"Ne?" dedim fısıldayarak. "Hiç." dedi ama bir kiraz ağacına bir bana bakıyordu. "Alp ne bakıyorsun ya?" utanarak bakışlarımı kaçırmama sebebiyet verecek cinsten bakıyordu. "Hiç." dedi yeniden ve sırıtışını yüzünden silmeye çalıştı. "Bana söylemen gereken bir şey var mı?" diye konuyu değiştirdiğinde bundan memnun olarak başımı salladım. "Bir an önce falcıya gitmemiz gerek. Az kaldı." dediğimde kaşları havalandı. "Ve bu süre içinde ben hala hiçbir şey bilmiyorum." gülümsedim alayla. "Ne yazık...Ben de." ne demek istediğimi anlamıştı. "Falcıdan da öğrenebilirim," dedi gözünü kırparak ve devam etti. "Biliyorsun değil mi?" "O zaman git ve ondan öğren." dedim sertçe ve yanından geçmeye çalıştım. Bunu fark ederek önüme geçti. "Ama ben senden öğrenmek istiyorum Nazlı." boylarımız arasında pek

