burada birlikte yaşamaya başlamışlardı. Çatı katında oturdukları için terasları vardı ve şuan yaptırdıkları dekorasyon ile mükemmel olan eve terasın mükemmelliğiyle mükemmellik katmışlardı. Zemin zaten çok güzel bir griy renkte mermerdi terası botanik bahçesi gibi yapmış güzel bitkilerle süslemişti. Bir tarafa koyduğu koyu renkte yere yakın beyaz yastıklı koltuk, yanında ise küçük bir pufu vardı. Yere koyduğu küçük minderler ve masasıyla oturma grubunu koltuğun çaprazına koyduğu salıncak ve üstünde duran ışıklandırma ile terasın görünümü mükemmel şekilde tamamlanıyordu. Füsun'a dönüp, -Kızım burası mükemmel olmuşş, bir kez daha zevkini konuşturmuşsun. Kızlarında ağzından beni onaylayan söylemler çıkınca Füsun daha da mutlu olmuş mutfağa geçip içecekleri getirmiş ve beni en rahat köşeye oturtup kızlarla birlikte bütün yemekleri önüme dizmişlerdi. İlerleyen dakikalar da yemeğimizi bitirmiş mutfağı toplamış deli gibi eğleniyor şarkı söylüyorduk, en sonun da yorulup salıncağa oturan ben göz kapaklarımın ağırlığına dayanamamış uyuya kalmıştım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD