Bölüm 5

1205 Words
Egehan Kızıldeniz… Babam galiba geldi. “Kimse yok mu” dediğinde benim gibi Hanife abla geldi. Bizi görünce güldü. Kaşlarımı ellerim kaldırdım. “Burada yokuz biz” dedim sessiz bir biçimde. “Buyurun” dedi Hanife abla. “Burada ikiz iki tane çocuk ve güzel bir kız gördünüz mü?” Nesli Bulut sırıtıyordu. “Sırası mı şimdi” dedi Tunahan ona. “Hayır”dedi Hanife abla. Başımı salladım. “Ama şuradakiler onlar mı” diye ileriyi işret etti. Babam arkasını döndü biz kalkıp uçtuk. Diğer kapıdan çıktık. Arka sokakta çöplerin atıldığı yere çıktık. Tunahan beni itikledi bir anda. ”Mal mısın lan, ne yapmaya çalışıyorsun” “Tunahan eve gidelim sonra” dediğimde Nesli Bulut bana baktı. Bir şey diyecek gibiydi. “Sonra Nesli bulut” dedim giderken arkamızdaki ses ile olduğumuz yere mıhlandık. Hıdır arkadaşlarıyla gelmişti. “Yüzünüzü görebileceğim” gibi bir şey dedi. Nesli bulut dudağını ısırdı. Tunahan sinirle soludu. Hepimiz arkamızı dönmüş öyle duruyorduk. Üstümüzden biri uçtu. Takla atarak hepsini yığdı yere. Bize doğru ağır adımlarla geldi. “anne” dedik üçümüz birden. “Ne yapıyorsunuz burada” dediğinde şaşırdım lan bunlar burayı nereden buldular. “düşün önüme” değdi. Lan kadın kaç yaşında yaptığı hareketlere bakın. Arabaya geçtik hepimiz birden sürücü koltuğuna babam oturunca. Hepimiz kafamızı tavana diktik. “sıpalar” dedi babam sert sesiyle. Biz tabi tavanı seyretmeye devam ediyoruz.  “Sıpalar” dedi gene mecbur hepimizin kafası indi. Arabada sesi inledi resmen. “Ne arıyordunuz yaşınızın bile yetmediği yerde” gözü üçümüzün üzerinde gidip gidip geldi. “Şey” dedim ne diyeceğim konusunda hiçbir fikrim yok ama hiç konuşmamaktan iyidir. “Ney” dedi annemde. İkiside arkalarını dönmüş bize bakıyorlardı. “Ben Barda çalışıyordum” dediğimde babamın kaşları çatıldı. Dişlerini sıktığı çenesinin kasıldığından belliydi. Bir tane daha tokat yiyebilirdim. Arabadan aşağıya indi. İlerideki elektirik direğini yumruklamaya başladı. “bu adamın öfke problemi var” diye arkadan konuşunca Tunahan annem Tunahan’a ters ters baktı. O da indi aşağıya. Babamın yanına gitti. Kolundan tuttu. Babam elini kolunu sallayarak bir şeyler anlatıyordu. Annemde sakince karşısında konuşuyordu. “senin yüzünden daha kaç aile faciayası yaşayacağız” Tunahan’a döndüm. “Annemlere yük olmak istemedim kardeşim suç mu?” dediğimde başıyla karşıyı gösterdi bu suç anlamı taşıyordu. Babam geldi oturdu annemde geldi. Arabada ölüm sessizliği vardı. Eve kadar kimseden ses çıkmadı. Babam bana sinirlenmiş cezayı elektirik direğine vermişti. Eve gelince indik. Birlikte eve girdik. Karşımızda ajanları bulmayı beklemiyorduk tabi ki de. “Ne oluyor” dedi babam şaşkınca. “Konuşalım mı” arkadan gelen kişi. Bu adamı annemde görünce şaşkınlıkla babama baktı. “Çocuklar odalarınıza” dediğinde adam bana baktı. “Egehan kalsın” ne olacağı konusunda merak içinde kalmıştım. “Onlar benim çocuklarım efendim” efendim dediğine göre babam adam babamdan üstün olmalı. “Ve ajan olmayacaklar” şimdi ortaya çıksak gene facia çıkacaktı.  Tunahan’a baktım o da benden şaşkındı zaten. “Çocuklar yukarıya” dedi babam gene zaten sinirliydi hiç de sinir etmeye gerek yoktu. Hepimiz birden yukarıya çıkmaya başladık. Tunahan odaya girdi. Nesli bulut da girdi Babam aşağıdan bağırdı “Asla” diye. Neye Asla diyordu ki. Bende Tunahan ın yanına geçtim ama aklıma bu soru takılmadı değil. Annem yanımıza gelince bir tunah’a bir bana baktı. “Ne oluyor anne” dedim “Yok bir şey Emirhan birkaç gün bizde kalacakmış” dediğinde Tunahan bana ben tunahan’a baktım. “Geri zekalı o” dediğinde gülmeye başladım. “Sağol” dedi arkadan Emirhan. Annem başını yapma anlamında salladı. “Hayırdır neden bizde kalıyor” dedim sakin sesimle. “Bende meraklı değilim annemin ısrarı” dediğinde dilimi ısırdım. Yoksa dalacaktım. “Neyse Tunahan ile sen yatarsın oğlum” dedi annem bana bakarak Emirhan da Tunahan’ın yatağında yatar. “Yok ya” dedi Tunahan. “anne ben Nesli bulutun yanına geçeyim Emirhan benim yatağımda yatsın” dediğimde Tunahan başıyla onayladı. Sonra durdu. Eliyle Emirhanı gösterdi başımla onayladım gülerek. Sonra kendini gösterdi gene başımla onayladım gülerek. “Yok artık” dediğinde kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi. “Tamam anlaşın aranızda” dedi annem Emirhan’ın omzuna dokundu gülümsedi. Ben eşyalarımı toparladım. “Bu beni bozmadığın içindi”  Emirhan’a yandan baktım. Tunahan anlatmıştı. Tunahan beni koridorda yakaladı. “Lan Egehan beni bununla yalnız bırakma Gay felan dedin korkuyorum lan” dediğinde kahkaha attım koridorda. “Ben kardeşimle sessiz sedasız uyurum, bu horluyordurda”dediğimde elini başına koydu. “Vay be nerelere gidem” dedi salak. Gülerek Nesli bulutun yanına geçerken babam çıktı merdivenlerden. “Egehan” dedi sesi garip çıkmıştı. “Ne oldu baba” dedim utarak. Adamın resmen sözünü çiğnemiştim. “Ne olursa olsun sakın sözümden çıkma” diye sarılınca Tunahan şaşkınca kaldı. Onu da çekti sonra. “Sıpalar” dedi saçlarımızı karıştırdı. “Hadi uyuyun okul var yarın” Ben Nesli Bulutun yanına geçtim. “Abi” dedi yedek yatağı kurmuştu bile annem bu kadın her işinde hızlıydı. “Kız Hira ile ne yaptınız “dediğimde kaşlarını kaldırdı bana baktı. “Hiç oturduk ama iyi oldu yanımda arkadaş” başımla onayladım. Yatağıma yattım. “Nasıl biri peki” yataktan doğruldu. “Ne” dedim ona bakarak. “Niye soruyorsun” niye soruyorum güzel soru. “Kardeşimin kiminle takıldığını soruyorum işte” valla güzel yalan ben olsam yememde Tunahan kesin yer. “Bende yedim” dedi geri yatarken. Yememiş mi. Zaten Tunahan olsaydı demiştim. Peki bu adamlar kimdi. Neden babam ‘Asla’ diye çıkıştı. Sonra her şeyi unutup neden sarıldı bize. Bilmediğimiz bir şeyler oluyor. Sabah Nesli bulut kalkmış üzerini giymişti bile. Annem tepemde dikiliyordu. “anne bence ben buraya taşınayım Tunahan’ın zırvalamalarını dinlemek yok ne güzel” dediğimde annem gülmeye başladı. “Bu günde bacağı kırılmış öyle diyor” dedi gülmelerinin arasında. Üzerimi giyindim aşağıya indim. Emirhan babamla sohbet ediyordu. Galiba Galatasaray’ı tartışıyorlardı. Ben Fenerbahçeliydim. Babam Tunahan’ı Galatasaraylı yapmıştı. Nesli Bulut da Fenerliydi. Bora Dayımın oğlu Beşiktaşlıydı. Dedem ne yapmış etmiş sonunda torunlarından birini Beşiktaşlı yapmıştı. Tabi onlar Amerika da yaşamaya karar vermişlerdi. Ayda yılda bir görüyorduk.  Tunahan yüzünden düşen bin parça geldi. Gülmemek için zor tuttum kendimi yanıma oturdu suratsız bir biçimde. “Ne oldu lan” dedim yandan. “Uyanınca Emirhan’ın suratıyla karşılaştım kabus gibi lan” dedi titreyerek. “Bende namus gitti zannettim” dediğimde alttan tekme attı. “Lan” dedim dizimi tutarak. Şimdi çakardım da bir tane Emirhan salağı bize baktı. İkimizde önümüze döndük. Sonrada birlikte okula doğru gitmeye başladık. Emirhan’ın arabasıyla. Okula gelince Nesli Bulut düşecekken Emirhan onu tutunca Tunahan da bende Nesli Bulutu çektik. “İyi misin” dedik aynı anda. “İyiyim abi yapraklar” dedi açıklama gereği duyup. Emirhan umursamadan çantasını aldı. Arabsını kilitledi. Okula doğru gitmeye başladık. Hira bir anda önümüze çıkınca ona bakmamaya gayret ederek okula doğru yürümeye başladım. Gül Teyzemin kızı olmadı. Yani olabilirdi. Nesli bulut ile Hira önden gittiler bizde arkadan geliyorduk. “Siz gidin ben lavaboya uğrayayım” dedim Tunahan beni çekince güldüm. “Oğlum yalnız bırakma bununla beni” “Saçmalama lan” dedim gülerek ayrıldım ondan. Deli bu sıpa. Her ailede bir deli olurmuş ya bizdede Tunahan dı işte. “Egehan Kızıldeniz” ellerimi yıkarken adımı söyleyen adama baktım. Elindeki kartı bana uzattı. “bu ne” dedim şaşkınca. “Seni aramızda görmek isteriz” kartın üzerini okuduğumda donup kaldım. Bu bu olamazdı. Adama şaşkınca baktım. Gülümseyip lavabodan çıktı. Karta tekrardan baktım. ‘Asla’ dediği bu muydu babamın…
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD