"Kararsızsın." dedi onaylamamı bekleyen sesiyle. "Öyle." deyip gözlerimi açık kahve gözlerine diktim. Beni anlıyormuş gibi bakıyordu ve bakışları biraz olsun rahatlamamı sağlamıştı. "Onlara söylemek istiyorum. Hakları var gibi hissediyorum," deyip gökyüzüne baktım. "Ama sonra? İşler daha da karışacak. Şu halimize baksana," diyerek ikimizi gösterdim. Daha sonra yüzümü, boynumu ve bıçak yaramı sırasıyla göstererek ilerledim. "Bunları sıradan kişiler yapmadı ki." dedim. "Onu buraya yollayan oyunun kurucusuydu." dediğimde doğru noktaya parmak bastığımı belli edercesine mırıldandı. "O...sana ne dedi anlatsana." diğerlerine baktım. Kendi hallerinde takılıyorlardı. Barış'a gözüm takıldığında elindeki telefonu çeviriyordu ama dikkatinin biz de olduğunu anlayabilmiştim. Çok umursamadım. Kafe yet

