Nejat'ın anlatımıyla
Ben zaten anlaşmayı imzalamıştım. O kardeşlerinin yerine kendi ölmek isteyince hiç işime gelmemişti.
Üstelik bunu istediği an içim sıkışmış, nefes alamaz olmuştum. Tam bu esnada aklıma gelen bu fikir rahat bir nefes almama yardımcı olmuştu.
Yalan yok güzel bir kızdı. Hem de çok güzel ... Ama bu güzellik bana ait değilse, güzelliği benim için bir şey ifade etmiyordu. Onu kendime ait kılacaktım.
Neyi imzaladığına dair herhangi bir fikri yoktu. O 24 saati ömrü boyunca unutmayacaktı. Özel ve güzel geçmesi için, bugünü hayatının her alanında hatırlayabilmesi için bütün kozlarımı oynayacaktım.
Daha fazla beklemeden imzalayıp dosyayı önüme itti.
" Ne zaman başlayacak 24 saat? Hemen şimdi mi ? "
Yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım. " Bu kadar istekli olacağını sanmıyordum açıkçası ! Bunun senin için bir ceza olması gerekiyordu Nazlı kız! Oysa şimdi bir ödül almış gibi heveslisin! "
Sözlerimle elleri yumruk oldu. Ahh bir de karate biliyordu değil mi ! Neden her hareketi bu kadar tatlı görünüyordu?
İçimde savaş halinde iki taraf vardı. Bir taraf bu kızı sempatik bulup çekiyor, diğer taraf ise şımarık ve bencil bulup itiyordu.
Yüzü kızarmıştı sinirden. Hatta boynu bile kızarmıştı. Bana doğru iyice yaklaşıp burnumun dibine kadar girdi.
Gözleri korkusuzca gözlerimi hedef aldı. " Değil seni istemek, bir daha ömrü hayatım boyunca yüzünü görmek, adını bile duymak istemiyorum.
Bir an önce bitsin gitsin ! Bir daha da ne bana ne de aileme yaklaşmayacaksın! " Bir adım geri çekilip kollarını göğsünde bağlayarak beni baştan aşağıya süzdü. Alaycı bakışlarıyla konuşmasını devam ettirdi.
" Umarım verdiği sözleri tutan bir " İki elinin iki parmağıyla tırnak işareti yapıp sözlerini öyle tamamladı. " 'ADAM' sındır. "
Söylediği imayı aptal olsa anlardı. Üzerine doğru adım attım. Bir adım daha... İşte şimdi dip dibeydik. Bir adım daha atınca yerinde sendeledi ve geri adımlamaya başladı.
Durmayacağımı anladığında geriye doğru adım adım gitti. Duvara yapıştığı anda, onu duvar ile arama sıkıştırıp yüzümü yüzüne doğru yaklaştırdım.
Onu öpeceğimi sanıp kafasını çevirdi. " Dur ne yaptığını sanıyorsun sen ? " Çevrilen kafasıyla açılan boynu yutkunmama sebep oldu. Biraz önce boynundan aldığım kokusu hala burnumun dibindeydi.
Sesi güçsüz çıkmıştı. Göğsü hızla inip kalkıyordu. Bunun sebebi ya heyecandı ya da korku ! İşte tam bu an bunu daha eğlenceli hale getirecek dahiyane fikir geldi aklıma. Onu mağarama götürecektim! 24 saat çok eğlenceli olacaktı.!
Dudaklarım yanağına temas etti. Öpmedim! Dudaklarım sürtünerek yanağından kulağına doğru yol aldı.
Şu an kendimi bu kadar sıktığıma bende inanamıyordum. Bu kadar küçük hareketlere bile sikim uyanmıştı.
Sessiz sözlerimi kulağına söylemeye başladım. " Adamlığımı sana göstermeyi çok isterim Nazlı kız! " Altımdaki sertleşmiş sikimi bastırmaktan geri durmadım. Hemen peşine kulak memesini dilimle ağzıma alıp emmem ile onun titremesi bir oldu.
"Bana sevgilim gibi karşılık vereceksin! Unutma ben istersem yapmak zorundasın. Bunu zorla değil de keyif alıyormuş gibi yapacaksın. Bunu hissettirdiğin her hareketinde 24 saate, hareket başı 1 saat eklerim. "
Bütün konuşmam boyunca nefesimi tenine doğru vermiştim. Burnumu sürmekten, geri durmamıştım.
Yerinden bir milim dahi oynamıyor, donmuş gibi duruyordu. Ancak göğsü hala hızla inip kalkıyordu. Yanakları kıpkırmızı olmuş, gözleri kapanmıştı.
Siktir! Onu tam şu an burada becermek istiyordum. Biraz daha devam edersem duramayacaktım ama mıknatıs gibi ona çekilmeden de duramıyordum.
Ellerimi onun iki yanından duvara yaslamıştım. Yavaşça beline doğru koyup o ince belini kavradım. Parmaklarım tenine temas etmek için karıncalansa da bunu bir sonraki görüşme için erteledim.
Aramızda sıkışan göğüsleri gözlerimi çelip duruyordu. Eğilip ona bakarak açılan dekoltesinden dışarı taşan göğsünün dolgunlugunu ağzıma alıp emmem ile başını duvara yasladı. Gerçekten teni pamuk gibiydi ! Biraz emdikten sonra ısırmadan edemedim.
Bu hareketim ile kendine gelip beni itti. Gözlerimiz tam o an kesişti. Bakışları alev alevdi. " Sen ne yaptığını sanıyorsun? "
Yüzü hala kıp kırmızıydı. Bütün yüz ifadesi allak pullak olmuş, şaşkın ifadesi sesine bile yansımıştı. Nefes nefeseydi. Kilometrelerce koşmuş gibi terlemeye başlamıştı.
" İşte böyle... 24 saatin başladığında da bu kadar itaatkar ve istekli olmanı istiyorum Nazlı."
Gözlerinin içine bakarak dudağımı yaladım. Duyduğu cümlem ile yutkundu. Gözlerim göğüslerine kaydığında onunda bakışları oraya indi.
1 dakika bile sürmeyen ilgim karşısında emdiğim yer kızarmış, hatta kızarıklığın içinde de daha kırmızı benekler oluşmuştu.
Kafamı iki yana salladım. Ben bu kadar iradesiz değildim. Kendime gelmem gerekiyordu. Derhal!
" Araban burada. Şimdi gidebilirsin. Numaranı aldım. İstediğim an 24 saat başlayacak. Bunu kimse bilmeyecek Nazlı! Seni tekrar tekrar uyarıyorum ki bir hata yapma. Ailenin can güvenliği sana bağlı. "
Ona arkamı dönüp masaya doğru ilerlerken sikimi düzelttim ona fark ettirmeden. Ve söylediğim cümlelerden sonra, masadaki sözleşmeyi ve bilgisayarı aldım. Arkamı dönüp ona baktığımda burada değil gibiydi.
Bedeni burada olsa da zihni başka bir yerdeydi. Keşke şimdi mağarada olsaydık. O zaman hangi duyguyu yaşadığını Ciks'den öğrenebilirdim.
Beni her seferinde merak içinde bırakmayı nasılsın başarıyordu? 4 mevsim gibiydi. Her an değişebiliyor, onu keşfetme arzumu tetikliyordu.
Düşünce denizinde boğulurken daha fazla bekleyemedim. Parmağımı yine yüzünün önünde şıklattım bir kaç kere.
Bu hareketim ile silkelenip kendine geldi. Neden bu kadar dalıyordu ve nereye dalıyordu? Sinirlerim bozuldu yine.
Burada bu anda benimle bunları yaşamak için yüzlerce kız can atarken bu kızın aklı bile başka yerdeydi !
İnanılır gibi değil!
" Bitti mi diyorum ! Şu hayal dünyanda işin ? Bittiyse gidelim. Eğer kalmak istersen küçük bir fragman daha yaşayabiliriz hemen burada!"
Dudağımın bir kenarı kıvrılmış cevap beklerken, yüzüme baktı sadece. Anlayamadığım o bakışlardan sonra hiç bir şey söylemeden kapıya gidip çıktı. Çok sarsılmış görünüyordu.
Peşinden gidip önüne geçtim. " Takip et beni!"
❤❤❤❤❤❤❤
Nazlı'nın anlatımıyla
İpi kopmuş bir balon gibiydim şu anda. Bana yaklaşması, nefesi dudaklarının değdiği yerlerin alev alması, kulağımı emmesi, göğsüme bıraktığı iz ...
Bütün bunlar ... Ben ... Neden onu itmedim? Biraz önce beni ailem ile tehdit eden adama, üstelik süre henüz başlamamış iken neden dur diyemedim?
Çağrı beni öpmeye kalktığında dahi, geri çekilen ben, bu yabancı adama dokunmak istedim ! Zar zor sürdüğüm arabayı müsait bir yerde sağa çektim.
Yeni bir kaza atlatmışken bir kaza daha geçiremezdim.
Vücudum ateşler içinde kalmış, hem yanıyor hemde kendime yabancıymış hissinden kurtulamıyordum.
Ellerimi saçlarıma atıp, iki yandan sıkıca tutup kafamdan çekiştirdim. Düğün öncesi yaptığım bakımlar yalan olmuştu.
Düğün mü? Sinirden deli gibi kahkaha atmaya başladım. Ben demin Çağrı'yı aldatacağım bir anlaşmayı bilerek ve kabul ederek imzalamıştım.
Kahkahalarım yerini acı ağlayışlara döndü. Arabanın içine çöküp ağlamalarıma orada devam ettim.
Ne yaşadım ben bugün? Bütün bu ağlamalar hangi sorunum içindi?
Ailemin ölümle burun buruna gelmesi ?
Kendimi ahlaksız bir teklife evet derken bulmam?
Anlaşma süresi dahilinde olmayan zamanda, o Küstah herifin bana dokunmasına izin vermem?
Hatta bu dokunuşlardan etkilenmem?
Bütün bunlar yaşanırken Çağrı’nın bir kez olsun aklıma gelmeyişi?
Bu birliktelikten sonra ben nasıl evlenecektim peki?
Bütün bu sorular zihnimde yankılanırken ben ağlamalarıma devam ediyordum. Tam bu esnada telefonuma bir mesaj düştü.
" Biraz daha ağlamaya devam edersen, fragmanı yaşayamadığın için üzüldüğünü düşüneceğim Nazlı kız! ❤ "
Dişlerimi sıkıp ağlayışıma bir son verdim. Su mataramdaki sudan büyük yudumlar içip sakinleşmeye çalıştım.
Arabam hala sağa çekilmiş, dörtlüleri yakılmış bir halde benim toparlanmamı bekliyordu. Ailemi takip ettirdiği gibi şimdi de beni takip ettiriyordu demek !
Derin nefesler alıp vererek tek tek ailemi aradım. Abim meşgule atıp ' müşterimle görüşmem var çirkin ! Acilse mesaj at ! ' diye bir mesaj göndermişti. Çirkin dediğine göre iyiydi.
Nazan'ı aradığımda evde annemle beraber pizza ! yaptıklarını söyledi. Hoparlör açıktı ve annemin sesi de iyi geliyordu.
En son babamı da aramış ve onunda yine kumasıyla atışarak tavla attığına şahit olmuştum. İşte şimdi içim rahatlamıştı.
Sesimi ve duygularımı kontrol altında tutmak, aileme hiç bir şey hissettirmemek için kendimi çok sıkmıştım. Hepsinin iyi olduğunu öğrendikten sonra bir de rahatlayıp ağlamıştım.
Telefonu kilitleyip, yandaki koltuğa attım. Yolu kontrol edip, sinyalimi verdim. Yola çıktığımda sinirim, kaynayan bir su gibi içimde fokurduyordu.
" Hayvan ! Küstahh ! Pislik herif ! Utanmaz arsız yakışıklı piç heriffffff ! "
Aklıma geldikçe kendime olan öfkemde artıyordu. " Salaksın Nazlı tam bir geri zekalısın kızım ! Öyle put gibi durursan adamın karşısında, bir fragman daha çekelim der tabi ! "
"Zengin züppeee ! Ne üzüleceğim bee ! Bir de fragmanı yaşayamadığın için mi ağlıyorsun diyor ! Kendini ne sanıyorsun sen acaba haaaa! Hiç bana sordun mu acaba daha önce böyle şeyler yaşadın mı diye ! Ama yok paşam herkesi kendi gibi sanıyor ! Ben sen miyim bee, her çiçekten bal alayım ! "
Omuzlarım düştü. Her ne kadar kızsam da bana yaptıkları hoşuma gitmişti. İşte tam da bu yüzden kendimi affedemiyordum. Çekici olmak, ya da çekime karşı koyamamak bizim yaşadığımız olay mıydı yani tam olarak ?
" Ben daha Çağrı'yla bile öpüşmemişken bana yaptıkların beni dondurdu, tepki veremedim diye nasıl derdim ki ! "
Sinirlerim içimden taşıyor, kelimelerime yansıyordu ! Söylene söylene sonunda dükkana gelmiştim. Özkan dükkanı kilitlemek üzereydi.
Saat 7'ye gelmek üzereydi. " Abla kaç saat oldu ! Bir gittin gelmek bilmedin. Ben de kilitliyordum tam. "
Arabanın arka ve bagaj kapısını açarak, kızlarıma bir göz attım. Hafif bir tebessümle Özkan'a döndüm. " Kızları seçmem uzun sürdü Özkan. Sen gidebilirsin. Ben de bunları dükkana koyup eve gideceğim zaten. Yarın görüşürüz artık. İyi akşamlar. " diyerek çiçekleri dükkana aldım teker teker.
İşimi bitirdiğimde çıkmak için çantamı ve anahtarları elime aldığım sırada telefonuma mesaj geldi. Baktığımda ' Küstah ! ' kişisinden geldiğini gördüm. Onu bu sıfattan daha iyi tanımlayacak başka bir sıfat daha yoktu .
" Kendini fazla yormuyor musun sence de ? Nazlı kızlar bu kadar çalışmaz diye biliyorum ben . Yoksa yanılıyor muyum ? "
.
.
.
.
.
Devam edecek ...