Nejat'ın anlatımıyla Nazlı kız kolunu bile kaldırabilecek halde değildi. Güzelce koltuğa taşıyıp, uzanmasını sağlamıştım. Şarabı ve Nazlı'nın hazırladığı mezeleri salona getirdim. Doğrulup oturur pozisyona geldi. Kadehlerimizi tokuşturup içtik. Şişenin dibini bulduğumuzda sarhoş olmuştu. Gülüyor, kikirdiyordu. Hayatımın aşkını, kardeşimin kazasıyla bulmak da kaderin bir oyunuydu anlaşılan. O koltukta şarkı söylüyordu. Hep de yanlış söylüyordu ama bu bile keyiflenmemi sağlıyordu. Telefonumdan onun için sipariş verdim. Malum buraya gelirken giydiği bütün kıyafetleri parçalamış, üzerinden söküp atmıştım. Kendimi bu kadar kaybedeceğimi asla düşünmezdim. Onu kucağımda yatağa taşıdım. Ara ara sızıyor, geri uyanıyordu. Saat sabahın 5'ydi. Sadece 5 saat kalmıştı, 24 saatin bitmesine.

