Sabahın köründe ev halkı güçlü bir gürültüye uyandı. Ne olduğunu anlamayan ev halkı gözlerini ovuşturarak yataklarından kalkıp gürültünün nerden geldiğini anlamaya çalışıyordu. Devrilen tencere, tabak seslerini duyduklarında mutfağa koşturdular. Emir’i dağılmış mutfağın göbeğinde gördüklerinde gülseler mi kızsalar mı bilememişlerdi. Emir’in üstü başı un, etrafta kırılan tabak parçaları ve masanın üstünde de kahvaltılıklar vardı. “Oğlum sen ne yaptın?” Gülerek sormuştu Melek, Emir’i korkutmamak için. “Kahvaltıyı hep annem hazırlıyor. Bir kez olsun hazır kahvaltıya otursun istedim. Krep yapacaktın ama tencere yanınca korktum.” Emir öyle tatlı görünüyordu ki ona kızmak yerine iyi niyetli sebebiyle gülümsüyordu. Naide bile geliniyle anlaşamıyor bile olsa torununun annesine böyle bir jest yap

