İkisine baktım. Aralarında bu grupta gördüğüm arkadaşlıktan çok daha fazlası var gibiydi. "Merhaba." diye mırıldandı elini uzatarak. "Bir türlü tanışamadık. Eylül ben," ben de elimi uzatıp gülümsedim. "Nazlı." "Alp ile işler nasıl gidiyor Nazlı?" konuya bodoslama dalarak göz kırptığında "Anlamadım?" dedim. Neyi soruyordu ki? "Sevgililik diyorum." ben şaşkınlıkla soluduğumda "Gerçi sevgili ve Alp kelimesi yan yana geldiğinde bil---" ellerimi savurdum. "Hayır hayır, bak zaten biz iki hafta önce tanıştık." "Yuh!" diyerek bağırdı Yiğit. Böylece bizi duyduğunu anlamıştım. "İki haftada tanışıp sevgili olmak mı?" durdu, durdu ve alkışladı. "Bu da zaten sizin gibi krallara yakışırdı." utançla onlara baktım. "Biz--" devam edemedim. "Sevgili olmak mı?" dehşetle bize baktı Alp. "Bu ne demek şimdi

