Seçime Zorlananlar

1036 Words
Nazlı'nın anlatımıyla Gözlerimi açmaya çalışırken, başımın arkası zonklanmaya başladı. Elimle kontrol etmek istediğimde ise, ellerimi oynatamadım. Derin bir sessizlik içinde bir başımaydım sanki ... Yavaşça görüntü gelmeye başladı gözlerime. Bulanık görüyordum hala. Kafamı iki yana sallayarak gözlerimi irice açıp kapattım. Siktir ! Siktir ! Siktir ! Beni kaçırmışlar ! " İmdaaaaaattttt kimse yok muuu ! Yardım ediiiinnn! " Neyse ki ağzım bağlı değildi. Ama bileklerim ve ayak bileklerim oturduğum sandalyeye bağlanmıştı. Bulunduğum oda komple siyaha boyanmıştı. Duvarlar , tavan, pencere, kapı ... Pencerenin sadece görüntü olduğuna bile yemin edebilirdim. Burası o kadar kasvetli ve nemliydi ki! İnanılmaz gerçekten kabus gibi... " Yardım edin ! İmdaaaaaaaaaaaaaaaaaattttt! " Bağırmakdan boğazım acımıştı ama kimse de gelmemişti. Yarım saat kadar olduğunu tahmin ettiğim bir zaman sonra, kapı açıldı. Arkamda kaldığı için göremiyordum. Kapanma sesi de geldi ama adımlayan kimse yoktu. " Bakın kimsiniz bilmiyorum. Beni neden kaçırdınız onu da anlamış değilim ! Büyük ihtimal yanlış kişiyi kaçırdınız yaa ! Lütfen çözün beni ! Bakın gözlerimi de kapattım görmem sizi " Burundan nefes vermeli alaycı bir gülüş sesi geldi kulaklarıma. Gelen kişi bir erkekti. Adımlayıp karşımda duran masaya, bir kalçasını yaslayarak oturdu. Elinde bir stres çarkı vardı. Sürekli onu döndürüyordu. " Bence sen Nazlı'sın " dedi bana hiç bakmadan. Yutkunurken kaşlarım çatıldı. Tam ağzımı açmış konuşacaktım ki çarkı birden durdurup bana baktı. Tam gözlerimin içini hedef alan bakışları beni korkutmaya yetmişti. Bir yandan da tanıdık geliyordu bu adam bana. Daha önce görmüş gibiydim. " Bir yanlışlık yok küçük hanım! Sizi istedik ve kaçırdık. Çok tutmaya da niyetimiz yok ! Sadece yapman gereken bir tercih var ! Cevabından sonra istediğiniz yere kadar bırakırız hatta ! " Küstah! Bakışları ile beni öldürmeyi hedefliyorsa aynısını bende yapabilirdim. Yüz ifadesi donuk gibi dursa da gözlerindeki anlam çok ağırdı. Ne olduğunu çözemediğim Bakışları eş geçip onu süzmeye başladım. Uzun boylu ve yapılıydı vücudu. Üzerine giydiği mavi gömlek, göz rengini daha da ortaya çıkarmıştı. Beyaz teninde gözleri boncuk gibi duruyordu. Erkek güzeli dedikleri türden bu adam beğenimi kazanmıştı. Üstüne giydiği gömlek tam oturmuştu. Göbek gibi bir durum asla söz konusu değildi. Yaşı 25 ~ 30 arasında anca vardı. Sakal traşını yeni yapmış belliydi. O yanaklarda ellerim gezmeliydi. Gözümün önünde bir parmak şıklatması ile kendime geldim. Bir rüyadan uyanır gibi silkelenmem onun çok hoşuna gitti. Alt dudağını ısırarak kafasını iki yana salladı. " Sence de ' ne tercihi ? Ya da neyin seçimi bu ? ' diye ciyaklaman gerekmiyor muydu ? " Benim yanaklarım aldan ala, mordan mola çalarken onun keyfi gayet yerine gelmişti. " Yeterince beni süzüp aklına kazıdıysan konumuza dönelim mi ?" Kafasını bana iyice yaklaştırarak devam etti. " Nazlı " Bu kadar yakınlık beklemediğim bir şeydi. Refleks ile kendimi geri çektim. Bu hareketimden korktuğumu sanmıştı muhtemelen. " Söyle ne söyleyeceksen ! Bir an önce gitmem gerekiyor, ailem beni merak eder. " Dişlerini sıkıp kaşlarını çattı. Ne dediysem sanki ! Masanın üzerindeki bilgisayarı açtı. Ekran şu an ona dönüktü. Göremediğim ekranda o ne gördüyse dudağının bir köşesi yukarı çekildi. Biz buna piç gülümsemesi diyorduk. " Evet yapman gereken seçim şu. Kurtuluş mu yoksa Nazan mı? Birinin hayatı senin seçimin ile tam bugün ve bu saatte bitecek. Hangisini feda edeceksin, ailesinin Nazlı kızı? " ❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤ Nejat'ın anlatımıyla Karşımda bu kadar güçlü ve alaycı durmasını beklemiyordum. Bu duruşu beni daha sert olmaya itiyordu. Arsızca beni süzdüğü an aklımı yitirecektim. Farkında değil miydi yoksa dikkatimi dağıtmak için yaptığı bir numara mıydı çözemedim. Son cümlemden sonra dondu bir süre. Gözlerini kırpmadan bana bakıyor, ciddi olup olmadığımı anlamaya çalışıyordu. Kaşlarımı kaldırıp baktım. " Seni bekliyorum Nazlı? " " Sen ne diyorsun be ! Sen kimsin de kardeşlerimi tanıyorsun beni kaçırıyorsun? " Ayağa kalkmaya, ellerini çıkarmaya çalışıyordu. " Gebertirim ulan seni ! Karate biliyorum ben bir kere ! Seni var ya parça pincik ederim " Gür bir kahkaha atmama sebep oldu. Kendimi durduramayıp gülmeye devam ettim. Hayatımda hiç bu kadar gülmemiştim. Gözlerimden yaş gelmiş, ben onları silerken o sinirli bir şekilde bana bakıyordu. " Ne bu şimdi bu kadar ? Komik miydi? Çöz beni de ne kadar ciddi olduğumu göstereyim sana ! " Kendimi zar zor toparladım. Boğazımı temizleyip kendime çeki düzen verdim. Masanın diğer tarafına geçtim. Şimdi aramızda bir masa vardı. " Güldük eğlendik. Bu kadarı yeterli. Şimdi cevabını vermen gereken andasın Güzel Nazlı! Son kez soruyorum. Abin mi kız kardeşin mi ? " Bağırıp çağırmaya, oturduğu yerde debelenmeye başladı. Kollarımı göğsümde bağlayıp ona baktım sadece. Sakinleşince derin derin nefesler almaya başladı. Yüzü kızarmış bir haldeydi. Nefes almaya devam ettikçe göğsü inip kalkıyordu. Ara ara gözüm oraya takılıyordu. Neden bu kıza çekilip duruyordum ? Son kez burnundan derin bir nefes çekip, ağzından ıslık çalar gibi yavaşça verdi. Yüzüne sahte bir gülümseme yapıştırıp bana baktı. " Bak sen kimsin ? Bizi nereden tanıyorsun? Bilmiyorum, inan bilmek de istemiyorum ! Sadece bu saçmalığa bir son ver ! Artık gitmek istiyorum. " Beni tanımadığı belliydi. İnsan en azından kaza yaptığı kişiyi araştırırdı. Bilgisayar ekranını ona doğru çevirip, ellerimi masaya dayadım. Hafif eğilip gözlerinin ta içine baktım. " Cevap ver ve git ! " Gözleri ekrana kilitlenip kaldı. Gördüklerine inanması biraz zamanını aldı. Güçlü duruşundan ödün vermeden ağlamaya başladı. Kafası gördüklerini reddetmek ister sürekli iki yana sallanmaya başladı. Ama bu daha çok ondan habersiz olan bir eylem gibiydi. Gözlerim kısık bir şekilde onu inceliyordu. Kafasını iki yana sallayarak bu görüntüyü reddediyor, inanmak istemiyordu. Gözlerinde yanan ateş, ne kadar yandığını gösteriyordu. Onun gibi şımarık bir kız bu kadar etkilenebilir miydi? Başını yana eğip bana baktı. " Bunu neden yapıyorsun! Kimsin sen ! Ne yaptık biz sana ! Ailemle ne alıp veremediğin var senin Allah'ın cezası pislik herif ! " Sözlerine, yavaşça başlayıp sonuna doğru bağırarak son vermişti. Yüzüm buluştu. Kulaklarımı tıkayıp geri açtım. " Bağırmadan da anlaşabilir sevgili Nazlı! Bir daha sesini yükseltme bana ! " Doğrulup ellerimi ceplerine soktum. Etrafından dolanıp tam arkasında durdum. Yavaşça kulağına doğru eğildim. " Ben Nejat Saygın! Şimdi tanıyabildin mi bari ?" Kokusu burnuma geldiği an kendime hakim olamadan burnumu boynuna doğru sürttüm. Ağlama sesi geldiği an geri çekildim. " Tanımıyorum seni ! Derdin neyse söyle çözelim lütfen bunu yapma. Aileme zarar verme ! Derdin neyse onu benimle çöz! Söz veriyorum ne istersen yapacağım. Ama ailem olmaz ne olur kes şunu ! " . . . . Devam edecek ...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD