Dolunay-Giriş

230 Words
Genç elindeki topu arkadaşına atarak sırt çantalarının olduğu yere yöneldi. İçinden çıkardığı pet şişeyi kafasına dikerken saatin umduklarından da hızlı ilerlediğini fark etti. Hava kararmaya başlamıştı. Arkasına dönerek basket atmaya çalışan arkadaşına baktı. "Rüzgar?" Arkadaşının bakışları kendisine döndüğünde yüzünde sinirli bir hal vardı. "Ne oldu, niye öyle bakıyorsun?" Rüzgar elindeki basket topunu karşıya sertçe fırlatarak kendini yere bıraktı. "Olmuyor! Ben sana dedim ama yaz tatilindeyken idman yapalım diye." "Benim suçum mu oldu şimdi?" "Yok canım ben basket potasıyla konuşuyordum." dedi alayla. Emir kaşlarını çatarak arkadaşına bakmayı sürdürdü. "Her gün çalışamazdık Rüzgar. Ders bile çalışmadık farkındaysan. Tek düşüncemiz takıma girmekti." "O da bu çalışmayla olur zaten." diyerek ayağa kalktı. "Ben tuvalete gidiyorum. Gelince gideriz." Emir bir şey söylemeden başını salladı. Rüzgar haksızlık ediyordu. Üç ayın neredeyse her günü buradaydılar. Yerdeki topu alarak arkasına döndüğünde karşıdan kendisine doğru gelen birini gördü. Yüzünü seçemese de gölgeyi andıran bedeni gittikçe ona yaklaşıyordu. "Bu ne ya?.." diyerek kendisinin duyabileceği bir sesle mırıldandığında gölgenin yüzünde beliren bir çift sarı ışık olduğu yere çiviledi. Nefes alışverişleri anormal bir şekilde hızlanırken bir adım geriledi. Gölge hızla üzerine atılırken "Rüzgar!" diye bağırdı. Bedeni yerle buluştuğunda üzerindeki ağırlık hissedilebilir şekildeydi. "Kalk üzerimden!" Üzerindeki kişinin eli boğazını sertçe yere bastırırken başını kaldırarak yüzüne bakma olasılığı yok oldu. Hemen ardından teninin delindiğini hissettiğinde acıyla inledi. Üzerindeki ağırlık yok oldu. Ama yine başını kaldıramadı. "Emir!" arkadaşının endişeli sesini duyduğunda bilinci çoktan kapanmıştı. **
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD